’Sadece müteşabihlerin peşinden gitmeyiniz’

İmam Rıza (a.s.) buyurdu ki: “Her kim Kur’an’ın müteşabihatını, muhkematına döndürürse doğru yola hidayet olmuştur. Bizim rivayetlerimizde de Kur’an’da olduğu gibi muhkem ve müteşabih sözler vardır. Bu yüzden müteşabihatını muhkematına döndürünüz. Sadece müteşabihlerin peşinden gitmeyiniz ki sapıtırsınız”

<’Sadece müteşabihlerin peşinden gitmeyiniz’

TÜRK-AZ HABER / EHL-İ BEYT

Hasan bin Ali bin Fazzal, İmam Rıza (a.s)'dan şöyle rivayet etmiştir:

"Farz namazlardan sonra yapılan secde, farzı yerine getirmek için kuluna başarı ve tevfik veren Allah'ın dergâhına şükür anlamını taşır. Şükür secdesinde yapılacak en az zikir üç defa 'şükren lillah/şükür Allah'a mahsustur' demesidir."

Ben kendisine, "şükren lillah"tan maksadın ne olduğunu sorunca da şöyle buyurdu: "Yani, bu secdem gerçekte bana farzı eda ve hizmet başarısını veren Allah'ın dergâhına mahsustur. Şükür artış nedenidir. Eğer farz namazlarında bir eksiklik varsa ve bu eksiklik nafilelerle telafi edilememişse bu secdelerle telafi edilmektedir."

İmam Rıza (a.s) babasından, o da ceddinden naklettiği üzere İmam Zeynü'l-Abidin (a.s)'a şu soru soruldu: "Neden gece namazı kılanlar insanların en güzel yüzlü olanlarıdır?" İmam Zeynü'l-Abidin şöyle buyurdu: "Zira onlar Allah'a yakarışta bulunmuşlardır. Allah da onları kendi nuruyla nurlandırmıştır."

İmam Rıza (a.s)'dan şöyle nakledilmiştir:

"Her kim elinin diyetinden daha az bir şey çalarsa Allah onun bu günahını örter (yani, ona had uygulanmaz). Ama elinin diyeti kadar hırsızlık yaparsa Allah onun bu günahını açığa çıkarır (ona had uygulanır)."

Ebu Hayyun İmam Rıza (a.s)'dan şöyle rivayet etmiştir:

Cebrail, Hz. Peygamber'in huzuruna vararak şöyle arz etti: "Ey Muhammed! Allah sana selam ediyor ve şöyle diyor: Bakire kızlar ağaç meyveleri gibidir. Meyve yetişince onu toplamaktan başka çare yoktur. Aksi takdirde güneş ve rüzgâr onu yok eder. Bakireler de buluğa erişince onları evlendirme dışında bir çare yoktur. Aksi takdirde fitneye düşmesi muhtemeldir."

Daha sonra Peygamber (s.a.a) minbere çıktı, konuşma yaptı ve Allah'ın emrini tebliğ etti. Halk, "Kime kocaya verelim?" diye sordu. Peygamber, "Onların dengi olan kimselere" diye buyurdu. Halk, "Kimler denk sayılır?" diye sorunca da Peygamber (s.a.a) şöyle buyurdu: "Müminler birbirinin dengidir." Daha sonra orada minberin üzerinde Zubeyr bin Abdulmuttalib'in kızı Zubaa'yı Mikdad bin Esved ile evlendirdi ve şöyle buyurdu: "Ey insanlar amcam kızı Zubaa'yı Mikdad ile evlendirdim ki evlilik işi kolaylaşsın."

Ebu Hayyun İmam Rıza (a.s)'dan şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:

"Her kim Kur'an'ın müteşabihatını, muhkematına döndürürse doğru yola hidayet olmuştur." Daha sonra şöyle buyurdu: "Bizim rivayetlerimizde de Kur'an'da olduğu gibi muhkem ve müteşabih sözler vardır. Bu yüzden müteşabihatını muhkematına döndürünüz. Sadece müteşabihlerin peşinden gitmeyiniz ki sapıtırsınız."

(Uyun-u Ahbar'ir-Rıza (a.s), Şeyh Saduk İbn-i Babeveyh)