‘Sen Tûba ağacının sahibisin’

Resûlullah (s.a.v.) buyurdu ki: “Ey Ali, sen benimle birlikte Sırat’tan geçecek ilk kimsesin. Makam-ı Mahmud’da olduğumda benimle olacak kimsesin. Elinde hamd bayrağı olacaktır. Sen cennetteki Tûba ağacının sahibisin; bu ağacın kökleri senin evinde, dalları ve yaprakları ise seni sevenlerin evindedir"

<‘Sen Tûba ağacının sahibisin’

TÜRK-AZ HABER / EHL-İ BEYT

İbrahim b. Ebu Mahmud İmam Rıza'dan, o da babalarından, onlar da İmam Hüseyin'den Peygamber-i Ekrem (s.a.a)'ın şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:

"Ey Ali sen benden sonraki mazlumsun. Sana zulmedene ve haksızlıkta bulunana eyvahlar olsun. Ne mutlu sana uyana ve başka kimseyi sana tercih etmeyene!

Ey Ali sen benden sonra başkalarının kendisiyle savaşacağı kimsesin. Seninle savaşana eyvahlar olsun. Ne mutlu seninle birlikte savaşanlara.

Ey Ali, sen benden sonra benim sözlerimle konuşan ve benim dilimle hitap eden kimsesin. Senin sözlerini reddedene eyvahlar olsun. Ne mutlu sözlerini kabullenenlere!

Ey Ali, sen benden sonra bu ümmetin efendisisin! Sen onların imamı ve halifesisin. Her kim senden ayrılırsa kıyamette benden ayrılacaktır. Her kim seninle olursa kıyamette benimle olacaktır!

Ey Ali, sen bana iman eden, beni tasdik eden, işlerimde bana yardımcı olan, benimle birlikte düşmanlarla savaşan ve insanların cehalet gafletinde olduğu bir zamanda benimle birlikte namaz kılan ilk kimsesin!

Ey Ali, sen kıyamette benimle birlikte topraktan başını kaldıracak ilk kimsesin. Sen benimle birlikte Sırat'tan geçecek ilk kimsesin. Rabbim izzetine yemin etmiştir ki Sırat'tan; elinde sadece senin ve neslinden olan imamların velayetiyle ateşten kurtuluş beratı bulunan kimseler geçecektir! Sen Havz'da yanıma gelecek ilk kimsesin. Dostlarına o Havz'dan su verecek ve düşmanlarını ondan uzaklaştıracaksın. Makam-ı Mahmud'da olduğumda benimle olacak kimsesin. Dostlarımıza şefaat edeceksin ve onlar hakkında şefaatin kabul edilecektir. Sen cennete girecek ilk kimsesin. Elinde hamd bayrağı olacaktır. Bu bayrak yetmiş parçadır her parçası ay ve güneşten daha geniştir.

Sen cennetteki Tûba ağacının sahibisin; bu ağacın kökleri senin evinde, dalları ve yaprakları ise seni sevenlerin evindedir."

İbrahim b. Ebu Mahmud (bu hadisin ravisi) şöyle diyor:

Ben İmam Rıza (a.s)'a şöyle arz ettim: "Ey İbn-i Resûlillah! Emire'l-Mü'minin ve siz Ehl-i Beyt'in faziletleri hakkında muhaliflerinizden nakledilen ve sizden menkul rivayetler arasında olmayan birtakım rivayetler vardır. Onlara inanalım mı?"

İmam (a.s) şöyle buyurdu: "Babam babasından, o da değerli atasından Peygamber'in şöyle buyurduğunu bana nakletti: Her kim bir konuşmacıyı dinlerse ona ibadet etmiş sayılır. Eğer o konuşmacı Allah adına konuşuyorsa dinleyen Allah'a ibadet etmiş sayılır; eğer İblis adına konuşuyorsa, İblis'e ibadet etmiş sayılır.

Ey İbn-i Ebi Mahmud! Muhaliflerimiz bizim hakkımızda üç tür rivayet uydurdular: 1- Aşırı, ifrat, 2- Hakkımızı yemek ve tefrit, 3- Düşmanlarımızın kötülüklerini beyan etmek ve onlara sövmek.

İnsanlar onların naklettiği aşırı rivayetleri duyunca taraftarlarımızı tekfir ediyor ve şöyle diyorlar: Onlar imamların ulûhiyetine inanmaktadır.

Tefrit ve hakkımızın çiğnendiği rivayetleri işitince de ona inanıyorlar. Düşmanlarımızın kötülüklerini beyan eden ve onlara sövülen rivayetleri işitince de bize sövüyorlar. Hâlbuki Allah-u Teâlâ şöyle buyurmaktadır: 'Allah'tan başka yalvardıklarına sövmeyin ki onlar da bilmeyerek aşırı gidip Allah'a sövmesinler.' (Enam/108).

Ey İbn-i Ebi Mahmud, insanlar sağa sola gidince sen bizim yolumuzdan ayrılma, zira her kim bizimle olursa biz de onunda oluruz. Her kim bizden ayrılırsa biz de ondan ayrılırız. İnsanı imandan çıkaran en küçük şey çakıl taşlarına, 'bu çekirdektir' deyip ona inanmak ve muhaliflerinden uzak durmaktır.

Ey İbn-i Ebi Mahmud! Sana dediklerimi sakla, zira dünya ve ahiret hayrını senin için bu sözlerimde topladım."

(Uyun-u Ahbar'ir-Rıza (a.s), Şeyh Saduk îbn-i Babeveyh)