Allah-u Teâlâ mütekebbirden hoşlanmaz

İmam Sâdık (a.s) buyurdu ki: “Allah-u Teâlâ etten ve şişman kimseden hoşlanmaz. Etten maksat, gıybet edilerek insanların etinin yenildiği (Müslümanın gıybetinin yapıldığı) evlerdir. Şişmandan maksat da mütekebbir ve yolda gururlu yürüyen kimsedir”

<Allah-u Teâlâ mütekebbirden hoşlanmaz

TÜRK-AZ HABER / EHL-İ BEYT

İbn-i Fazzal, İmam Rıza (a.s)'dan şöyle rivayet etmiştir:

"Babam babalarından, onlar da Ali (a.s)'dan Peygamber'in şöyle buyurduğunu nakletmişlerdir: Geçmiş ümmetlerin hastalıkları size bulaşmıştır, (bunlar) kin ve hasettir."

İmam Rıza (a.s), babası İmam Kâzım'dan, o da İmam Sâdık (a.s)'dan şöyle rivayet etmiştir:

Allah-u Teâlâ Dâvud (a.s)'a şöyle vahiy etti: "Bazı kullarım iyi bir iş yapar da o işi sebebiyle onu cennete koyarım."

Dâvud (a.s) şöyle dedi: "Allah'ım o iyi iş nedir?"

Allah-u Teâlâ şöyle buyurdu:

"Bir hurmayla da olsa bir müminin kalbinden hüznünü gidermektir."

Bunun üzerine Dâvud (a.s) şöyle buyurdu: "Her kim Seni tanırsa Senden ümidini kesemez."

Hasan İbn-i Bint İlyas şöyle diyor:

İmam Rıza (a.s)'dan Peygamber (s.a.a)'in şöyle buyurduğunu işittim: "Kendisinden bir hades zuhur edene veya bir muhdise (hadesi gerçekleştiren) sığınak verene Allah lanet etsin."

Hadesten maksadın ne olduğunu sordum, İmam Rıza (a.s) şöyle buyurdu: "Cinayet ve öldürmedir."

İmam Rıza (a.s), babasından, o da İmam Sâdık (a.s)'dan şöyle nakletmektedir: "Allah-u Teâlâ etten ve şişman kimseden hoşlanmaz." Oradakilerden biri İmam

(a.s)'dan şöyle sordu: "Ey Resûlullah'ın evladı, biz eti seviyoruz, evimizde et eksik olmuyor; o halde ne yapmamız gerekir."

İmam (a.s) şöyle buyurdu: "Düşündüğünüz gibi değildir; maksat, gıybet edilerek insanların etinin yenildiği (Müslümanın gıybetinin yapıldığı) evlerdir. Şişmandan maksat da mütekebbir ve yolda gururlu yürüyen kimsedir."

Abdusselam b. Salih Herevî şöyle diyor:

İmam Rıza (a.s)'a arz ettim: "Ey Resûlullah'ın evladı, Ramazan ayında ilişki kuran veya orucunu bâtıl eden kimse hakkında babalarınızdan üç kefaret vermeleri gerektiği nakledilmiştir. Başka bir rivayette ise bir kefaret vermeleri yeterli görülmüştür. Bu iki rivayetten hangisiyle amel edelim?"

İmam (a.s) şöyle buyurdu: "Her ikisine de amel ediniz, şöyle ki eğer Ramazan ayında haram ilişkide bulunur veya haram bir şeyle orucunu bozarsa üç kefaret vermelidir, yani bir köle azat etmeli, iki ay aralıksız oruç tutmalı ve altmış fakiri doyurmalıdır. O günün kazasını da ayrıca eda etmelidir. Ama eğer helal ilişkide bulunmuş veya helal bir şeyle orucunu bozmuşsa bir kefaret vermelidir ve bir günde kaza tutmalıdır. Unutarak böyle yapmışsa, kaza da kefaret de gerekmez."


(Uyun-u Ahbar'ir-Rıza (a.s), Şeyh Saduk İbn-i Babeveyh)