KÂBE’DE DOĞUP MİHRAPTA ŞEHİT OLANA.....

     İmam Ali (a.s) şöyle anlatıyor: "Ya Resulullah, Uhud'da Hamza b. Abdulmuttalib başta gelmek üzere 70 kişi şehit oldu, onlar Uhud kahramanlarıydılar. Ben bu feyizden mahrum kaldığım, onlarla birlikte Uhud'da şahadete erişmediğim için ziyadesiyle üzüldüm, mustarip oldum" dedim. Bunun üzerine "üzülme" buyurdular, "Orada şehit olmadın, ama sonunda Allah yolunda şehit olarak göçeceksin bu dünyadan."

KÂBE’DE DOĞUP MİHRAPTA ŞEHİT OLANA.....
ADEM BİRİNCİ

KÂBE’DE DOĞUP MİHRAPTA ŞEHİT OLANA.....

İmam Ali son Ramazan ayında, ömrünün son günlerinde her gece bir eve iftara gitmekte, fakat çok az yemek yemektedir. Çocukları üzüntüden ne yapacaklarını bilmez bir haldedirler, çok sevmektedirler babalarını çünkü… Sonunda onun bu haline dayanamaz "Babacığım, neden bu kadar az yediniz?" diye sorarlar, o da her zaman olduğu gibi: "Rabbimin huzuruna boş mideyle çıkmak istiyorum…" der… Bu cevap üzerine onun bir beklenti içinde olduğunu anlarlar, önemli ve yakın bir bekleyiş içinde olduğunu sezerler… Kimi zaman başını kaldırıp gözlerini göğe çevirir ve "Bana haber veren sevgili Resulullah (s.a.a) doğru söylemiştir elbet, onun sözü doğrudur, verdiği haber yalan değil; olacak, yakındır, yakındır…" derdi.

Ramazanın 13. günü üzüntüleri arttıran bir alametten daha söz eder. Cuma günüydü, hutbe okuyordu… "Hüseyin, evladım, bu ayın bitmesine kaç gün kaldı?" diye sordu. Hz. Hüseyin (a.s) on yedi gün kaldığını söyleyince eliyle kendi sakalını gösterip "yakındır…" dedi.

Bir gece yarısı Hz. Hasan'a (a.s) şöyle der: "Şuracıkta oturmuş, Rabbimle niyazla meşgulken uyku bastı beni bir ara… Rüyamda Hz. Resul-i Ekrem'i (s.a.a) gördüm, "Ya Resulullah, senin bu ümmetin çok eziyetler eder bana, pek üzerler beni, yüreğim kan ağlamakta bunların elinden" dedim. Bunun üzerine bana "lanetle" buyurdular, ben de lanetledim 'Allah'ım! Beni bu ümmetten al ve başlarına liyakatsiz birini gönder…' dedim"

Ramazan ayının 19. gecesi İmam Ali sabah namazı için mescide gelmiş o sırada mescitte yatan bazı kimseleri namaza kaldırmaktadır. İbn-i Mülcem, Şubeyb ve Veldan isimli haricilerin o geceyi mescitte geçirdikleri söylenir. Bir rivayete göre geceyi Kûfe Mescidinde geçiren İbn Mülcem lanetliyi uyurken gören Hz. Ali "uyan namaz vaktidir, böyle yüz üstü de uyuma şeytanın uyuma tarzıdır bu" der. Yattığı yerden biraz doğrulan İbni Mülcem Hz. Ali'nin namaza durduğu sütunun arkasına doğru yürüdü. Hz. Ali ilk secdesinden kalkarken zehirli kılıcını Hz. Ali'nin mübarek başına indirir ve İmam Ali'nin dudaklarından şu sözleri dökülüverir: "Kâbe'nin Rabb'ine ant olsun ki, kurtuldum."

Yaralandıktan sonra o haliyle yatağında yatarken, olayı bizzat şöyle tabir etmektedir: "Allah'a yemin ederim ki başıma inen bu darbe aşığın sevgilisine kavuşması oldu, tıpkı benim gibi."

İmam Ali Efendimiz Ramazanın 19'unda yaralanır ve 21. gecesi Hakk'a yürür ve kurtulur...

Günlerden bir gün Hz. Peygamber Efendimiz Fatıma annemize Kadir Suresini iyi oku orada Ali'yi göreceksin buyuracaklardır...

Evet, sevgili dostlar İmam Ali Efendimizin Hakk'a kavuştuğu gece Kadir gecesidir...

Hala sırlarına vakıf olunmamış ve kıyamete kadar da anlaşılması yolunda çaba harcanacak, nadide bir şahsiyettir İmam Ali!

Allah şefaatlerinden mahrum eylemesin... 

 

Diğer Yazılar