Peygamberler Allah’ın koruması altındadır

İmam Rıza (a.s.) buyurdu ki: "Allah, Hz. Muhammed'e (s.a.a) buyurdu ki: 'Seni bir yetim iken bulup da barındırmadı mı?' (Duhâ/6). Yani, Seni yalnız bulup da halkı Sana yöneltmedi mi? 'Bir yoksul iken Seni bulup da zengin etmedi mi?' Yani, Senin duanı kabul ederek böylece Seni zengin etti"

<Peygamberler Allah’ın koruması altındadır

TÜRK-AZ HABER / EHL-İ BEYT

İmam Rıza'nın muhteşem cevapları üzerine Halife Memun dedi ki: "Tebrik ederim sizi ey Ebu'l-Hasan! Şimdi de bana Allah Teâlâ'nın şu buyruğunu açıklayın: 'Mûsa (düşmanlarından olan kişinin göğsüne) bir yumruk attı ve işini bitiriverdi; bu iş, şeytanın işlerindendir, dedi.' (Kasas/15)."

İmam Rıza (a.s) buyurdu ki: "Mûsa (a.s) akşam ile yatsı arası, halkın haberi olmadığı bir zamanda Firavun'un şehirlerinden birine girdi. Orada kavga etmekte olan iki kişi gördü. Onlardan birisi kendi taraftarlarından, diğeri de düşmanlarındandı. Derken taraftarlarından olan, düşmanlarından olana karşı yardım istedi. Mûsa (a.s) da Allah'ın hükmüyle düşmanı olanın aleyhine hüküm verdi ve derken ona yumruk attı, o da öldü. Mûsa (a.s) bu işten sonra, 'Bu iş, şeytanın işidir' dedi. Mûsa'nın maksadı o iki kişi arasındaki kavgaydı, adamı öldürmesi değildi. O, (şeytan) açıkça saptırıcı bir düşmandır."

Memun: "Peki, Mûsa'nın şu sözünün anlamı nedir: 'Rabbim, ben kendi nefsime zulmettim, beni bağışla!' (Kasas/16)."

İmam (a.s): "Maksadı şuydu: Ben bu şehre girmekle kendimi uygun olmayan zor şartlar altında bıraktım. 'Feğfir li' cümlesi burada, 'Beni düşmanlarımdan gizle de bulup öldürmesinler'manasındadır. Allah Teâlâ da onu mağfiret etti (buradaki tefsire göre onu gizledi). Çünkü o, örten ve rahmet edendir. Mûsa (a.s) dedi: 'Allah'ım! Bana verdiğin bu nimetten (yani, bir kişiyi bir yumrukla öldürebilecek güç) dolayı artık suçlu günahkârların destekçisi olmayacağım. Aksine, bu güçle razı olana dek senin yolunda cihat edeceğim.'

Hz. Mûsa, böylece o şehirde 'Korku içinde (çevreyi) gözetleyerek sabahladı. Derken bir de baktı ki, dün kendisinden yardım isteyen kişi bir başkasına karşı onu (tekrar) çağırıyor.' Mûsa ona dedi ki: 'Sen gerçekten apaçık bir azgınsın.' Dün bir kişiyle kavga ettin, bugün de bir başkasıyla kavga ediyorsun, seni tedip edeceğim! O ikisinin düşmanı olanı tutmak istediğinde, diğeri aleyhinde sanıp, 'Ey Mûsa! Dün birisini öldürdüğün gibi beni de mi öldürmek istiyorsun? Sen yeryüzünde yalnızca bir zorba olmak istiyorsun, ıslah edicilerden olmak istemiyorsun' dedi. (Kasas/19)."

Memun: "Ey Ebu'l-Hasan, Allah seni peygamberleri tarafından mükâfatlandırsın! Öyleyse Mûsa'nın Firavun'a dediği şu sözünün manası nedir: 'Ben o işi yaptığım zaman dallinden (sapkınlardan) idim.' (Şuarâ/20)."

İmam (a.s): "Mûsa (a.s) Medyen'den Firavun'un yanına döndüğünde Firavun şöyle dedi: 'Ve sen, yapacağın işi (cinayeti) de işledin, sen nankörlerdensin.' (Şuarâ/19). Hz. Mûsa dedi: 'Ben o işi yaptım ama o zaman şaşkınlardan idim, senin şehirlerinden birine girmekle şaşkındım (yolu kaybetmiştim). Sizden korkunca da hemen aranızdan kaçtım. Sonra Rabbim bana hüküm (ve hikmet) verdi ve beni peygamberlerden kıldı.' (Şuarâ/21).

Allah Azze ve Celle, peygamberi Hz. Muhammed (s.a.a)'e de buyuruyor ki: "Seni bir yetim iken bulup da barındırmadı mı?" (Duhâ/6). Yani, Seni yalnız bulup da halkı Sana yöneltmedi mi? 'Ve Seni yol bilmez (veya şaşırmış bir durumda) iken doğru yola yöneltip iletmedi mi?' (Duhâ/7). Yani Sen, kendi kavmin içerisinde kaybolmuş ve tanınmaz durumda iken halkı Seni tanımaya yöneltti. 'Bir yoksul iken Seni bulup da zengin etmedi mi?' (Duhâ/8) Yani, Senin duanı kabul ederek böylece Seni zengin etti."

(bu bahis devam edecek…)