‘Ölüm, mümine gül gibidir’

İmam Sâdık’a (a.s), “Ölümü bizim için izah ediniz” diye sorulunca şöyle buyurdu: “Ölüm mümin için en güzel kokulu bir gül gibidir. Onu koklar, güzel kokusundan kendinden geçer, yorgunluk ve dertleri biter. Kâfir için ise ölüm zehirli bir yılanın veya akrebin sokması gibidir. Hatta ondan daha zordur”

<‘Ölüm, mümine gül gibidir’

TÜRK-AZ HABER / EHL-İ BEYT

Abdsusselam b. Salih Herevî şöyle diyor:

İmam Rıza (a.s)'a şöyle arz ettim: "İmam Sâdık'dan nakledilen şu rivayet hakkın- daki görüşünüz nedir: Hz. Mehdî kıyam edince Hüseyin'in (a.s) katillerinin evlatlarını, babalarının yaptıkları sebebiyle öldürecektir." Bunun üzerine İmam Rıza (a.s) şöyle buyurdu: "Evet öyledir."

Ben de bunun üzerine şöyle dedim: "O hâlde şu ayetin manası nedir: 'Hiç kimse bir başkasının günah yükünü taşımaz.' (Enam/164)."

İmam Rıza (a.s) şöyle buyurdu: "Allah tüm sözlerini doğru söylemiştir. Ama Hüseyin (a.s)'ın katillerinin çocukları da babalarının yaptığından hoşnuttur, onunla iftihar ediyorlar. Her kim bir işten razı olursa onu yapan kimse gibidir. Eğer bir kişi doğuda öldürülürse, batıda birisi bundan razı olursa Allah nezdinde katiliyle ortak olur. Hz. Mehdî de kıyam edince onları babalarının yaptıklarından hoşnut oldukları için öldürür."

Ben şöyle dedim: "Hz. Mehdî kıyam edince ilk işi ne olacaktır?"

İmam Rıza (a.s) şöyle buyurdu: "Evvela Benî Şeybe'nin ellerini kesecektir. Zira onlar Allah'ın evinin hırsızlarıdır."

Safvan b. Yahya, İmam Rıza'nın şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: "Peygamber (s.a.a) tuvaletteyken işi bitmedikçe herhangi bir kimseyle sohbet etmeyi veya birine cevap vermeyi yasaklamıştır."

İmam Rıza (a.s), babası İmam Kâzım (a.s)'dan şöyle rivayet etmiştir:

İmam Sâdık (a.s)'dan, "Ölümü bizim için izah ediniz" diye sorulunca şöyle buyurdu: "Ölüm mümin için en güzel kokulu bir gül gibidir. Onu koklar, güzel kokusundan kendinden geçer, yorgunluk ve dertleri biter. Kâfir için ise ölüm zehirli bir yılanın veya akrebin sokması gibidir. Hatta ondan daha zordur."

Kendisine şöyle soruldu: "Bazılarının dediğine göre, ölüm testereyle parça parça olmak, makasla doğranmak, taşla ezilmek, göz bebeğinin değirmen taşının altından kalmasından daha zordur, bu konuda sizin görüşünüz nedir?"

İmam Sâdık (a.s) şöyle buyurdu: "Bazı kâfirler ve günahkârlar için ölüm dediğiniz gibidir. Bu insanlardan bütün bu zorlukları çeken kimseyi görmediniz mi? Bundan daha şiddetlisi ahiret azabıdır. Zira ahiret azabı dünya azadından daha zor ve şiddetlidir."

Kendisine, "O halde neden bazı kâfirlerin rahat can verdiğini, can verirken güldüğünü ve konuşarak öldüğünü görüyoruz? Ama öte yandan bazı müminlerin de aynı şekilde olduğunu söyleyebilir miyiz? Bazı müminler ve kâfirler ise ölüm anında bu zorluklara duçar oluyorlar" diye sorulunca da İmam şöyle buyurdu: "Müminin o halde rahat olması kendisine çabuk erişen sevabıdır. Ölüm anında zorluk görmesi onun günahlardan temizlenmesi ve temiz bir halde ahirete girmesi içindir. Hiçbir engel olmaksızın, ebedi sevaba hak kazanması içindir. Ama o halde kâfirin rahatlığı iyiliklerin karşılığını dünyada görmesi ve ahirette azap dışında hiç bir nasibinin kalmaması içindir. Kâfirin ölüm anındaki zorluğu da azabının başlangıcıdır. Bu da Allah adil olduğu içindir."

Daha sonra şöyle buyurdu: "Bir grup için azap, bir grup için de rahmettir."

Kendisine, "Nasıl olur da rahmet azap olabilir?" diye sorulunca da şöyle buyurdu: "Bilmiyor musunuz; cehennem ateşi kâfirler için azap, kâfirlerle orada olan cehennem bekçileri için ise rahmettir."

(Uyun-u Ahbar'ir-Rıza (a.s), Şeyh Saduk İbn-i Babeveyh)