O, organ vasıtasıyla görmez.....

İmam Rıza (a.s.) buyurdu ki: “Allah Teâlâ görüyor ama herhangi bir organ vasıtasıyla değil. Bizde ise durum tersinedir. Bizler göz denen organla görüyoruz ama o organdan başka bir alanda yararlanamayız. Oysa Allah Teâlâ görendir ve görülebilir hiçbir şeye nispetle cahil değildir”

<O, organ vasıtasıyla görmez.....

TÜRK-AZ HABER / EHL-İ BEYT

İmam Rıza (a.s.), Hüseyin b. Halid'e anlatmaya şöyle devam etti:

Biz Allah-u Teâlâ'ya "Alim" diyoruz. Ama O'nun alimliğinin manası, sonradan elde edilen ve onunla, karşılaşacağı şeyleri korumak için yardım aldığı bir ilim ve varlıkları yaratırken onlar üzerinde düşünmesi gibi bir şey değildir. Böyle bir şey, Allah için söz konusu değildir. Nasıl böyle bir şey mümkün olabilir? Oysa geçmişte bizzat kendisinin helak ettiği insanların hepsi dahi O'nun indinde hazırdırlar. Allah Teâlâ, ilim olmadığı takdirde kendisini cahil kılacak bir ilme muhtaç değildir. İnsanlarda ise durum tam tersinedir. Onlar, sahip olmadıkları bir ilmi elde ettiklerinde alim ismiyle isimlendirilirler. İnsanlar bu yeni bilgiyi edinmeden veya bu bilgiyi edindikten sonra unutmak suretiyle cahil olabilirler.

Allah Teâlâ "Alim" olarak adlandırılmıştır. Çünkü O, hiçbir şeye nispetle cahil değildir. Gördüğün gibi hem yaratan ve hem de yaratılan "Alim" adıyla adlandırılmaktadırlar. Ama bu ikisi mana yönünden farklılık arz etmektedir. Aynı şekilde bizim Rabbimiz, "Semî" (işiten) olarak adlandırılmıştır. Ama bu işitme bir organ vasıtasıyla değil ki, onunla işitebilsin ama göreme- sin. Biz insanlarda olduğu gibi ki, işittiğimiz organla görme eylemini gerçekleştiremiyoruz. Oysa Allah, hiçbir sesin kendisine saklı olmadığını bildirmiştir. Allah Teâlâ, bizim gibi değildir. Görüldüğü gibi duyma sıfatı hem Allah için kullanılıyor, hem de bizler için. Ama bunların mana ve mısdakları birbiriyle farklıdır.

Allah Teâlâ'nın "Basîr" (gören) sıfatı da aynıdır. Allah-u Teâlâ görüyor, ama herhangi bir organ vasıtasıyla değil. Biz de ise durum tersinedir. Bizler göz denen organla görüyoruz ama o organdan başka bir alanda yararlanamayız. Oysa Allah Teâlâ görendir ve görülebilir hiçbir şeye nispetle cahil değildir. Allah-u Teâlâ ile bu isimde de ortağız. Ama mana yönünden bu ikisi arasında fark vardır.

Allah "Kaim"dir. Ama onun kaimliği diğer varlıklar gibi ayakları üstünde durup zahmet ve zorluklara katlanarak ayakta durma şeklinde değildir. Allah Teâlâ kendisinin kaim olduğunu bildirdiğinde tüm âlemlere sahip ve onların koruyucusu olduğunu bildirmektedir. Bir adamın, "Filan adam bizim işlere kaimdir" dediği gibi. Yani onun işleri, o adamın elindedir. Allah Teâlâ, tüm insanların, yaptığı işlerde kudret sahibi ve koruyucudur. Kaim kelimesi "Bâki" ve "Kifayet" manalarına da gelmektedir. Örneğin; "Kum biemri filanin" (filancanın işini yapmak için kalk) denildiğinde mezkûr cümle burada "Onun ihtiyacını gider" manasındadır. Biz insanlardan ayak üstünde durana da kaim denmektedir. Burada da isim müşterektir, fakat mana farklıdır.

(devam edecek…)

(Uyun-u Ahbar'ir-Rıza (a.s), Şeyh Saduk İbn-i Babeveyh)