‘Göklerin kapıları onun ruhuna açılacak’

İmam Sâdık (a.s.) buyurdu ki: “Babam dedemden şöyle dediğini bana nakletti: Benim soyumdan Zeyd adında birisi gelecek. Onu Kûfe'de katlederek darağacına asacaklar. Kıyamette kabrinden çıktığında göklerin kapıları onun ruhuna açılacak. Onun ruhunun vesilesiyle yer ve göklerin ehli mutlu olacaklar”

<‘Göklerin kapıları onun ruhuna açılacak’

Hz. Zeyd b. Ali ile ilgili şu rivayetler önemlidir:

Ömer bin Hilit diyor:

"Zeyd bin Ali bin Hüseyin saçını tutmuş olduğu bir halde bana buyurdu: Babam Ali bin Hüseyin saçlarını tutmuş bir halde bana buyurdu: Hüseyin bin Ali saçlarını tutmuş bir halde bana buyurdu: Ali bin Ebu Tâlib saçlarını tutmuş bir halde buyurdu: Resûlullah (s.a.a) saçlarını tutmuş bir halde bana buyurdu ki: "Her kim benim saçımdan bir teli incitirse beni incitmiştir. Her kim beni incitirse Allah Teâlâ'yı incitmiştir ve her kimse de Allah Teâlâ'yı incitirse Allah Teâlâ gök ve yerin büyüklüğünce ona lanet eder."

Muammer diyor ki:

Bir gün mescitte İmam Sâdık (a.s)'ın yanında oturmuştum ki Zeyd bin Ali gelerek elini kapıya yasladı. İmam Sâdık (a.s) ona dönerek, "Amcacığım darağacına asıldığın halden Allah'a sığınırım" dedi. Zeyd'in annesi İmam (a.s)'a, "And olsun, Allah'a sen bu sözü oğluma duyduğun hasetten dolayı sarf ettin" deyince, İmam, (üç kere) "Keşke hasedimden dolayı söylemiş olsaydım" dedi ve şöyle ekledi: "Babam dedemden şöyle dediğini bana nakletti: Benim soyumdan Zeyd adında birisi gelecek. Onu Kûfe'de katlederek darağacına asacaklar. Kıyamette kabrinden çıktığında göklerin kapıları onun ruhuna açılacak.

Onun ruhunun vesilesiyle yer ve göklerin ehli mutlu olacaklar. Ruhu yeşil bir kuşun göğsüne kanacak ve o cennetin neresine gitmek isterse gidecek."

Cabir bin Zeydi Cufî diyor:

Bir gün İmam Bakır (a.s)'ın yanına gittim. Kardeşi Zeyd de yanındaydı. Bu esnada Mâruf bin Harrabuzî Mekkî İmam (a.s)'ın yanına geldi. İmam (a.s) ona şöyle buyurdu: "Ya Mâruf! Bildiğin şiirlerden birisini bana oku." Mâruf şu beyitleri okudu: "Senin canına and olsun ki Ebu Malik zayıf değildir/Eğer hekim birisi onu uyarırsa, konuşmada inat edip ona düşmanlık etmez/O kendi akranlarına üstün ve yüce sıfatlara sahip birisidir ki, başkaları onu iyilikle anarlar/Eğer ona üstün gelirsen sana itaatte kusur etmez. Ona da her ne görev verirsen o görevin hakkından gelir."

Mâruf diyor: İmam (a.s) elini Zeyd'in omzuna koyarak, "Bunlar senin vasıflarındır ey Ebu'l-Hüseyin" buyurdu.

Abdullah bin Siyabe diyor:

Biz yedi kişilik bir grup halinde Medine'de İmam Sâdık (a.s)'ın yanına gittik. İmam (a.s) bize, "Acaba amcam Zeyd ile ilgili bir haberiniz var mı?" diye sordu.

Dedik ki: "O kıyam etti."

İmam (a.s), "Eğer elinize başka bir haber geçerse bana iletin" buyurdu. Biz birkaç gün Medine'de kaldırdıktan sonra Bessam Sayrufi bir haberciyle bize bir mektup gönderdi ve o mektupta şunlar yazılıydı: "Zeyd bin Ali Safer ayının ilk çarşambasında ayaklandı ve bu kıyam Cuma gününe kadar davet etti. Cuma günü kendisi ve beraberindeki filan şahıslar öldürüldüler."

Biz İmam Sâdık (a.s) yanına giderek mektubu kendisine takdim ettik. İmam (a.s) mektubu okuyunca ağladı ve sonra şöyle buyurdu: "Biz Allah'tanız ve Allah'a döneceğiz. Amcamın musibetinden dolayı Allah'tan sabır diliyorum. Doğrusu o iyi bir amcaydı. Amcam hem dünya ve hem de ahretimiz için yararlı birisiydi. And olsun Allah'a amcam şehit olarak bu dünyadan gitti. O aynı Resûlullah, Ali, Hasan ve Hüseyin'in (a.s.) yanında savaşarak şehit düşenler gibidir."

(Uyun-u Ahbar'ir-Rıza (a.s), Şeyh Saduk İbn-i Babeveyh)