İmam Cafer’in işlerini dört temel üzerine bina etmesi.....

İmam Sâdık, “İşlerini ne üzerine bina ettin?” dediklerinde şöyle buyurdu

<İmam Cafer’in işlerini dört temel üzerine bina etmesi.....

İmam Sâdık, "İşlerini ne üzerine bina ettin?" dediklerinde şöyle buyurdu:

1- Amelimi benden başka kimsenin yapmayacağını öğrendim. Bundan dolayı gayret ettim.

2- Allah'ın benden haberdar olduğunu öğrendim. Bundan dolayı hayâ ettim.

3- Rızkımı başkasının yemeyeceğini öğrendim. Bundan dolayı mutmain (râzı) oldum.

4- İşimin sonunun ölüm olduğunu öğrendim. Bundan dolayı onun için hazırlandım."  

Musibetlerde Allah'a hamd etmesi

İmam Sâdık musibet anında şöyle buyururdu: "Hamd Allah'a ki, musibeti dinimde karar kıldı. Hamd Allah'a ki, isteseydi musibeti bundan daha büyük kılardı. O iş üzere hamd Allah'a ki, olmasını istedi, o da oluverdi."  

Hamse-i Al-i Aba'ya tevessül etmesi

Davud-i Rıkki der ki: "Ben İmam Sâdık'tan, duasında genellikle beş kişinin, yani Resulullah'ın, Ali'nin, Fatıma'nın, Hasan'ın ve Hüseyin'in hürmetine Allah'a ısrar ettiğini ve O'nu çağırdığını duyuyordum." 

Allah'a olan aşkı

İmam Sâdık buyurur ki: "İnsanlar Allah'a üç şekilde ibadet ederler:

Bir grup, Allah'a, O'nun sevabına rağbetten dolayı ibadet eder. Bu, haris insanların ibadetidir.

Bir grup, Allah'a, cehennem ateşinin korkusundan dolayı ibadet eder ki, bu da kölelerin ibadetidir.

Ama ben Allah'a sevgiden dolayı ibadet ederim. İşte bu kerim insanların ibadetidir."  

Soğuk su içerken imam Hüseyin'i anması

İmam Sâdık buyurur ki: "Ben soğuk su içip de İmam Hüseyin'i anmadığım olmamıştır."  

Yolculukta gece namazı

İmam Sâdık'ın ashabından Halebî şöyle diyor: "İmam'a sordum ki: "Acaba, yolculukta soğuk ve hastalıktan dolayı korktuğum zaman, gecenin ilk saatlerinde gece ve vitir namazlarını kılabilir miyim?"

Buyurdu ki: "Gecenin ilk saatlerinde bu namazları kılmanda bir sakınca yoktur. Ben de öyle yapıyorum."

Dua elbisesi

Râvi diyor ki: "İmam Sâdık'ın iki sert elbisesi vardı. Ve evinde o iki elbiseyle namaz kılıyordu. Allah'tan bir hacet istediğinde o iki elbiseyi giyiyordu."  

Kâbe'nin köşelerine el sürmesi

İmam'ın ashabından olan Cemil der ki: "İmam Sâdık Kâbe'nin bütün köşelerine dokunarak onlara elini sürerek ziyaret ederdi."

Kâbe'de mağfiret dilemesi

Râvi der ki: "İmam Sâdık Mültezem'e (Hacerü'l Esved'le, Kâbe'nin kapısı arasındaki duvara) ulaştığında etrafındakilere şöyle buyururdu:

"Burada Rabbime günahlarımı itiraf etmem için benden uzaklaşın. Burası öyle bir mekandır ki, günahlarını Rabbine ikrar edip de Allah'tan mağfiret dileyen her kulu Allah bağışlamaktadır."

Gecenin son saatlerinde ibadet etmesi

İmam'ın dostlarından Abdurrahman der ki: "İmam Sâdık, gecenin son saatlerinde Allah'a münacaat etmek için kalkar ev halkının duyması için sesini yükselterek şöyle derdi:

Allah'ım! Kıyametin kahredici korkusuna karşı bana yardımcı ol, kabrin darlığını bana genişlet. Ölümden önceki ve sonraki hayırlarla beni rızıklandır."
  
Güzel koku sürmesi

İmam Sâdık oruç tuttuğunda güzel koku kullanarak şöyle buyururdu: "Güzel koku oruç tutanın hediyesidir." 

İmam Kâzım buyurmuştur ki: "İmam Sâdık'ın secde ettiği yer onun güzel kokusuyla tanınıyordu."  

Peygambere olan sevgisi

İmam Sâdık, Resulûllah'ı andığı zaman şöyle derdi: Babam, anam, canım, kabilem ve ailem O'na feda olsun."  

Çocukları oruç tutmaya teşvik etmesi

İmam Câfer-i Sâdık, çocuklara, Ramazan ayında günün bir kısmında oruç tutmalarını emrediyordu, açlık ve susuzluğun onlara gâlip olduğunu görünce oruçlarını açmalarını tavsiye ederdi." 

Hakkı söylemesi

İmam Sâdık şöyle buyurur: "Benden hakkı söylememi istiyorlar. Allah'a and olsun ki, ölünceye dek sürekli hakkı söyleyeceğim." 

Tevazu sahibi olması

Hadis râvilerinden Ebu Hatice der ki: "İmam Sâdık köleler gibi tevazu ile oturuyor, elini yere koyuyor ve üç parmağı ile yemek yiyordu." 

İmam Câfer tevazuyu tarif ederken de şöyle der:

"Tevazu, bir meclise girdiğin zaman meclisin en aşağısında oturmaya râzı olman, karşılaştığın herkese selam vermen, haklı da olsan münakaşayı terk etmen ve sahip olduğun takva niteliğinden dolayı övülmeyi sevmemendir."  

Güler yüzlülüğü

İmam Mâlik şöyle diyor: "Ben, Câfer-i Sâdık'ı sürekli olarak tebessüm ederken görüyordum."  

Başkasıyla yemek yemesi

Mufaddal der ki: "İmam Sâdık şöyle dedi: Her yemek yediğimde, başka bir insanın da benimle o yemekte ortak olmasını arzu ederim."  

İmam'ın yediği ekmek

İmam Sâdık, evinin masraf sorumlusu Muteb'e şöyle buyurdu: "Muteb! Yiyecek gıdaları pahalanıyor. Bu yıl evde buğday var mıdır?"

Muteb, "Ey Resulullah'ın torunu! Bir kaç aya yetecek kadar buğday zahire etmişiz" dedi.

İmam, "Onları pazara götür, halkın ihtiyarına bırak, sat" buyurdu.

Muteb, "Şehirde buğday az bulunuyor, bunları satacak olursak artık buğday almak bizim için kolay olmayacaktır" dedi.

İmam, "Sen benim dediğimi yap, hepsini halkın ihtiyarına bırak ve sat" buyurdu.

Mu'teb İmam'ın emri doğrultusunda var olan buğdayı götürüp çarşıda sattı ve neticeyi İmam'a iletti.

İmam şöyle buyurdu: "Artık bundan sonra benim ekmeğimi her gün çarşıdan al, benim evimin ekmeği halkın büyük kitlesinin yediği ekmekten farklı olmamalıdır.

Benim evimin ekmeğinin bundan sonra yarısı arpadan yarısı buğdaydan olmalıdır. Benim elhamdülillah yılın sonuna kadar evimi buğday ekmeği ile idare etmeye gücüm vardır.

Ama Allah'ın huzurunda İlahî iktisada ve yaşantıdaki muhasebeye riayet etmiş olmak için bu işi yapmıyorum."
 
İmam'ın özel yemeği

İmam'ın ashabından olan Abd'ul A'la diyor ki:

"İmam Sâdık'la birlikte yemek yerken cariyesine, "Ey cariye! Bizim meşhur yemeğimizi getir" diye buyurdular. Derken cariye içinde sirke ve zeytinyağı olan çanağı getirdi. Biz de ondan yedik." 

Hammad b. Osman diyor ki: "İmam Sadık şöyle buyurmuştur:

Kesinlikle yemeğin hazmı bana ağır gelmemiştir. Çünkü ben hiç bir zaman, "bismillah" demeden yemeğe başlamadım ve "elhamdülillah" demeden de yemekten ayrılmadım."  (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Cafer eserinden)