İmam Cafer kardeşlik hukukunu anlatıyor -2.....

Birbirinizi ziyaret edin. Zira ziyaretleşmeniz kalplerinizi ihyâ eder ve bizim hadislerimizin anılmasına vesile olur. Bizim sözlerimiz ise, sizi birbirinize karşı şefkatli kılar

<İmam Cafer kardeşlik hukukunu anlatıyor -2.....

İshak b. Ammar rivayet eder: Ebu Abdullah (Câfer Sâdık Aleyhisselam) şöyle buyurdu:

"İki mü'min kucaklaştıkları zaman onları rahmet bürür. Sırf Allah Azze ve Celle'nin rızasını isteyerek ve dünyevî hiçbir amaç gözetmeyerek bu kucaklaşmayı sürdürürlerse, onlara şöyle denir: "İkinizde bağışlandınız, artık hayata yeniden başlamış gibisiniz."

Sonra birbirlerine hal hatır sormaya başlayınca, melekler birbirlerine şöyle derler: "Onlardan uzaklaşın belki bir sırları vardır. Allah onların üzerine bir perde çekmiştir."

İshak der ki: "İmam'a dedim ki: Sana feda olayım. O esnada söyledikleri sözleri yazılmaz mı? Allah Azze ve Celle, 'İnsan hiçbir söz söylemez ki, yanında gözetleyen biri bulunmasın'   buyurmamış mıdır?"

Râvi der ki: "Ebu Abdullah (Câfer Sâdık Aleyhisselam) derin bir âh çekti. Sonra ağladı. O kadar ki, gözyaşları sakallarını ıslattı.

Sonra şöyle dedi: "Ey İshak! Allah Tebâreke ve Teâlâ buluşan iki mü'minin yüceliğini vurgulamak için meleklere oradan ayrılmalarını emreder. Eğer melekler onların söylediklerini yazmıyorlarsa, ne dediklerini bilmiyorlarsa, gizli ve saklı her şeyi bilen Allah onların sırlarını da, daha gizlisini de biliyor." 

Kardeşleri anma

Ali b. Ebu Hamza rivayet eder: Ebu Abdullah (Câfer Sâdık Aleyhisselam)'ın şöyle dediğini duydum:

"Bizim sevenlerimiz, birbirlerine karşı merhametlidirler. Baş başa kaldıkları zaman Allah'ı zikrederler. Bizim anılmamız, Allah'ın anılmasıdır. Biz anıldığımız zaman Allah anılmış olur. Bizim düşmanımız anıldığı zaman, şeytan anılmış olur." 

Yezid b. Abdulmelik rivayet eder: Ebu Abdullah (Câfer Sâdık Aleyhisselam) şöyle buyurdu:

"Birbirinizi ziyaret edin. Zira ziyaretleşmeniz kalplerinizi ihyâ eder ve bizim hadislerimizin anılmasına vesile olur. Bizim sözlerimiz ise, sizi birbirinize karşı şefkatli kılar.

Eğer bizim sözlerimize göre hareket ederseniz, doğru yolu bulur ve kurtulursunuz. Eğer sözlerimizi terk ederseniz, sapıtır ve helak olursunuz. Siz, bizim hadislerimiz doğrultusunda amel edin, ben de sizin kurtuluşunuzu garanti ederim."
 
Abbad b. Kesir rivayet eder: Ebu Abdullah (Câfer Sâdık Aleyhisselam)'a dedim ki: "Bir hikayeciye uğradım. Diyordu ki: Bu öyle bir meclistir ki, burada oturan mutsuz olmaz."

Bunun üzerine Ebu Abdullah şöyle buyurdu: "Heyhat, heyhat! Yanılmışlar ve bir bataklığa dalmışlar. Hiç şüphesiz Allah'ın Kiramen Kâtibin dışında gezgin melekleri vardır.

Bunlar, Muhammed (sallallahu aleyhi ve alihi)'yi ve Âl-i Muhammed (a.s.)'ı zikreden bir topluluğa uğradıklarında birbirlerine, 'durun!' derler, 'istediğinizi buldunuz.'

Sonra onlarla otururlar. Onlarla beraber bilgide derinleşirler. Kalktıkları zaman hastalarını ziyaret eder, ölülerinin cenaze merasimlerine katılır, ortalıkta gözükmeyenlerin halini hatırını sorarlar. İşte oturanın asla bedbaht olmadığı meclis budur." 

Müstevrid en-Nahaî, kendisine anlatan birine dayanarak rivayet eder: Ebu Abdullah (Câfer Sâdık Aleyhisselam) buyurdu ki:

"Gökte bulunan meleklerin bazısı Âl-i Muhammed (sallallahu aleyhi ve alihi)'nin faziletlerini zikreden bir, iki ve üç kişilik küçük grupları görürler.

Derler ki: "Şunları görüyor musunuz? Sayılarının azlığına ve düşmanlarının kalabalıklığına rağmen Âl-i Muhammed'in vasıflarını zikrediyorlar."

Diğer melek taifesi de onlara şu karşılığı verir: Bu Allah'ın lütfudur, onu dilediğine verir. Allah büyük lütuf sahibidir." 

Gıyas b. İbrahim rivayet eder: Ebu Abdullah (Câfer Sâdık Aleyhisselam) buyurdu ki:

"Üç veya daha fazla Müslüman bir araya geldiği zaman, bir o kadar melek de orada hazır bulunur. Bu Müslümanlar hayır duada bulunurlarsa melekler "âmin" derler.

Eğer bir şerden Allah'a sığınırlarsa, melekler, bu şerri onlardan uzaklaştırması için Allah'a dua ederler. Bir ihtiyaçlarının karşılanmasını isterlerse, melekler, Allah katında şefaat ederek onların ihtiyaçlarını karşılamasını dilerler.

Üç inkârcı da bir araya gelirse, onların on misli şeytan da orada hazır bulunur. Konuşurlarsa, şeytanlar da onların konuştukları gibi konuşurlar. Gülerlerse, onlar da onlarla beraber gülerler.

Allah'ın dostları hakkında kötü bir ey söylerlerse, şeytanlar da onlarla beraber Allah'ın velileri hakkında kötü şeyler söylerler.

Mü'minlerden bir kimse onlarla beraber olma felaketine uğrarsa, onlar bu tür şeylere daldıkları zaman, derhal kalksın, şeytanın ortağı ve yâreni olmasın.

Zira, hiçbir şey Allah Azze ve Celle'nin gazabının önünde duramaz ve hiçbir şey Allah'ın lanetini geri çeviremez."

Sonra İmam şöyle buyurdu: "Eğer buna da gücü yetmiyorsa, kalbiyle mutlaka bundan rahatsız olsun ama bir koyunun veya bir devenin sağılması kadar dahi olsa kalkmalıdır." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Cafer eserinden)