Hz. Ali’nin (a.s) veliliği.....

Allah aşkına söyleyiniz! Allah Elçisinin ‘Ben, kimin Mevlâ’sıysam, Ali de onun Mevlâ’sıdır. Allah’ım! Onu seveni sev, ona düşman olana düşman ol!’ buyurduğunu kimler işitti.

<Hz. Ali’nin (a.s) veliliği.....

Bürayde Eslemî (r.a) dedi ki; 'Allah Elçisi, başımıza Ali'yi önder atayıp bir yolculuğa göndermişti!
 
Döndüğümüzde bize sordu ki; Arkadaşınızın dostluğunu nasıl buldunuz?
 
Ben şikâyet ettim ya da benden başkası yakınmada bulundu! Ben, Mekke'li bir adamdım!
 
Başımı kaldırdığımda Allah Elçisinin yüzünün kızardığını gördüm! Buyurdu ki; Ben kimin velisiysem Ali de onun velisidir." (Ahmet, Müsned, 5/347, 350, 358, 361; İbn Ebi Asım, Sünne, H. 1354, 1359; İbn Hibbân, H. 2204; Bezzâr, 3/188; Harezmî, Menakıp, s. 134; Hâkim, Müstedrek, 2/129–130, 3/110; Nesâi, Hasâis, Çev. Naim Erdoğan, s. 67–69, H. 77–80)
 
Erkam oğlu Zeyd (r.a) dedi ki; 'Allah Elçisi ayağa kalkıp Allah'a hamd ve övgüden sonra buyurdu ki; Benim bütün müminler hakkında kendi canlarından daha öncelikli olduğumu bilmiyor musunuz?
 
Dediler ki; Biz tanıklık ederiz ki, sen her mümine kendi canından daha ilerisin!
 
Ali'nin elini tutarak buyurdu ki; Ben kimin Mevlâ'sıysam, bu da onun Mevlâ'sıdır." (Ahmet, Müsned, 4/372–373; İbn Ebi Asım, Sünne, H. 1362; İbn Kesir, Bidâye, 5/212; Emini, Gadir, 1/35; Nesâi, Hasâis, Çev. Naim Erdoğan, s. 70, H. 81)
 
Hz. Ali (a.s), Küfe yakınlarında Rahbe denilen yerdeki konuşmasında buyurdu ki;
 
'Allah aşkına söyleyiniz! Allah Elçisinin 'Ben, kimin Mevlâ'sıysam, Ali de onun Mevlâ'sıdır. Allah'ım! Onu seveni sev, ona düşman olana düşman ol!' buyurduğunu kimler işitti!
 
Hemen altı kişi ayağa kalkıp tanıklık ederek dediler ki; Biz bunu duyduk!" (Ahmet, Müsned, 1/118, 5/366; Bezzâr, H. 2541; Emini, Gadir, 1/170, 174, 177, 180–182; Harezmî, Menakıp, s. 156; Nesâi, Hasâis, Çev. Naim Erdoğan, s. 70–72, H. 82–85)
 
Husayn oğlu İmran (r.a) dedi ki; Salât ve Selam ona ve nesline olsun. Allah Elçisi bir ordu hazırlayıp başına Ebu Talip oğlu Ali'yi geçirmişti! O da birliğiyle yola çıkıp bir cariye almıştı! Bunun üzerine Ali'nin bu yaptığını hoş karşılamadılar.
 
Allah Elçisini ashabından dört kişi aralarından anlaşarak dediler ki; Allah Elçisine vardığımızda kesinlikle bunu kendisine bildireceğiz!
 
Müslümanlar, yolculuktan döndüklerinde önce Hz. Peygambere gidip selam verirler sonra evlerine giderlerdi!
 
Ordu, savaştan dönüp geldiğinde önce Allah Elçisinin yanına vardılar ve selâm verdiler. O dört kişiden biri kalkıp dedi ki; Ey Allah'ın Elçisi! Ali, böyle böyle yaptı!
 
Allah Elçisi, ondan yüzünü çevirdi! Bu kez ikinci kalkıp aynı şeyleri söyledi! Sonra üçüncüsü kalkıp, o da söyleyeceğini söyledi! Sonra dördüncüsü kalkıp aynı onların dediklerini dile getirdi!
 
Bunun üzerine Allah Elçisi, yüzünde öfke görünür bir durumda onlara doğru döndü ve buyurdu ki; Ali'den ne istiyorsunuz? Kuşkusuz Ali, bendendir, ben de ondanım! O, benden sonra her müminin velisidir." (Ahmet, Müsned, 4/437–438; Tirmizi, Menakıp, 20; Harezmî, Menakıp, s. 153; İbn Esir, Üsdülgâbe, 3/292–293; Ebu Ya'la, Müsned, 1/294; Nesâi, Hasâis, Çev. Naim Erdoğan, s. 73–74, H. 86)
 
Allah'ın Elçisi (s.a.a.v) buyurdu ki; "Ey insanlar! Ali'den şikâyetçi olmayınız! Allah'a ant olsun ki o, Allah'ın kendisi ve yolu konusunda çok ödünsüzdür." (Ahmet, Müsned, 3/87; Hâkim, Müstedrek, 3/134)
 
Allah'ın Elçisi (s.a.a.v) buyurdu ki; "Kim, benim gibi yaşamak, benim gibi ölmek ve sonunda Rabbimin bana söz verdiği cennete benim gibi girmek istiyorsa Ali'yi ve ondan sonra da onun neslini veli edinsin!
 
Çünkü onlar, sizi doğru yolun kapısından dışarı çıkarmaz ve sapıklık kapısına sokmaz!" (İbn Hacer, İsâbe, 1/559; Şerafuddin Musevî, Müracaat, s. 55–56) H: Akın Aydın