Ehl-i Beyt’ten başka yardım eden olmadı.....

Baktım da, Ehl-i Beyt'imden başka yardım edip destekleyen, hakkımı savunan ve yardım eden kimsenin olmadığını gördüm. Onları ölüme sürüklemekten kaçındım

<Ehl-i Beyt’ten başka yardım eden olmadı.....

TÜRK-AZ HABER / EHL-İ BEYT

İmam Ali (a.s.) buyurdu ki:

"Ey Allah'ım! Kureyş'ten ve onlara yardım edenlerden intikamımı almanı istiyorum. Çünkü akrabalık bağımı kestiler, (hak) bardağımı devirdiler. Başkalarından daha layık olduğum bir hak hususunda hepsi benimle çekişti. "Hakkı alabiliyorsan al; ama haktan mahrum kılınırsan ister keder içinde sabret, istersen üzgün olarak öl." dediler. Baktım da, Ehl-i Beyt'imden başka yardım edip destekleyen, hakkımı savunan ve yardım eden kimsenin olmadığını gördüm. Onları ölüme sürüklemekten kaçındım. Böylece gözüme çerçöp dolduğundan gözlerimi yumdum, boğazına kemik saplanan kimse gibi yavaş yavaş yutkundum. Bu işin zehirden acı olan, bıçaklarla doğranmaktan daha elem verici olan kederli öfkesine sabrettim.

* * *

Hz. Ali (a.s.) şöyle söyledi: "Kuşkusuz ki, Ebu Muhammed (Talha) bu yerde garip kalmıştır! Dikkat buyurun, vallahi Kureyş'in yıldızların altında öldürülmüş olmasını hoş görmüyordum! Abdimenaf oğullarından intikamımı aldım. Ama Cumahoğulları'nın ileri gelenleri elimden kaçıp kurtuldular. Onlar, ehil olmadıkları bir işe (hilafete) boyunlarını uzattılar. Fakat ona ulaşmadan boyunları kırıldı."

* * *

Hz. Ali (a.s.) şöyle dedi:

"O, (seyr-u sülük ehli ilim ve fikirle donarak) aklını diriltmiş, şehvetlerini öldürmüş, böylece cismi incelmiş, katı kalbi yumuşamış, kendisi için ışığı kuvvetli bir meşale yakmış ve bununla önünü aydınlatarak doğru yolunu devam etmiştir. Her çaldığı kapı onu esenlik ve karar kılacağı yere ulaştırmış, bedeninin sükûnuyla iki ayağı emniyet ve rahat içinde sabit kalmıştır. Böylece kalbini (aklını) kullanmış ve rabbini razı etmiştir..."