Akıllı kimse güç yetiremeyeceği şeyi vaat etmez.(Prof. Dr. Haydar Baş’ın Kalemin’den).....

Akıllı insan kendisini yalanlamasından endişe ettiği kimseyle konuşmaz. Vermemesinden korktuğu bir kimseden bir şey istemez. Güç yetiremeyeceği şeyi vaat etmez.

<Akıllı kimse güç yetiremeyeceği şeyi vaat etmez.(Prof. Dr. Haydar Baş’ın Kalemin’den).....

İmam Hasan şöyle demiştir: 'Bir ihtiyacınızı gidermek istediğinizde onu ehlinden isteyin.' Orada hazır bulunanlar dediler ki: 'Ey Resulullah'ın (sallallahu aleyhi ve âlihi) oğlu ehil kimdir?'
 
Dedi ki: 'Allah'ın Kitabı'nda kıssalarını anlattığı, andığı ve haklarında, ancak temiz akıl sahipleri öğüt alıp düşünürler Zümer, 9 dediği akıl sahibi kimselerdir.'
 
Ali b. Hüseyin (a.s.) (İmam Zeynelâbidin) şöyle der: 'Salihlerle oturmak salih olmaya götürür. Âlimlerin davranışları aklı arttırıcı etkinliğe sahiptir. Âdil velilere itaat etmek, onur ve izzeti arttırır. Bedenin dünya ve ahirette rahat etmesi aklın kemâlindendir."
 
Ey Hişam! Akıllı insan kendisini yalanlamasından endişe ettiği kimseyle konuşmaz. Vermemesinden korktuğu bir kimseden bir şey istemez. Güç yetiremeyeceği şeyi vaat etmez. Hak ettiğinden fazlasını ummaz. Üstesinden gelemeyip elden kaçıracağından korktuğu şeyi gerçekleştirmeye kalkışmaz.
 
Emîrü'l-Mü'minîn Ali (a.s.) ashabına şu tavsiye de bulunurdu: 'Gizlide ve açıkta Allah'tan korkmanızı, hoşnutlukta ve öfkede âdil olmanızı, fakirlikte ve zenginlikte çalışmanızı, sizinle ilişkilerini kesenlerle bağlarınızı sürdürmenizi, size haksızlık edenleri affetmenizi, sizi mahrum edene acımanızı tavsiye ediyorum.
 

 
Bakışınız ibret alıcı, sessizliğiniz düşünmek olsun. Sözünüz zikir, huyunuz cömertlik olsun. Çünkü cömert insan Cehennem'e, cimri insan da Cennet'e girmez.'
 
Ey Hişam! Allah'tan hakkıyla hayâ edene, başı ve içindekileri, karnı ve kapladıklarını muhafaza edene, ölümü ve belâyı hatırlayana, Cennet'in zorluklarla kuşatıldığını, Cehennem'in de çekici süslerle bezendiğini bilene Allah rahmet etsin!
 
Ey Hişam! Bir kimse insanların ırzlarına dil uzatmaktan kaçınırsa, Allah, Kıyamet Günü onun sürçmelerini azaltır. Kim, insanlara yönelik öfkesini tutarsa, Allah da Kıyamet Günü ona yönelik öfkesini tutar.
 
Ey Hişam! Akıllı insan isteğine uygun olsa da yalan söylemez.
 
Ey Hişam! Resûlullah'ın (sallallahu aleyhi ve âlihi) kılıcının askısında şöyle yazıyordu: 'Allah'a karşı en azgın ve âsi insan, kendisine vurandan başkasını vuran, katilinden başkasını öldüren, kendisine ait olmayan kölelere efendilik eden kimsedir.'
 
Bu kimse Allah'ın Peygamberi Muhammed'e (s.a.a.) indirdiklerini inkâr etmiştir. Bir kimse, Sünnet'te olmayan bir şey ihdas eder veya bu gibi asılsız şeyleri ihdas edene sığınak verirse, Allah Kıyamet Günü onun amelini kabul etmez.
 

 
Ey Hişam! İnsanın marifetten sonra Allah'a kulluk ettiği en faziletli amel namaz, anne ve babaya iyilik, kıskançlığı, kendini beğenmişliği ve övünmeyi terk etmektir.
 
Ey Hişam! Seni bekleyen günlerini ıslah et. Bunun hangi gün olduğuna bak ve o gün için bir cevap hazırla. Çünkü sen durdurulup sorgulanacaksın. Zamandan ve zamanın ehlinden gerekli dersleri al, lazım olan öğütleri çıkar.
 
Çünkü zaman hem uzun olmakla birlikte kısadır da. O hâlde sevabını görüyormuşsun gibi amel et, o zaman amel etmeye daha istekli olursun. Allah'ın mesajını iyi düşün, doğru anla. Zamanın tasarrufuna ve ehline dikkatlice bak.
 
Çünkü dünyaya ait olup gelecek olan her şey, geçmiş olan şey gibidir. Dolayısıyla, geçmişten ibret alarak, geleceği karşıla. Ali b. Hüseyin (a.s.) şöyle demiştir:
 
'Yeryüzünün doğularında ve batılarında, denizlerinde ve karalarında, ovalarında ve dağlarında üzerine güneş doğan şeylerine tamamı, Allah'ın velilerinden bir veli, Allah'ı hakkıyla bilen bir arif yanında bir gölgecikten başka bir anlam ifade etmez.'
 
Sonra şöyle buyurdu: 'O hâlde bu artığı (dünyayı) ehline bırakmak daha iyi değil mi? Sizin nefislerinizin Cennet'ten başka bir fiyatı yoktur, onu Cennet'ten başka bir fiyat karşılığında satmayın. Çünkü Allah'ın bağışı olarak dünyaya razı olan kimse, çok değersiz bir şeye razı olmuştur.' (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Kazım eserinden) H: Akın Aydın