Ulu’l-azim peygamberlerine ulu’l-azim denilmesinin sebebi.....

Ulu’l-azim peygamberlerine ulu’l-azim denilmesinin sebebi, onların şeriat sahipleri ve azimli olmalarından dolayıdır

<Ulu’l-azim peygamberlerine ulu’l-azim denilmesinin sebebi.....

TÜRK-AZ HABER / İMAN VE İNSAN

Muhammed bin İbrahim-i Tâlikânî metindeki senetle Ali bin Fazzal'dan, o da babasından İmam Rıza'nın (a.s.) şöyle buyurduğunu naklediyor:

"Ulu'l-azim peygamberlerine ulu'l-azim denilmesinin sebebi, onların şeriat sahipleri ve azimli olmalarından dolayıdır.

Nuh'tan (a.s.) sonra gelen her peygamber, Halil İbrahim'in (a.s.) zamanına dek Nuh'un (a.s.) şeriat ve yolu üzeri olup onun kitabına uyuyorlardı.

İbrahim (a.s.) zamanında bulunan ve ondan sonra gelen her peygamber de Mûsa (a.s.) zamanına kadar onun şeriat ve yolu üzere olup kitabına uyuyorlardı.

Hz. Mûsa'nın (a.s.) zamanında olan ve ondan sonra gelen her peygamber de İsa'nın (a.s.) zamanına kadar onun şeriat ve yolu üzere olup kitabına uyuyorlardı.

İsa (a.s.) zamanında ve ondan sonraki zamanda olan her peygamber Hz. Muhammed'in (s.a.v.) zamanına kadar İsa'nın (a.s.) şeriat ve yolu üzere olup onun kitabına uyuyorlardı.

İşte bu beş peygamber ulu'l-azim peygamberlerdir. Bunlar, peygamber ve resullerin en üstünleridirler. Hz. Muhammed'in (s.a.v.) şeriatı kıyamete kadar devam edecek ve ondan sonra kıyamete kadar da peygamber olmayacaktı.

Öyleyse, kim bundan sonra peygamberlik iddiasında bulunur veya Kur'an'dan sonra başka bir kitap getirirse, bunu işiten herkes için onun kanı mubahtır."

Muzaffer bin Câfer bin Muzaffer el-Alevî el-Semerkand (r.a.) metindeki senetle Abbas bin Hilal'den, o da İmam Rıza'dan (a.s.), İmam Rıza da babaları vasıtasıyla ceddi Emirü'l-Müminin Ali bin Ebu Tâlib'den (a.s.), o da Resûlullah'tan (s.a.v.) şöyle buyurduğunu naklediyor:

Ölünceye kadar beş şeyi terk etmem: Yerde oturarak kölelerle yemek yemeyi, merkebe, üzerinde palanı olduğu halde binmeyi, keçiyi elimle sağmayı, yünlü elbise giymeyi, benden sonra sünnet olması için çocuklara selam vermeyi."

Muhammed bin İbrahim bin İshâk el-Tâlikânî (r.a.) Ali bin Fazzal'dan, o da babasından şöyle dediğini naklediyor: "İmam Rıza'ya (a.s.) Emirü'l-Mü'minin Ali (a.s.) ile ilgili şöyle bir soru sordum:

'Halk, Hz. Ali'den (a.s.) nasıl el çekip başkasının tarafına yöneldi? Oysa Hz. Ali'nin (a.s.) faziletini, geçmişini ve Resûlullah'ın (s.a.v.) yanındaki makamını biliyorlardı.'

İmam (a.s.) şöyle buyurdular: Evet, Hz. Ali'nin (a.s.) faziletini bildikleri halde başkalarına yöneldiler. Çünkü Hz. Ali (a.s.), onların, Allah ve Resulüne düşmanlık yapan babalarından, dedelerinden, kardeşlerinden, amca ve dayılarından ve akrabalarından çok sayıda kimseyi öldürmüştü.

Ona karşı kinleri işte bundan dolayıydı ve onlara önderlik yapmasını da istemiyorlardı. Diğerlerine karşı ise böyle kinleri yoktu; çünkü diğerleri, cihadda Resûlullah'ın (s.a.v.) yanında Hz. Ali (a.s.) gibi değillerdi. Dolayısıyla Hz. Ali'den (a.s.) yüz çevirip başkalarına yöneldiler."

Muhammed bin İbrahim el-Tâlikânî (r.a.), Haysem bin Abdullah-i Rumanî'den şöyle dediğini naklediyor: "Ali bin Mûsa el- Rıza'ya, 'Ey Resûlullah'ın oğlu! Neden Ali bin Ebu Tâlib (a.s.), Resûlullah'tan sonra 25 yıl boyunca düşmanları ile savaşmadı da velayeti (hilafeti) döneminde savaştı?' diye sordum.

İmam (a.s.) cevaben şöyle buyurdular: Çünkü Hz. Ali (a.s.) cihadda Resûlullah'a (s.a.v.) uydu. Resûlullah (s.a.v.) Mekke'de müşriklere karşı cihadı 13 yıl, Medine'de ise 19 ay terk etti. Bunun sebebi ise, müşriklere karşı yardımcısının az olmasından kaynaklanıyordu.

İşte böylece Ali (a.s.) da düşmanlarının karşısında yardımcısının çok az olduğundan dolayı onlara karşı cihadı terk etti.

Resûlullah'ın (s.a.v.) cihadı 13 yıl ve 19 ay terk etmesiyle nübüvvetinin bâtıl olmadığı gibi, Ali'nin (a.s.) de 25 yıl cihadı terk etmesiyle imameti bâtıl olmadı; çünkü, her ikisinde de sebep aynıydı." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Ali Rıza eserinden)