‘Üç özellik taşımadıkça mü’min mü’min olmaz’

“İmam Rıza’dan (a.s.) şöyle buyurduğunu duydum: ‘Üç özellik taşımadıkça mü’min mü’min olmaz. Bir sünnet Rabbinden, bir sünnet Peygamberinden ve bir sünnet de velisinden (imamından) onda olmalıdır

<‘Üç özellik taşımadıkça mü’min mü’min olmaz’

TÜRK-AZ HABER / İMAN VE İNSAN

Hâris bin Dilhas (İmam Rıza'nın (a.s.) kölelerinden) naklediyor:

"İmam Rıza'dan (a.s.) şöyle buyurduğunu duydum: 'Üç özellik taşımadıkça mü'min mü'min olmaz. Bir sünnet Rabbinden, bir sünnet Peygamberinden ve bir sünnet de velisinden (imamından) onda olmalıdır.

Rabbinden alması gereken sünnet sırrı saklamaktır. Allah-u Teala buyuruyor ki: 'Allah gaybı bilendir. O gaybı resullerinden râzı olduklarından başkasına âşikâr etmez.'  

Resulünden alması gereken sünnet, halkın hatalarından geçerek onları idare etmesidir. Allah-u Teala, Peygamberine halka iyiliği emrederek şöyle buyurmuştur: '(İnsanları) affet, iyiliği emret ve cahillerden yüz çevir.'  

Velisinden alacağı sünnet ise zorluklar ve problemler karşısında sabretmektir. Allah-u Teala buyuruyor ki: Zorluklar ve problemler karşısında sabrederler." 

Süleyman bin Câfer Câferî İmam Rıza'nın (a.s.) babaları vasıtasıyla Hz. Ali'den (a.s.), onun da Resûlullah'tan (a.s.) şöyle naklettiğini buyuruyor:

"Kargadan üç sıfatı öğreniniz: Eşiyle gizli bir yerde ilişkiye girmesini, sabah erkenden rızık peşine düşmesini ve ihtiyatlı olmasını. (Her an bir tehlikeyle karşı karşıya kalacakmış gibi korku halinde olmasını)."

İmam Rıza'nın (a.s.) hizmetçisi Yâsir, İmam'dan (a.s.) şöyle naklediyor:

"İnsanın en çok korktuğu an üç yerdir: Annesinin onu doğurmasından sonra dünyayı gördüğü an, ölüp de ahireti ve ehlini gördüğü an, yeniden dirilip dünya görmediği, kıyametteki uygulamaları gördüğü an.

Allah-u Teala bu üç yerde Hz. Yahya'ya (a.s.) selam göndererek onun korkusunu gidermiş ve şöyle buyurmuştur: 'Ona (Yahya'ya) doğduğu günde, öldüğü günde ve diriltileceği günde selam olsun.' 

İsa bin Meryem de (a.s.) bu üç yerde kendisini selamlayarak şöyle buyurmuştur: Doğduğum günde, öleceğim günde ve tekrar dirileceğim günde selam olsun bana." 

Ebu Hâşim Câferî diyor: "İmam Rıza'dan (a.s.) darağacına çekilmiş birisinin cenaze namazını sordum, buyurdular: 'Ceddimin (İmam Sâdık), amcası Zeyd'e namaz kıldığını bilmiyor musun?'

Ben: 'Bilmiyorum, meseleyi anlayabilmiş değilim.'

İmam (a.s.): 'Sana açıklayayım; eğer asılan kişinin yüzü kıbleye doğru olursa sağ omzuna doğru dur, eğer arkası kıbleye dönükse sol omzuna doğru dur, çünkü doğuyla batı arası kıbledir.

Eğer sol omuzu kıbleye doğruysa sen sağ omzuna doğru dur ve eğer sağ omuzu kıbleye doğruysa sen sol omzuna doğru dur.

Şunu bil ki, o hangi tarafa olursa olsun sen onun omuzlarından birisinin yanında durup yüzünü doğuyla batı arasına çevirmelisin. Ona tam olarak ne yüzünü çevirmelisin ve ne de sırtını dönmelisin.'

Ebu Hâşim diyor ki: "İmam (a.s.) bana dönerek 'inşaallah anlamışsındır' buyurdu.

Şeyh Sâduk diyor ki: "Bu ilginç hadisi hiçbir kitapta görmedim ve bundan başka bir senet de bu hadis için bilmiyorum."

İmam Rıza'nın (a.s.) hizmetçilerinden Hüseyin bin Ali Deylemî diyor:

"İmam Rıza'dan (a.s.) şöyle söylediğini duydum: Her kim üç tane mü'mini hacca gönderirse, şüphesiz o parayla kendi nefsini Allah-u Teala'dan satın almıştır. Allah-u Teala artık ondan malını helal yoldan mı, yoksa haram yoldan mı elde ettiğini sormayacaktır."

Şeyh Sâduk bu hadisi şöyle yorumluyor: "Yani, Allah-u Teala onun malındaki şüpheli malların hesabını ondan sormayacak ve onun düşmanlarını ondan râzı edecek (onlara bir takım nimetler vererek).

Hâris bin Dilhas, babası vasıtasıyla İmam Rıza'dan (a.s.) şöyle buyurduğunu naklediyor: "Allah-u Teala üç şeye emretmiştir ki diğer üç şey devamlı onlarla birliktedir. Allah namaz ve zekâta emretmiştir.

Her kim namaz kılar zekât vermezse onun namazını da kabul etmez. Kendisine ve anne-babaya şükretmeyi (teşekkür) emretmiştir. Her kim anne-babasının şükrünü yerine getirmezse Allah-u Teala'nın da şükrünü edâ etmemiştir.

Son olarak da takvayı ve sıla-i rahimi (akrabaları ziyareti) emretmiştir. Her kim sıla-i rahimi terk ederse Allah-u Teala'nın ona emrettiği takvaya riayet etmemiştir." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Ali Rıza eserinden)