Resûl, nebi ve muhaddes arasındaki fark

Buyurdu ki: ‘İnsan şu dört özelliğe sahip olduktan sonra yapabilirlik vasfına sahip olur: Yolu açıksa, bedeni sağlamsa, organları normal ise Allah tarafından bir sebep oluşmuşsa.’

<Resûl, nebi ve muhaddes arasındaki fark

TÜRK-AZ HABER / İMAN VE İNSAN

Ali b. Esbat şöyle rivayet etmiştir: "Ebu'l-Hasan er-Rıza'ya (a.s.) yapabilirlik hakkında bir soru sordum.

Buyurdu ki: 'İnsan şu dört özelliğe sahip olduktan sonra yapabilirlik vasfına sahip olur: Yolu açıksa, bedeni sağlamsa, organları normal ise Allah tarafından bir sebep oluşmuşsa.'

Dedim ki: 'Kurban olayım. Allah tarafından bir sebebin oluşması meselesini benim için biraz açıkla.'

Dedi ki: 'Bir kulun yolu açık, bedeni sağlam ve organları normal ise ve bu insan zina etmek istemesine rağmen kadın bulamazsa, sonra bulursa, ya Yûsuf'un (a.s.) yaptığı gibi nefsini tutup bundan kaçınacak veya iradesinin önünden çekilecek ve zina edecektir. O zaman da zâni olarak isimlendirilecektir. Ne Allah'a zorla itaat etmiş, ne de O'na üstünlük sağlayarak günah işlemiştir."

RESÛL, NEBİ VE MUHADDES ARASINDAKİ FARK

İsmail b. Merrar şöyle rivayet etmiştir: "Hasan b. Abbas el-Mârufî İmam Rıza'ya (a.s.) şöyle yazdı: 'Sana kurban olayım! Bana resul, nebi ve imam arasındaki farkı haber ver.'

İmam şöyle yazdı veya söyledi: Resul, nebi ve imam arasındaki farka gelince: Resul, kendisine Cebrail adlı melek inen kimsedir. O, Cebrail'i görür, sözlerini işitir. Cebrail ona vahiy indirir. Bazen onu rüyasında da görür. İbrahim'in (a.s.) gördüğü rüya gibi.

Nebi ise ses işitir (meleğin şahsını görmez). Bazen de meleğin şahsını görür fakat sesini işitmez. İmam ise sözleri işitir ama meleğin şahsını görmez."

YERYÜZÜ HÜCCETTEN YOKSUN OLMAZ BÂBI

el-Veşşa şöyle rivayet etmiştir: "Ebu'l-Hasan er-Rıza'ya (a.s.) sordum: 'Yeryüzü imamsız kalır mı?'

'Hayır' dedi.

Dedim ki: 'Biz, 'Allah'ın yeryüzündeki kullarına gazab etmesi halinden başka yeryüzü imamsız kalmaz' şeklinde bir hadis rivayet ediyoruz.'

Buyurdu ki: 'Yeryüzü imamsız kalmaz, aksi takdirde batar."

İMAMLARA İTAATİN FARZ OLUŞU

Muammer b. Hallâd şöyle rivayet etmiştir: "Farisî bir adam Ebu'l-Hasan'a (a.s.) sordu: 'Sana itaat etmek farz mıdır?'

'Evet' dedi.

'Ali b. Ebu Tâlib'e (a.s.) itaat etmek gibi mi?' dedi.

'Evet' dedi."

Muhammed b. Zeyd et-Taberî şöyle rivayet etmiştir: "Horasan'da İmam Rıza'nın (a.s.) başına dikilmiştim. Yanında Hâşimoğulları kabilesinden kimseler vardı. Bunlar arasında İshak b. Mûsa b. İsa el-Abbasî de yer alıyordu.

İmam Rıza buyurdu ki: 'Ey İshak! Duyduğuma göre halk, 'insanlar bizim kölelerimizdir' iddiasında bulunduğumuzu söylüyorlarmış.

Hayır, Resûlullah'a (s.a.v.) olan akrabalığımıza yemin ederim ki, böyle bir şey söylemedim. Atalarımdan böyle bir söz duymadım. Hiç kimseden de atalarımın böyle bir söz söylediklerini duymadım. Fakat şunu söylüyorum:

'İnsanlar itaat hususunda bizim kölelerimiz, dinde bizim mevâlimiz konumundadırlar.' Burada bulunanlar, bulunmayanlara bu sözümü aktarsın."

İMAMLAR, ALLAH AZZE VE CELLE'NİN KULLARI ÜZERİNDEKİ ŞAHİTLERİDİR

Ahmed b. Ömer el-Hallâl şöyle rivayet etmiştir: "Ebu-l-Hasan er-Rıza (a.s.), 'Rabbinin tarafından açık bir delile dayanan ve kendisini Rabbinden bir şahidin izlediği kimse...'   ayetiyle ilgili olarak şöyle buyurdu: Emir'ül-Mü'minin Ali b. Ebu Tâlib (a.s.) Resûlullah'ın (s.a.v.) şahididir ve Resûlullah da Rabbinden açık bir delile dayanmaktadır."  

İMAMLAR, ALLAH'IN ARZINDAKİ HALİFELERİ VE O'NUN GİRİŞ KAPILARIDIR

el-Câferî şöyle rivayet etmiştir: "Ebu'l-Hasan er-Rıza'nın (a.s.) şöyle dediğini duydum: İmamlar, Allah Azze ve Celle'nin arzındaki halifeleridir." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Ali Rıza eserinden)