‘Neden Allah, emir sahiplerine itaat etmeyi emretmiştir?’

‘Neden Allah ulu’l-emr -emir sahipleri- karar kılıp onlara itaat etmeyi emretmiştir?’ diye soracak olursa, şöyle cevap verilir

<‘Neden Allah, emir sahiplerine itaat etmeyi emretmiştir?’

TÜRK-AZ HABER / İMAN VE İNSAN

'Birçok sebeplerden dolayıdır. İnsan için belli bir sınır belirlenmiştir. Sınırı aşmamak için emir olundular. Çünkü sınırı aştıkları takdirde fesada uğrayacaklardır.

Bundan dolayı, onları sınırı aşmaktan önleyecek, haramlardan uzaklaştıracak, onlar içerisinde güvenilir ve emin birisi bırakılmadıkça sabit olup ayakta duramayacaklardır.

Eğer bu şekilde olmazsa hiç kimse zevk ve menfaatlerini her ne kadar başkalarının fesat ve felaketine dahi sebep olsa, terk etmeyeceklerdi.

Böylece, Allah, onlar içerisinde önder karar kıldı ki, fesattan alıkoyup aralarında ise sınır ve hükümleri ayakta tutabilsin.

Başka bir faydası ise; (hiçbir) fırkalardan bir fırkanın, insanlardan bir toplumun ayakta durup yaşayabilmeleri sadece önder ve yöneticinin olmasıyla mümkündür. Dolayısıyla, dünya ve ahiret için mutlaka bir önderin olması gerekir.

İnsanların öndersiz kalamayıp ve ayakta duramayacağını da bildiğinden bir önderi seçmemesi mümkün değildir. Bu da, hekim olan Allah'ın hikmetiyle de bağdaşmıyor. Allah onunla düşmanını öldürüyor, milletin hakkını (ganimeti) dağıtıyor, Cuma ve cemaatlerini ise ayakta tutuyor, zâlimin de mazluma zulmetmesini önleyerek alıkoyuyor.

Eğer insanlar içerisinde bir imam, güvenilir önder ve koruyucu olmazsa insanlar helak olur, din ortadan kalkar, sünnet ve ahkâm değiştirilecek, bidat çıkaranlar çoğalacaklardır.

İnkârcılar ise, dinde azaltma ve çoğaltma yaparak onu Müslümanlar için karışık göstereceklerdir.

İnsanları eksik, muhtaç ve aklın ise kâmil olmadığını görüyoruz. Ayrıca ihtilafları, fikir ayrılıkları ve görüş farklılıkları vardır. Bu yüzden eğer onlara önder, Peygamber'in (s.a.v.) getirdiklerine koruyucu biri olmazsa açıkladığımız şekilde fesat olacaktır. Şeriat, sünnet ve ahkâm değiştirilecektir. İşte bu durum, bütün insanlar için fesat ve beladır.

'Neden bir zamanda iki imamın veya daha çoğunun olması câiz değildir?' diye soracak olursa şöyle cevap verilir:

'Birçok sebeplerden dolayıdır; tek şahsın iş ve tedbirinde ihtilaf ortaya çıkmaz ama iki kişinin iş ve tedbirleri aynı ve eşit olmayacaktır.

Bizler, düşünce ve fikirleri değişik olmayan iki kişiye rastlamadık. Dolayısıyla, eğer aynı zamanda iki önder olursa, düşünce ve tedbirleri farklı olacaktır.

Kendilerine itaat etmek de vaciptir. Bu durumda hiçbirisi itaat edilmede diğerine üstün değildir. İşte bu durum olursa insanlar arasında ihtilaf, dövüş, kavga ve fesat doğmasına sebep olacaktır.

Birisine itaat edebilmek için diğerine asi olup itaatsizlik yapması gerekir. Bu şekilde olursa yeryüzünü günah saracak, insanların itaat ve imanı bulabilmesi için yol olmayacaktır.

Bu durumda Allah, iki tane değişik ihtilaflı olan kimselere itaat etmeyi emretmekle insanlara ihtilaf, dövüş, kavga ve fesat kapısını açmış olacaktır.

Başka bir sebebi ise, eğer iki imam aynı zamanda olursa arkadaşının vermiş olduğu hükümden başka bir hüküm vererek halkı ona çağıracaktır.

Onların (imamların) hiçbirisi diğerine (arkadaşına) tâbi olup izlemesi için bir üstünlüğü yoktur. Böylece haklar, ahkâm ve Allah'ın bırakmış olduğu sınırlar iptal olacaktır.

Diğer bir başka sebebi ise, bu iki önderden (hüccetten) hiçbirisi konuşmaya, hüküm verip emir ve nehiy etmeye diğer birisinden üstün değildir. Dolayısıyla, onların ikisinin de söze beraber başlamaları vacip olacaktır ve hiçbirisinin de diğerinden önce davranması doğru olmayacaktır.

Çünkü imamette her ikisi de aynıdır. Eğer birisi için susmak câiz olursa diğeri için de câiz olacaktır. İkisinin de susması câiz olursa haklar ve ahkâm yok olacak, sınırlar çiğnenecek, insanlar da sanki imamı yokmuş gibi olacaktır.' (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Ali Rıza eserinden)