Nadir rivayetler

Ahmed b. Ömer şöyle rivayet etmiştir: “Ebul-Hasan’a (a.s.) sordum ki: ‘Ali’ye (a.s.) neden Emirü’l- Müminin adı verilmiştir?

<Nadir rivayetler

TÜRK-AZ HABER / İMAN VE İNSAN

(Kuleynî, "el-Kâfi" adlı eserinin herhangi bir bölümüne 'Nâdir Rivayetler' başlığını kullandığında, söz konusu başlık altındaki hadisler belli bir konunun kapsamında toplanamayacaklarıdır).

Ahmed b. Ömer şöyle rivayet etmiştir: "Ebul-Hasan'a (a.s.) sordum ki: 'Ali'ye (a.s.) neden Emirü'l- Müminin adı verilmiştir?'

Buyurdu ki: 'Çünkü o, mü'minlere ilim tattırır. Yoksa sen Allah'ın şu sözünü işitmedin mi: 'Ailemize yiyecek getiririz.' 

Diğer bir rivayette ise şu ifadeye yer veriliyor: 'Çünkü mü'minlerin gıdası onun yanındadır o, mü'minlere ilim yemeği yedirir.'

(Mare Yemini: Aileye yemek yedirmek, onlara güzel yiyecekler hazırlamak demektir. Dolayısıyla, bu rivayete göre "Emiru" -yemek yediririm- şimdiki zaman birinci tekil şahıs kipidir ve çokça kullanıldığı için Hz. Ali'nin (a.s.) özel ismi haline gelmiştir. Yani, Emirü'l-Mü'minin -mü'minleri yediririm-. Tıpkı Teabbeteşerren -kötülüğü koltuğunun altına aldı- gibi)."
 
KUR'AN'DA VELAYETLE İLGİLİ OLARAK YER ALAN NÜKTELER VE ÂYETLERDEN SEÇMELER

Muhammed b. Sinan İmam Rıza'dan şöyle rivayet etmiştir: "Allah Azze ve Celle ayetinde, 'Allah'a ortak koşanlara ağır geldi' -Ali'nin velayeti- 'Kendilerini çağırdığın' -Ey Muhammed, Ali'nin velayeti- 'Bu ayet korunan kitapta bu şekildedir.'

(Korunan kitaptan maksat, Levh-i Mahfuz gibi Allah katındaki külli ve kuşatıcı bir kitap olabilir)."  

Muhammed b. Fudayl şöyle rivayet etmiştir: "İmam Rıza'ya, 'De ki: Ancak Allah'ın lutfu ve rahmetiyle, işte bunlarla sevinsinler. Bu, onların topladıklarından daha hayırlıdır' ayetini sordum.

Buyurdu ki: 'Muhammed'in (s.a.v.) ve Âl-i Muhammed'in velayetiyle sevinsinler.

'Bu, onların topladıklarından daha hayırlıdır.'   Onların dünyasından." 

Muhammed b. Fudayl, Ebu'l-Hasan'dan (a.s.), 'Mescidler şüphesiz Allah'ındır. O halde, Allah ile birlikte kimseye yalvarmayın'   ayetiyle ilgili olarak şu açıklamayı rivayet etmiştir:

Ayette geçen 'mesacid'den maksat vasilerdir (aleyhimusselâm)." 

Ali b. Câfer şöyle rivayet etmiştir: "Ebu'l-Hasan'ın (a.s.) şöyle dediğini duydum:

'Resûlullah (s.a.v.) rüyasında Teym, Adiyy ve Ümeyye kabilelerinin mensuplarının minberinin üzerinde oturduklarını görünce, üzüldü. Bunun üzerine Allah Tebareke ve Teala, onu teselli etmek için şu ayeti indirdi:

'Bir zaman Biz, meleklere, 'Âdem'e secde edin' demiştik. Onlar hemen secde ettiler; yalnız İblis hariç. O, diretti.' 

Sonra Allah, şöyle vahyetti: Ey Muhammed! Ben emrettim, emrime itaat edilmedi. Sen de emrettiğin halde, vasinle ilgili emrine itaat edilmemesinden dolayı üzülme."  

VELAYET MESELESİ İLE İLGİLİ SEÇME VE KÜLLİ RİVAYETLER

Muhammed b. Fudayl, Ebu'l-Hasan'dan (a.s.) şöyle rivayet etmiştir:
"Ali'nin (a.s.) velayeti bütün peygamberlerin suhufunda (sahifeler) yazılıdır. Allah, bütün resulleri Hz. Muhammed'in (s.a.v.) nübüvveti ve O'nun vasisi Ali'nin (a.s.) velayeti ile ilgili açıklamayla birlikte göndermiştir." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Ali Rıza eserinden)