Mü’min kardeşinden gizlenen kimse

Bir ara İmam Rıza’nın (a.s.) yanındaydım. Bana dedi ki: ‘Ey Muhammed! İsrailoğluları zamanında mü’minlerden dört nefer vardı. Bir gün bu mü’minlerden biri, bir evde toplanan ve aralarında bir meseleyi tartışan üçünün yanına gitti. Kapıyı çaldı. Ev sahibinin hizmetçisi kapıya çıktı

<Mü’min kardeşinden gizlenen kimse

TÜRK-AZ HABER / İMAN VE İNSAN

Muhammed b. Sinan rivayet eder: "Bir ara İmam Rıza'nın (a.s.) yanındaydım. Bana dedi ki: 'Ey Muhammed! İsrailoğluları zamanında mü'minlerden dört nefer vardı. Bir gün bu mü'minlerden biri, bir evde toplanan ve aralarında bir meseleyi tartışan üçünün yanına gitti. Kapıyı çaldı. Ev sahibinin hizmetçisi kapıya çıktı.

'Efendin nerede?' dedi.

'Evde değil' dedi. Bunun üzerine adam geri döndü ve hizmetçi efendisinin yanına girdi.

'Kapıyı çalan kimdi?' dedi.

'Falandı, senin evde olmadığını söyledim' dedi.

Adam sustu, böyle demiş olmasını önemsemedi, hizmetçisini azarlamadı. İçlerinde hiçbiri de adamın kapıdan dönmüş olmasından dolayı üzülmedi. Sohbetlerine geri döndüler. Ertesi sabah, adam erkenden onların yanına geldi. Yolda onlarla karşılaştı. Birinin kaybolan bir eşyasını aramaya çıkmışlardı. Adam selâm verdi ve: 'Ben de sizinle geleyim mi?' dedi.

'Evet' dediler. Adamdan özür de dilemediler. Adam muhtaç ve zayıf biriydi. Biraz yol almışlardı ki, bir toz bulutu üzerlerini kapladı. Yağmur yağacağını sandılar. Koşmaya başladılar. Bulut üzer¬lerini tamamen kaplayınca, bulutun içinden biri seslendi:

'Ey ateş! Onları yakala. Ben Allah'ın elçisi Cebrail'im.'

Birden buluttan bir ateş çıktı ve üç adamı kaptı. Diğer adam ise korku içinde yerinde kala kaldı. Arkadaşlarının başına gelen fela-ketin dehşetiyle şaşkınlık içindeydi, bunun sebebinin ne olduğunu bilmiyordu. Şehre geri döndü ve Yûşa b. Nûn'la karşılaştı. Ona olayı, gördüklerini ve duyduklarını anlattı.

Yûşa b. Nûn ona dedi ki: 'Allah'ın, onlardan râzı iken, onlara gazap ettiğini ve bunun sebebinin de sana karşı sergiledikleri bir davranış olduğunu bilmiyor musun?'

Adam: 'Bana ne yaptılar ki?'

Yûşa (a.s.) adama olayı anlattı.

Adam dedi ki: 'Ben hakkımı onlara helâl ediyorum ve onları affediyorum.'

Dedi ki: Eğer daha önce olsaydı, onlara bunun bir faydası olurdu. Artık bir faydası olmaz. Belki daha sonra (ahirette) onlara bir faydası olur."

Liderlik peşinde koşmak

Muammer b. Hallâd rivayet eder: "Ebu'l-Hasan (İmam Rıza aleyhisselâm) bir adamdan söz etti ve şöyle dedi: O, liderlik peşindedir. Yırtıcı iki kurdun çobanları başlarında olmayan bir sürüye daldıkları zaman verdikleri zarar, liderlik sevgisinin Müslümanın dinine verdiği zarardan daha büyük değildir."

KENDİNİ BEĞENMİŞLİK

Ali b. Suveyd rivayet eder: "Ebu'l-Hasan'a (İmam Rıza aleyhisselâm) ameli ifsat eden kendini beğenmişliği sordum.

Buyurdu ki: Kendini beğenmişliğin dereceleri vardır. Bunlardan biri, kula işlediği kötü amelin süslü görünmesi, bunu güzel görmesi ve beğenmesidir ki, bunun güzel bir fiil olduğunu düşünür. Bu derecelerden biri de şudur: Kul Rabbine iman eder, imanından dolayı Allah Azze ve Celle'ye minnet eder. Oysa asıl Allah ona minnet etmiştir (lutufta bulunmuştur)."

GIYBET VE İFTİRA

Eban, sadece Yahya el-Ezrak'ın tanıdığı bir adamdan rivayet eder:

"Ebu'l-Hasan (İmam Rıza aleyhisselâm) buyurdu ki: Bir kimse, birinin arkasından, onda bulunan ve halkın da bildiği bir özelliğinden söz ederse, bu, gıybet olmaz; ama bir kimsenin arkasından, onda olan, fakat halkın bilmediği bir özelliğinden söz ederse, bu, gıybet olur. Bir kimsenin arkasından, ondan olmayan bir şeyi söyleyen kimse, ona iftira atmış olur."  (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Ali Rıza eserinden)