İmamın imamlığının hüccetleri.....

İbn Ebu Nasr şöyle rivayet etmiştir: “Ebu’l-Hasan er-Rıza’ya (a.s.) dedim ki: ‘İmam öldüğünde ondan sonraki, hangi özelliğiyle bilinir?’

<İmamın imamlığının hüccetleri.....

TÜRK-AZ HABER / İMAN VE İNSAN

Buyurdu ki: 'İmamın bazı işaretleri vardır. Bunlardan biri, babasının en büyük oğlu olması, biri de fazilet ehli olması ve kendisine vasiyette bulunulmuş olmasıdır.

Öyle ki, misafir bir kafile gelip, 'Vefat eden imam, kimi vasiyet etti?' dediklerinde, onlara, 'Falancayı vasiyet etti' denir. Bizde silah, İsrailoğulları'nda tabutun fonksiyonuna sahiptir. Silah neredeyse imamlık da oradadır.'

(En büyük oğlun imam olmasının iki istisnası vardır.

1. İmam Hüseyin'in (a.s) İmam Hasan'dan (a.s) sonra imam olması.

2. Büyük oğlun bir kusurunun bulunması)."

Hafs b. Behterî şöyle rivayet etmiştir: "Ebu Abdullah'a (Câfer Sadık aleyhisselâm) soruldu: 'İmam ne ile bilinir?' "Açıkça vasiyet edilmiş olması ve fazilet sahibi bir kimse olmasıyla bilinir" dedi. (Hiç kimse imamın ağzı, karnı ve iffetiyle ilgili olarak ayıplayacak bir şey bulamaz. Örneğin, yalancıdır, insanların malını yiyor vb. gibi şeyler söyleyemez)." 

İmamlık babadan oğula geçer, kardeşe, amcaya veya başka bir akrabaya geçmez

Muhammed b. İsmail b. Bezi şöyle rivayet etmiştir: "Ebu'l-Hasan er-Rıza'dan (a.s.) soruldu: 'İmamlık, önceki imamın amcasına veya dayısına geçer mi?'

'Hayır' dedi.

Dedim ki: 'Peki, kardeşe geçer mi?'

'Hayır' dedi.

'Ya kime geçer?' diye sordum.

'Oğluma geçer dedi.

İmam bunu söylerken oğlu yoktu."  

Ebu'l-Hasan er-Rıza'ya yönelik işaretler ve nasslar

Nuaym es-Sahhaf şöyle rivayet etmiştir: "Ben, Hişam b. Hakem ve Ali b. Yaktin Bağdat'taydık. Ali b. Yaktin dedi ki:

'Abdu's-sâlih'in (Mûsa b. Câfer aleyhisselâm) yanında oturuyordum. Yanına oğlu Ali geldi. Bana dedi ki: 'Ey Ali b. Yaktin! Bu Ali, benim çocuklarımın efendisidir. Ben künyemi (Ebu'l-Hasan) ona bağışladım.'

Hişam b. Hakem elinin içiyle onun alnına vurdu ve dedi ki: 'Vay sana! Neler söylüyorsun sen?'

Ali b. Yaktin dedi ki: 'Allah'a yemin ederim ki, ondan duyduklarımı söyledim.'

Bunun üzerine Hişam dedi ki: 'İmam, kendisinden sonra imamlık yetkisinin onda olduğunu sana haber vermiş.'

Ahmed b. Mihran, Muhammed b. Ali'den, o Hüseyin b. Naim es-Sahhaf'tan şöyle rivayet etmiştir: Abdu's-sâlih'in (a.s.) yanındaydım.

Safvanî nüshasında ise ifade şöyledir: 'Dedi ki:...'

'Ben... idim...' ve ardından yukarıdaki sözlerin aynısını aktarmıştır." 

Nuaym el-Kabusî, Ebu'l-Hasan'dan (Mûsa b. Câfer aleyhisselâm) şöyle rivayet etmiştir:

"Oğlum Ali, çocuklarımın en büyüğüdür. Benim katımda onların en iyisidir. İçlerinde en çok onu severim. O benimle birlikte Cifr'e bakar. Ona bir nebi veya vasiden başkası bakamaz." 

Davud er-Rakkî şöyle rivayet etmiştir: "Ebu İbrahim'e (Mûsa b. Câfer aleyhisselâm) dedim ki: 'Sana kurban olayım! Artık yaşım iyice ilerledi. Elimden tutup beni ateşten kurtar.' (Bana senden sonraki imamın kim olacağını söyle).

Bunun üzerine oğlu Ebu'l-Hasan'ı (a.s.) işaret etti ve buyurdu ki: Benden sonraki imamınız budur." 

Muhammed b. İshak b. Ammar şöyle rivayet etmiştir: "Mûsa b. Câfer'e (a.s.) dedim ki: 'Dinimi öğreneceğim birini bana gösterir misin?'

Buyurdu ki: 'Oğlum Ali'dir.'

Babam benim elimden tuttu ve beni Resûlullah'ın (s.a.v.) kabrinin başına götürdü ve dedi ki: Ey oğulcuğum! Allah Azze ve Celle buyurmuştur ki: 'Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım.'   Hiç kuşkusuz Allah, bir söz söyledi mi, onu yerine getirir." 

Davud er-Rakkî şöyle rivayet etmiştir: "Ebu'l-Hasan Mûsa'ya (Mûsa b. Câfer aleyhisselâm) dedim ki: 'Yaşım iyice ilerledi, kemiklerim inceldi. Ben daha önce babana sormuştum, bana seni göstermişti. Sen de bana, senden sonraki imamın kim olacağını haber ver.' Buyurdu ki: Benden sonraki imam şu, Ebul-Hasan er-Rıza'dır." 

Ziyad b. Mervan el-Gandî şöyle rivayet etmiştir: "Ebu İbrahim'in (Mûsa b. Câfer aleyhisselâm) yanına gittiğimde, oğlu Ebu'l-Hasan (a.s.) da oradaydı.

Bana dedi ki: Ey Ziyad! Bu oğlum falandır. Onun yazdığı benim yazım, onun sözü benim sözüm, onun elçisi benim elçim hükmündedir. Ne dediyse, söz onundur." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Ali Rıza eserinden)