İmam Rıza’dan çeşitli konularda nakledilen hadisler -1-

İmam Sâdık’ın (a.s.) dostlarından bir grup, mehtaplı, aydın bir gecede Hazret’in etrafına toplanmıştı. İmam’a (a.s.) şöyle dediler: ‘Ey Resûlullah’ın evladı! Şu gök ne kadar güzel; şu yıldızlar, gezegenler ne kadar parlak

<İmam Rıza’dan çeşitli konularda nakledilen hadisler -1-

TÜRK-AZ HABER / İMAN VE İNSAN

Curcânî aynı senetle İmam Rıza'dan (a.s.), o da babası Mûsa bin Câfer'den şöyle rivayet etmiştir:

"İmam Sâdık'ın (a.s.) dostlarından bir grup, mehtaplı, aydın bir gecede Hazret'in etrafına toplanmıştı.

İmam'a (a.s.) şöyle dediler: 'Ey Resûlullah'ın evladı! Şu gök ne kadar güzel; şu yıldızlar, gezegenler ne kadar parlak!'

İmam (a.s.) şöyle buyurdu: Siz böyle diyorsunuz ama müdebbir dört melek Cebrail, Mikail, İsrafil ve Azrail gökten size ve kardeşlerinize bakıyor, sizin göklere ve onlara yansıyan nurunuz bu gezegenlerin ve yıldızların nurundan daha iyidir. Onlar da sizin gibi şöyle diyorlar: Bu mü'minlerin nuru ne kadar da güzel."

Curcânî aynı senetle İmam Rıza'dan (a.s.), o da babası Mûsa bin Câfer'den şöyle rivayet etmiştir:

"Adamın biri İmam Sâdık'ın (a.s.) yanına gelerek şöyle dedi: 'Yaşamaktan bıktım usandım. Allah'tan ölüm diliyorum'

İmam (a.s.) ona şöyle buyurdu: Allah'tan itaat için hayatı dile, isyan için değil. Eğer yaşarsan Allah'a itaat et, senin için isyan etmeden ve itaat de etmeden ölmenden daha iyidir. Dolayısıyla, yaşayıp itaat etmen, isyan ve itaat etmeden ölmenden daha hayırlıdır."

Curcânî aynı senetle İmam Rıza'dan (a.s.), o da babası Mûsa bin Câfer'den, İmam Sâdık'ın (a.s.) şöyle buyurduğunu nakletmektedir:

"Şüphesiz bazen insan ile cennet arasındaki mesafe, günahlarının çokluğu sebebiyle yer ile Arş arasındaki mesafe kadar uzak olur. Ama eğer insan Allah korkusundan günahlarından pişman olur ve ağlarsa kendisiyle cennet arasındaki uzaklık göz kapakları ile göz bebeği arasındaki uzaklık kadar olur."

Aynı senetle İmam Rıza'dan (a.s.), o da babası İmam Mûsa bin Câfer'den şöyle nakletmektedir:

"İmam Sâdık'a (a.s.), 'Bize taun (veba) hakkında neler diyeceksiniz?' dediklerinde İmam (a.s.) şöyle buyurdu: 'Taun kimi için İlâhî azap, kimi için de rahmettir.'

İmam'a (a.s.), 'Nasıl olur da bir grup için azap olan şey başka bir grup için rahmet olabilir?' diye sorduklarında da şöyle buyurdu: Bilmiyor musunuz; cehennem azabı ehli için azaptır, cehennemliklerle birlikte olan cehennem bekçileri içinse İlâhî rahmettir."

Aynı senetle İmam Rıza'dan (a.s.), o da babası Mûsa bin Câfer'den şöyle nakletmektedir: Birçok insan vardır ki dünyada oyun ve şaka üzere çok güler, kıyamette ise çok ağlar. Birçok insan da vardır ki dünyada günahlarının korkusundan çok ağlar, kıyamet günü ise cennette çok sevinir, güler."

Aynı senetle İmam Rıza'dan (a.s.), o da babası İmam Mûsa bin Câfer'den şöyle nakletmektedir:

"İmam Sâdık Câfer bin Muhammed (a.s.) meclise gelmeyen dostlarından birinin halini sordu. Onun hasta olduğunu söylediler.

İmam (a.s.) hemen kalkıp onu ziyaret etti. Hasta yatağının başında oturdu. Onun çok hasta olduğunu görünce ona şöyle buyurdu:

'Allah hakkında hüsn-ü zanda bulun.' Hasta şahıs şöyle dedi: 'Kendim hususunda elbette hüsn-ü zannım vardır. Benim gamım daha çok kızlarım içindir. Ben de zaten onları düşünmekten böyle hastalandım.'

İmam Sâdık (a.s.) ona şöyle buyurdu: İyiliklerini arttıracağını ve kötülüklerini yok edeceğini ümit ettiğin kimseden kızlarının durumunun ıslahı hususunda da ümidin olsun."

Aynı senetle İmam Rıza'dan (a.s.), o da babası Mûsa bin Câfer'den şöyle rivayet etmektedir:

"İmam Sâdık (a.s.) birine mektup yazarak şöyle buyurdu: Akıbetinin ve ölünceye kadar amellerinin hayırlı olmasını istiyorsan, Allah'ın hakkını büyük say. O'nun nimetlerini isyanlarında kullanma.

Allah'ın, sana gösterdiği hilm ve sabır karşısında gururlanma. Bizi anan herkese saygı göster. İster doğru söylesin, ister yalan, senden sorulmaz. Senin niyetin sana, onun yalanı da onadır." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Ali Rıza eserinden)