TEBÜK SEFERİ VE İMAM ALİ.....

  Peygamberimiz, Rumların Arap Yarımadası’na saldırmak üzere planlar yaptıklarını haber almıştı. Bunun üzerine Kendisi de gere­ken hazırlıklara başladı.

<TEBÜK SEFERİ VE İMAM ALİ.....

Ancak, Hz. Peygamber kendi yokluğunda Medine’yi yalnız bı­rakmak istemiyordu. Münafıkların fitne çıkarma ihtimalleri yük­sekti. Ve öte yandan Medine’ye her an bir düşman saldırısı da mey­dana gelebilirdi. Bu sebeple Hz. Peygamber, geride güvenilir, liya­kat sahibi birini bırakmak düşüncesindeydi. Bu hassas görev için Hz. Ali’yi seçti ve şöyle buyurdu:

“Ya Ali! Medine Bensiz ya da sensiz düzelmez.” (Şeyh Müfîd, el-İrşâd, s.114)

Resulûllah, Tebük’e doğru yola çıktı. Ancak, Hz. Ali’nin geride kalması münafıkların işine gelmedi. Bu sebeple Hz. Peygamber’in Hz. Ali’yi aşağıladığı ve ona kızdığı için geride bıraktığı söylenti­sini yaymaya başladılar.

Hz. Ali bu dedikodulardan haberdar olunca, kılıcını alarak Hz. Peygambere yetişti ve şöyle dedi:

“Ya Resulallah! Münafıklar Senin, beni aşağılamak ve bana duy­duğun öfkeyi belli etmek için beni geride bıraktığını söylüyorlar.”

Resulullah şöyle buyurdu:

“Yerine dön! Çünkü, Medine Bensiz ya da sensiz olmaz. Sen ailem, hicret yurdum ve kavmim hususunda Benim halifemsin Ey Ali! Musa için Harun neyse, sen de Benim için o olmak istemez misin? Şu farkla ki, Benden sonra peygamber gelmeyecektir.”

Bunun üzerine Hz. Ali Medine’ye döndü, Hz. Peygamber de yo­luna devam etti. (Tarih-i Taberî, c. 2, s. 368; el-İrşâd, Şeyh Müfîd, s. 138; es-Sîretü’l-Halebiyye, c. 3, s. 132; Sahih-i Buharî, Bab-u Gazvet-i Tebuk, c. 6, s. 3; Sahih-i Müslim, Kitab-u Fedâili’s-Sahabe, c. 5, s. 23; Tirmizî, c. 2, s. 300; Müsned-i Ahmed, c. 1, s. 185; Sünen-i İbn Mâce, c. 1, s. 42; Tarih-i Bağdat, c. 1, s. 432; Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Ali, s. 341)

 

 

Prof.Dr. Haydar BAŞ   Rahmetenli'l-alemin cilt 2 Kitabı sayfa :  389/390

Yazıyı hazırlayan: Gökhan Demir