‘Sana düşen duyguların kontrolüdür’

Ey evlat! Senden hayır çıkmıyor. Hâlbuki hayır yapman lazım. Huzuru bulman gerekirken hiçbir iş yaptığın yok

<‘Sana düşen duyguların kontrolüdür’

Ey evlat! Senden hayır çıkmıyor. Hâlbuki hayır yapman lazım. Huzuru bulman gerekirken hiçbir iş yaptığın yok.

Ey evlat! İşe sarıl; bina yapılması için çalışmalısın. Çalışmaya devam edersen, başarı seninledir. Çalışma olduğu takdirde, başarı bulunur.

Başarı arzulayan Allah için çalışmalı. Koşarak işleri bul. Başarı onun iyiliği olarak seni bulur.

Yazık, halkın korkusu ile nefsini bağladın. Onlardan beklediğin şeyle iş tutmaktan kaldın. Onların bağını, nefsinin ayağından çöz. Onu Yaratıcı'nın hizmetine kaldır. O'nun katında itminan sahibi eyle. Nefsin itminan derecesine çıkarsa, dünyalık zevklerden elini çeker. Ancak geçmişte yazılı şeyleri alır. Onlar, beklenmeden gelen şeylerdir zaten.

Nefse verilen şeyde senin dahlin yoktur. Kadere senin hükmün geçmez. Sana düşen, duyguların kontrolüdür. Niyetin temiz tutulması, sana düşen vazifeler arasındadır. Bunu yaparsan, Hak tarafından iyi kimseler arasına yazılırsın. Kısmetler kaybolmaz.

Gücüne, kuvvetine ve elinde bulunan fâni mala güvendiğin zaman gayb âleminden bir şey bekleme.

Allah'ım, sebeplere dayanmaktan sana sığınırız. Heveslere dalmaktan bizi koru. Boş alışkanlıkla olmayı bize nasip etme. Bütün, hâllerde Sen'den Sana sığınırız.

"Rabbimiz, bize dünyada iyilik ver. Ahirette iyiliğini esirgeme. Bizi ateşe atılmaktan koru." (el-Bakara, 201) Âmin!

Bir kimse, Allah'ı seveni görürse, kalbi ilâhî tecelliye kavuşur. İstidadı varsa, sır âlemi ile Hakk'a vasıl olur.

Rabbimizin varlığı görülür. Peygamber (s.a.v) Efendimiz şöyle buyururlar: "Rabb'inizi güneş ve ayı görür gibi göreceksiniz. O'nu görmek bir karşılığa bağlı değildir."

O'nu sevenler bugün kalpleri ile görürler. Yarın baş gözleri ile... O'na benzeyen yoktur. Gören O'dur, işiten O'dur.

O'nun sevgili kulları, yalnız O'nun rızasını gözetirler. Başkası onlar için önem taşımaz. Yardımı yalnız O'ndan beklerler. Başkalarına karşı kusurlu olurlar.

Dünyanın çaresizlik acısı onlar için bir tat olur. Dünyalıkları bol da olsa azla yetinirler; fazlasını dağıtırlar. Yeter ki, Yaratan razı olsun. Ötesi onlara hiç gelir. Nimetleri ve her şeyi O'nunla almak onlar için âdet olur.

Hak'la olmak onlar için en büyük zenginliktir. Hak onlara hastalık verirse nimet sayarlar. Yalnız bırakırsa ülfet bilirler. Halktan uzak olurlarsa Hakk'a yakınlık sayarlar. Allah yolunda yorulmak onların rahat hâlidir.

Size mübarek olsun, ey nefislerini ve boş heveslerini bırakanlar. Hak'tan razı olup, O'nda yok olanlar!

Ey cemaat! Bilgisi ve aklı sizden fazla olana akıl satmayınız; bilgiçlik taslamayınız. Hak Teâlâ şöyle buyurdu: "Allah bilir; siz bilemezsiniz." (el-Bakara, 216)

Hak Teâlâ'nın emirlerine uyunuz. Sizin için ve başkaları için yaptığı şeye razı olunuz. Size bir şey olursa sonunu bekleyiniz. Başkalarına da olunca dilinizi tutunuz. Olan işler O'nundur; sizi ilgilendirmez. Yardım etmeniz kabilse ediniz.

İlâhî bilgiye ermek arzusunda iseniz, akıl ve bilgi yönünden iflâs ayağı ile Hakk'ın önünde durunuz.

Düşününüz; fakat bir şey seçmeyiniz. Hayrete dalınız, ilâhî bilgi gelir.

Önce hayrete dalmak, sonra bilgi edinmek, daha sonra bilenlere ermek. Sonra kasd; kasdın sonu maksada ermekle biter. İrade sahibi olunca murada varılır.

İşitiniz ve amel ediniz. İpliğinizi lifler hâlinde açığa çıkarıyorum. Çürük iplerinizi açıyor; kopma ihtimali olanları yeniden bağlıyorum.

Sizin derdinizden başka derdim yoktur. Yalnız sizin üzüntünüzü gidermek istiyorum. Ben bir kuşa benzerim. Uçtuğum yere giderim. Yitirdiğimi hemen bulurum.

Arzu sizindir; ey atılan taşlar; ey kan yükü tembeller ve nefsin bağladığı kişiler; ey aklını her şeye yoranlar, hâlinizi siz düşününüz.

"Allah'ım, rahmetini bana da ver, onlara da..." (Abdülkadir Geylani Hazretleri Fethur'r Rabbani eserinden)