PEYGAMBER EFENDİMİZİN ETTİĞİ DUALAR I…..

      Allah-u Teâlâ’ya en yakın insan olan Peygamber Efendimiz, şüphesiz O’na nasıl yalvarılması gerektiğini, O’ndan nasıl istenilmesini gerektiğini bilen en bilgili kişidir. Hadislerle aktarıcağımız duaları inceleyenler, Fahr-i Kainat Efendimizin (s.a.a.) dua ederken, Cenâb-ı Hakk’ın güzel isimlerini ve sıfatlarını zikrettiğini, O’nu takdis, tesbih, tahmid, tehlil ettiğini görürüler. Allah’a kavuşmayı, dünya ve âhiret saadeti isteyenlerin ise, O’nu örnek alarak, O’nun dili ile Cenâb-ı Hakk’a yalvarmaları en doğru dua şeklidir.

<PEYGAMBER EFENDİMİZİN ETTİĞİ DUALAR I…..

  Cenâb-ı Hakk onun için;  “And olsun ki, Resûlullah, sizin için, Allah’a ve âhiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah’ı çok zikredenler için güzel bir örnektir” (Ahzab: 33/21) buyurdu.

    O’nun dualarını içeren hadisleri Allah’a yakınlık isteyenlere, Resûlullah’a(s.a.a.)uyan zikir ehline örnek olması için aktarıyoruz:

                                                 Dünya ve âhiret saadeti için ettiği dualar:

   Enes’den (radiyallahu anh); “Peygamber’in (sallallahu aleyhi ve âlihi) en çok ettiği dua şudur: Allahümme âtina fid-dünyâ haseneten ve fil-âhireti haseneten ve kınâ azâbe’n-nâr/Allah’ım! Bize dünyada iyilik ver, âhirette de iyilik ver ve bizi ateşin azabından koru!” (Buhârî, Da’vât 55, VII, 163; Tefsîr ,Bakara 36, V, 159; Müslim, Zikr 26-7, s. 2070-1 ve Ebû Dâvud, 1519; Sâbit ve Abdülazîz b. Suheyb an Enes asl-ı senedi ile tahrîc ettiler)

    İbn Abbâs’dan (radiyallahu anh);

“Bir gece Peygamber’in (sallallahu aleyhi ve âlihi) namazdan sonra şöyle dua ettiğini duydum: Allah’ım! Katından kalbimi hidâyet edecek, işimi toparlayacak, dağınıklığımı giderecek, iç dünyamı (bâtınımı) güzel ahlâkla olgunlaştıracak, böylece Beni yüceltecek, amelimi temize çıkaracak, doğru yolu Bana ilham edecek, ülfet edeceğim dostumu temin edecek ve Beni her türlü kötülükten koruyacak bir rahmet dilerim. Allah’ım! Bana, dinden sonra küfrün yeri olmayacak bir iman ve yakîn bahşet! Dünya ve âhirette Senin nazarında şerefini elde edebileceğim bir rahmet ihsan et!

     Allah’ım! Hakkımızda vereceğin hükmünde, lutfunla kurtuluşu, şehitler menzilini, bahtiyar kulların yaşantısını ve düşmana karşı yardımını dilerim. Allah’ım! Görüşüm zayıf, amelim eksik olsa bile Senden işimin bir ân önce görülmesini dilerim. Senin rahmetine muhtacım. Ey işlere hükmedip gören, gönüllere şifa veren! Denizleri birbirine karıştırmayıp aralarını ayırdığın gibi beni de Cehennem azabından, helâk olmaya çağıran kabir fitnesinden (azabından) kurtar!

    Allah’ım! Görüşüm kısa olup da Sana söyleyemediğim isteklerimi, Sana ulaştıramadığım niyetlerimi kabul edip, kendilerine iyilik yapmayı vaad ettiğin yaratıkların ve kullarından kendilerine iyilik yapacak olduğun kimseler gibi Beni de kabul edip Beni de onlar gibi eyle! Ey âlemlerin Rabbi! Rahmetini diliyorum. Sağlam ip, doğru iş (yol) sahibi olan Allah’ım! Vaîd (korku) günü Senden güvenliği, hulûd (ebediyet) günü senden Cennet’i diliyorum. Hem de huzurunda bulunan mukarreb melekler ve çokça secde edenlerle birlikte... Sözlerinde duran kullarla beraber ve onlarla birlikte...

   Çünkü Sen Rahîm’sin, Vedûd’sun, dilediğini yaparsın. Allah’ım! Bizi sapmadan, saptırmadan doğruya eren, hidâyet rehberlerinden eyle! Düşmanlarınla harp hâlinde, dostlarınla barı şık kıl! Sevdiklerini Seni sevdikleri için severiz. Sana karşı gelenlere Senin düşmanlığın için düşman oluruz.

   Allah’ım! İşte duam budur, artık kabul etmek Sana düşer. Gayretimiz ve dayanağımız Sensin. Allah’ım! Kalbime nur verip aydınlat, kabrime nur verip aydınlat! Önüme nur verip aydınlat, arkama nur verip aydınlat! Sağıma nur verip aydınlat, soluma nur verip aydınlat! Üstüme nur verip aydınlat, altıma nur verip aydınlat! Kulağıma nur verip aydınlat, gözüme nur verip aydınlat! Saçıma nur verip aydınlat, derime nur verip aydınlat! Etime nur verip aydınlat, kanıma nur verip aydınlat!

Beynime nur verip aydınlat, kemiğime nur verip aydınlat!

    Allah’ım! Benim için nuru(mu) büyüt ve Bana bir nur ver! Benim için bir nur daha ver!

İzzeti bürünerek kendine bayrak edinmiş (Rabb’im) Sen münezzehsin. Mecdi giyip onunla kullarına bolca ikram eden (Rabb’im) Sen münezzehsin. Tesbihin ancak Kendisine yakıştığı ve gerektiği Sen çok yüce ve (noksan sıfatlardan) münezzehsin. Ey lutuf ve ihsan ve nimet sahibi olan (Rabb’im) Sen münezzehsin! Mecd ve kerem sahibi (Rabb’im) Sen münezzehsin. Celâl ve ikrâm sahibi olan (Rabb’im) Sen münezzehsin.” (Tirmizî, 3419; ed-Dârimî an Muh. b. İmrân b. e. Leylâ an ebîhî an İbn e. Leylâ an Dâvudb. Alî b. Abdillah b. Abbâs an ebîhî an ceddihî an İbn Abbâs senedi ile tahrîc etti)

 

      Prof.Dr. Haydar BAŞ   Dua ve Zikir Kitabı sayfa : 915 /963

      Yazıyı hazırlayan: Gökhan Demir

 

Devam edecek