Neden namazlara Fatiha süresi ile başlanılmalıdır?

Neden bütün namazlarda sadece Fatiha süresi ile başlanılmalıdır da başka sürelerle değil?' diye soracak olursa şöyle cevap verilir

<Neden namazlara Fatiha süresi ile başlanılmalıdır?

TÜRK-AZ HABER / İMAN VE İNSAN

'Kur'an-ı Kerim'de bütün hayır ve hikmetin Fatiha'da toplandığı gibi toplanan başka bir sûre yoktur. Nitekim Allah, şöyle buyuruyor: 'Hamd Allah'a mahsustur' insanların, Allah'ın şükrünü yerine getirmeleri ve bunu edâ etmeleri için vacip etmiştir. Kulun, Allah'ın vermiş olduğu tevfik ve hayırlar için şükrüdür.

'Âlem¬lerin Rabbidir.' Bu da Allah'ı anmak, hamd etmek ve ikrardır. O yaratan, mâlik, sahiptir. O'ndan başkası da yoktur.

'Rahman ve Rahim'dir.' Allah'ın rızayetini celbetmek, tüm yaratıklarına zikir, nimetleri ve lutuflarıdır.

'Din gününün sahibidir.' Dirilme, haşrolma, hesap ve cezalandırmayı ikrar edip iman etmektir. Dünyada mâlikiyet ve sahiplik Allah'ın olduğu gibi, ahirette de mâlik ve sahip yine Allah'tır.

'Ancak Sana ibadet ederiz.' Allah'a ilgi gösterip yaklaşmaktır. Allah'a ihlas ile ameldir, başkası için değil.

'Ve ancak Senden yardım dileriz.' (Allah'ın vermiş olduğu) tevfik ve ibadetin çoğalmasını istemektir.

'Bizi doğru yola hidayet et.' Edep ve gidişatı için Allah'tan yol göstermesini istemek; ipine sımsıkı sarılıp Rabbini tanımada, O'nun yücelik ve büyüklüğünde, marifette çokluğu Allah'tan talep etmesidir.

'Nimetlendirdiğin kişilerin yoluna.' Allah'tan isteyip ilgi ve alakada te'kid etmektir. Allah'ın velilerine vermiş olduğu lutuf ve nimetleri anıp, bunlara ilgi ve alakanın duyulması içindir.

'Gazaba uğramışların da değil.' İnat edip kâfir olarak, emir ve nehiyleri hafife alarak alay edenlerden olmamak için Allah'a sığınılmaktadır.

'Sapıkların da...' Allah yolundan hiçbir bilgisi olmadan sapıp başkalarını da saptıranlardan olmaktan Allah'a sığınılıyor ki, o insanlar iyilik yaptıklarını zannediyorlar, oysa kendileri sapmışlardır. Dolayısıyla, hiçbir şeyde toplanmayan dünya ve ahiretin hayır ve hikmetin toplandığı bir sûredir.

'Rükû ve secdede neden tesbih edilmektedir?' diye soracak olursa şöyle cevap verilir:

'Birçok sebeplerden dolayıdır. Kulun huzû, huşû, bendelik, korku, kimsesizlik, zelillik, tevazu ile Allah'a yaklaşıp bunlarla beraber yaratıp rızk veren Rabbine takdis edip öven, tesbih eden, büyük bilip şükreden bir kul olabilmesi içindir. Böylelikle düşünce ve arzuları Allah'tan başkası tarafına yönelip gitmeyecektir.'

'Neden bir rekâtta bir rükû ve iki secde vardır?' diye soracak olursa şöyle cevap verilir:

'Rükû, kıyamın fiillerindendir, secde ise oturmanın fiillerindendir. Oturarak kılınan namaz, ayakta kılınan namazın yarısı hükmündedir. Bu yüzden secde (iki kez) oldu ki, bu şekilde rükû ile eşit olabilsin. İkisi arasında bir farklılık yoktur. Çünkü gerçekte namaz, rükû ve secdedir.'

'Neden iki rekâttan sonra teşehhüd okunmalıdır?' diye soracak olursa, şöyle cevap verilir: 'Allah, rükû, secde, ezan, dua ve kıraati emrettiği gibi daha sonra aynı şekilde teşehhüd, hamd ve dua etmeyi de emrediyor.'

'Neden selamı namazın bitimi olarak bırakmış da onun yerine tekbir, tesbih veya diğer başka şeyler bırakmamıştır?' diye soracak olursa şöyle cevap verilir:

'Namaza başlandığı zaman başkalarıyla konuşmak haramdır. Çünkü sadece Allah'a ilgi duyulmalıdır. Başkalarıyla konuşmanın helal olması, namazdan ayrılıp diğerleriyle konuşmaya ilk başlanılan söz selamdır.'

'Neden cemaat namazı karar kılındı?' diye soracak olursa şöyle cevap verilir:

'İhlas, tevhid, esenlik ve ibadetin yalnızca Allah için olduğunu göstermek için. Çünkü bunun âşikâr edilmesi, doğu ve batıdakiler için Allah'ın birliğine delil ve hüccettir.

Bu şekilde alay eden münafık, en azından İslam'ın zâhirini yerine getirip dikkat etmeleri ve insanların birbirlerine İslam ile şahitlikleri câiz ve mümkün olması içindir. Bunlara ilave olarak, iyilik ve takva için gayet uygun olup birçok günahların da önünün alınması sağlanılabilir.'

'Neden bazı namazlar sessiz kılınmalı da bazıları değil?' diye soracak olursa şöyle cevap verilir:

'Sesli kılınan namazlar karanlıkta kılınan namazlardır. Oradan geçenin cemaat namazı olduğunu bilmesi için sesli kılınıyor ki, eğer namaz kılan cemaati göremiyorsa işiterek cemaat olduğunu bilsin.

Ama sessiz kılınan iki namaz gündüzdür ki, havanın aydın olduğundan cemaatin olduğu görülüp bilinecektir. Dolayısıyla, artık sesin duyulmasına gerek yoktur.' (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Ali Rıza eserinden)