MÜELLEFE-İ KULÛB VE ONLARA TANINAN AYRICALIKLAR.....

    Resulûllah, ganimet mallarından müellefe-i kulûba, yani kalpleri İslam’a ısındırılacak kimselere fazla pay ayırmıştı. Bu, kalplerinde İslam’ın sebâtını sağlamak içindi.

<MÜELLEFE-İ KULÛB VE ONLARA TANINAN AYRICALIKLAR.....

Ancak bu durum, Ensar arasında bir kırgınlık havası yarattı. Dedikodular yapılmaya, ileri geri ko­nuşulmaya başlandı. Bu dedikoduları çıkaranlar, Ensar’ın akıllı ve ileri görüşlü kimseleri değil; henüz cahil olan gençleriydi.

  Bunları haber alan Resulûllah, Ensar’ın toplanmasını emretti ve onlara şu konuşmayı yaptı: “Ey Ensar! Ben sizi, dalâlete düşmüş kimseler olarak bulmadım mı? Yollarınızı şaşırmış iken yanınıza gelmedim mi? Allah’ın hidayeti size, Benim vesilemle erişmedi mi? Sizler parçalanmış, dağılmış bir durumda iken, Allah, sizi Benim yüzüm­den birleştirmedi mi?
  Siz diyebilirsiniz ki: ‘Sen bize yalanlanmış olarak geldin, biz, Seni doğruladık. Sen terk edilmiş olarak geldin, biz Seni barındırdık.’ Böyle deseydiniz doğru söylemiş ve Benim tarafımdan da doğrulanmış olurdunuz.

  Ey Ensar! Sizleri sımsıkı bağlı olduğunuz Müslümanlığınıza ve âhiret mükâfaatlarına havale edip; yeni Müslüman olmuş birtakım adamlara, kalplerini İslam’a ısındırmak için vermiş olduğum dünyalıktan dolayı niçin kızgınlık ve üzüntü duyuyorsunuz? Sizin, Resulûllah’la birlikte gitmeniz, onların dünyalıklarla beraber gitmelerinden hayırlıdır. Allah’a ye­min ederim ki, eğer Muhacirler’den biri olmasaydım, Ensar’dan olurdum. Eğer bütün halk bir yola girse, Ensar da bir başka yola yönelse, Ben Ensar’ın tuttuğu yoldan giderdim. Ey Allah’ım! En­sar’ın oğullarına, onların oğullarının oğullarına rahmet et!” buyur­du. Bu konuşma üzerine Ensar ağlamaya başladı ve, “Biz, ganimet hissesi olarak Resulûllah’a razıyız” diyerek dağıldılar. (İbn-i İshak, İbn-i Hişâm, Sîre, c. 4, s. 1143)

 

Prof.Dr. Haydar BAŞ   Rahmetenli'l-alemin cilt 2 Kitabı sayfa :  343/344

Yazıyı hazırlayan: Gökhan Demir