İmam Sadık’a soruldu: ‘Bu dünyada zahid kimdir?’

“İmam Sâdık’a (a.s.), ‘Bu dünyada zâhid kimdir?’ diye sorduklarında şöyle buyurdular...

<İmam Sadık’a soruldu: ‘Bu dünyada zahid kimdir?’

TÜRK-AZ HABER / İMAN VE İNSAN

Müfessir Curcanî aynı senetle İmam Rıza'dan (a.s.), o da babası Mûsa b. Câfer'den (a.s.) şöyle naklediyor:

"İmam Sâdık'a (a.s.), 'Bu dünyada zâhid kimdir?' diye sorduklarında şöyle buyurdular:

"Dünyanın helallerini, kıyamette vereceği hesabından dolayı ve haramlarınıysa kıyamette dûçar olacağı azabından dolayı terk eden kimsedir."

Aynı senetle İmam Rıza'nın (a.s.) babasından şöyle buyurduğunu naklediyor:

"İmam Sâdık (a.s.), birisinin çocuğunun ölümünden dolayı haddinden fazla rahatsızlık duyduğunu görünce ona şöyle buyurdu:

"Ey kardeş! Sen, küçük musibetten dolayı bu kadar rahatsızlık duyuyor ve büyük musibetten gaflet mi ediyorsun? Eğer sen, kendini önceden çocuğunun ölümü için hazırlamış olsaydın, şimdi sana bu kadar ağır gelmezdi. Bil ki, bu işe önceden hazırlanmamanın musibeti, çocuğunun ölümünden daha büyük bir musibettir."

Hüseyin b. İbrahim metinde zikredilen senetle İmam Rıza'dan (a.s.) ve İmam Rıza da dedeleri vasıtasıyla Resûlullah'ın (s.a.v.) şöyle buyurduğunu naklediyor: "Ali'nin bağlıları, kıyamet günü saadete erecek olanların ta kendileridir."

Hüseyin b. Ahmed b. İdris aynı senetle İmam'ın (a.s.) şöyle buyurduğunu naklediyor: "Kim, fakir bir müslümana zengin birine verdiği selam gibi selam vermezse, kıyamet günü Allah-u Teala'nın huzuruna çıktığında Allah'ı kendisine gazap etmiş bir halde bulur."

Aynı senetle Abdulazim Hasenî'den şöyle dediği naklediliyor: "İmam Cevad'a (a.s.) arz ettim ki: 'Ey Resûlullah'ın torunu! Benim için dedelerinden bir hadis nakleder misin?'

İmam Cevad (a.s.) buyurdu ki: 'Babam (İmam Rıza) babaları aracılığıyla Hz. Ali'den (a.s.) şöyle buyurduğunu nakletti: İnsanlar; akıl, ilim, huy, fakirlik ve zenginlik yönünden farklı oldukları sürece, birbirleriyle güzel geçinirler. Eğer mezkur sıfatlarda eşit olsalardı, (yükümlülük üstlenmekten kaçarak) helak olurlardı.'

İmam'a (a.s.), 'Ey Resûlullah'ın torunu! Biraz daha buyurun' dediğimde, şöyle buyurdular: 'Babam, dedeleri vasıtasıyla Hz. Ali'nin (a.s.) şöyle buyurduğunu benim için nakletti: Eğer sırlarınızı birbirinize açarsanız, artık onu gizleyemezsiniz.'

İmam'a (a.s.), 'Ey Resulullah'ın torunu! Biraz daha buyurun' dediğimde şöyle buyurdular:

'Babam, dedeleri vasıtasıyla Hz. Ali'nin (a.s.) şöyle buyurduğunu bana nakletti: 'Sizler mallarınızla halkı kuşatamazsınız (onların gönüllerini hoş edemezsiniz), öyleyse güler yüz ve güzel davranışınızla onları kuşatınız; çünkü, ben Allah Resulünün şöyle buyurduğunu duydum: Sizler mallarınızla halkın gönüllerini hoş edemezsiniz; öyleyse ahlakınızla onların gönüllerini hoş edin.'

İmam'a (a.s.), 'Ey Resûlullah'ın oğlu! Biraz daha buyurun' dedim. İmam (a.s.) buyurdu ki: 'Babam, babası ve dedeleri vasıtasıyla Hz. Ali'nin (a.s.) şöyle buyurduğunu bana nakletti: Kim zamanı kınarsa, kınanılması çok olur.'

İmam'a (a.s.), 'Ey Resûlullah'ın oğlu! Biraz daha buyurun' dedim. İmam (a.s.) buyurdular ki: 'Babam, babası ve dedeleri aracılığıyla Hz. Ali'nin (a.s.) şöyle buyurduğunu nakletti: 'Kötü insanlarla oturup kalkmak, iyi insanlar hakkında su-i zan doğurur.'

İmam'a (a.s.), 'Ey Resûlullah'ın oğlu! Biraz daha buyurun' dedim. İmam (a.s.) buyurdular ki: 'Babam, babası ve dedeleri vasıtasıyla Hz. Ali'nin (a.s.) şöyle buyurduğunu nakletti: 'Allah'ın kullarına haksızlık etmek, ahiret için ne de kötü azıktır!'

Ben, 'Ey Resûlullah'ın oğlu! Biraz daha buyurun' dedim. İmam (a.s.) buyurdular ki: 'Babam, babası ve dedeleri aracılığıyla Hz. Ali'nin (a.s.) şöyle buyurduğunu nakletti: 'Her kişinin değeri, yaptığı güzel işiyle ölçülür.'

Ben, 'Ey Resûlullah'ın oğlu! Biraz daha buyurun' dedim. İmam (a.s.) buyurdular ki: 'Babam, babası ve dedeleri vasıtasıyla Emirü'l-Mü'minin Ali'nin (a.s.) şöyle buyurduğunu nakletti: 'Her insan, dilinin altında saklıdır.'

Ben; 'Ey Resûlullah'ın oğlu! Biraz daha buyurun' dedim. İmam (a.s.) buyurdular ki: 'Babam, babası ve dedeleri vasıtasıyla Emirü'l- Mü'minin Ali'nin (a.s.) şöyle buyurduğunu nakletti: 'Kendi değerini bilen helak olmaz.'

Ben, 'Ey Resûlullah'ın oğlu! Biraz daha buyurun' dedim. İmam (a.s.) aynı senetle Hz. Ali'nin (a.s.) şöyle buyurduğunu nakletti: 'Bir işi yapmadan önce tedbir almak, insanı pişmanlıktan kurtarır.'

Ben, 'Ey Resûlullah'ın oğlu! Biraz daha buyurun' dedim. İmam (a.s.) aynı senetle Hz. Ali'nin (a.s.) şöyle buyurduğunu nakletti: 'Kim zamana güvenirse yıkılır (zarar görür).'

Ben; 'Ey Resûlullah'ın oğlu! Biraz daha buyurun' dedim. İmam (a.s.) aynı senetle Hz. Ali'nin (a.s.) şöyle buyurduğunu nakletti: 'Kendi görüşüyle yetinen, canını tehlikeye atmıştır.'

Ben; 'Ey Resûlullah'ın oğlu! Biraz daha buyurun' dedim. İmam (a.s.) aynı senetle Hz. Ali'nin (a.s.) şöyle buyurduğunu nakletti: 'Ailenin azlığı, iki kolaylıktan biridir.'

Ben; 'Ey Resûlullah'ın oğlu! Biraz daha buyurun' dedim. İmam (a.s.) aynı senetle Hz. Ali'nin (a.s.) şöyle buyurduğunu nakletti: 'Bencillik kimde olursa, helak olur.'

Ben; 'Ey Resûlullah'ın oğlu! Biraz daha buyurun' dedim. İmam (a.s.) aynı senetle Hz. Ali'nin (a.s.) şöyle buyurduğunu nakletti: 'Kim Allah yolunda infak edilen malın yerine yenisinin geleceğine iman ederse, bağış yapmada cömert olur.'

Ben; 'Ey Resûlullah'ın oğlu! Biraz daha buyurun' dedim. İmam (a.s.) aynı senetle Hz. Ali'nin (a.s.) şöyle buyurduğunu nakletti: 'Kim, elinin altındakilerden güvende olmaya râzı olursa, kendinden yüksek olanlardan güvende olma nimeti ona verilir.'

İmam'a (a.s.), 'Bu kadarı bana yeter' dedim."

Babam (r.a.) metinde zikredilen senetle Ali b. Esbat'tan şöyle dediğini rivayet ediyor: "İmam Rıza (a.s.) Ali'nin (a.s.) vasıtasıyla Resûlullah'ın (s.a.v.) şöyle buyurduğunu naklediyor: "Halk arasında eski peygamberlerden sadece şu cümle kalmıştır: Eğer utanmıyorsan her istediğini yap." (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Ali Rıza eserinden)