İmam Ali: ‘Amel etmeden ahireti arzulayanlardan olma’

Şüphesiz önünde çok zor bir engel var. Yükü hafif olanın durumu, ağır olandan daha iyidir

<İmam Ali: ‘Amel etmeden ahireti arzulayanlardan olma’

TÜRK-AZ HABER / İMAN VE İNSAN

"Şüphesiz önünde çok zor bir engel var. Yükü hafif olanın durumu, ağır olandan daha iyidir.

Oraya doğru yavaş hareket edenlerin durumu, hızlı gidenlerden daha kötüdür. Er ya da geç (bu hal) seni ya cennete götürecek ya da ateşe atacaktır.

Eğer ahiretin esenliğini ve ikramını diliyorsanız, geçici dünyadan kalıcı âlem için yararlanın.

Ahiretin evladı olun; dünya evladı olmayın. Zira kıyamet günü bütün evlatlar analarına kavuşacaktır.

Ahiret için çalışan zafere ulaşır.

Ahiretini düzeltmeyi önemsemeyen mümin değildir.

Bütün hedefi ahiret olan kimse arzusuna kavuşur.

Kimde şu üç özellik varsa, ahireti de dünyası da güvende olur: İyiliği emretmek ve kendi onu kabullenmek, kötülükten sakındırmak ve kendi de sakınmak ve Allah'ın koyduğu kanunları gözetmek.

Dünyanın acısı ahiretin lezzetidir.

Ahiretin kalıcı ve devamlı olduğuna yakin eden kimseye orası için amel etmek yakışır.

İnsan bazen kavuşmaması gereken şeye kavuşur, sevinir; bazen de ulaşmaması gereken şeyi kaybeder, üzülür.

Sevincin, ahiretinden kavuştuğun şeyler için; üzüntün, ahiretten kaybettiğin şeyler için; çabaların da ölümden sonrası için olsun.

Çabalarını ahiretin için kıl, nefsinden dolayı da hüzünlen, Nice insanın hüznü, onu sonsuz sevince götürür; nice kederli ise arzusuna ulaşır.

Amellerin araştırılacağı, titremelerin artacağı ve çocukların yaşlanacağı o günden çekinin.

Tüm çaba ve gayretini ahiret için sarf et.

Ahiret yurdunu düzenlemek için bütün gayretini kıyamete harca ve sakın ahiretini dünyaya satma.

Ahiretin sevabı, dünyanın meşakkatini unutturur.

Sana kalmayacak ve senin de ona kalmayacağın yerden (dünya) senin ondan, onun da senden ayrılmayacağı yer (ahiret) için bir şeyler al.

Salih amel işle ve iyi dost edin. Zira insan, kazandığının sahibidir ve ahirette sevdiğiyle beraber olur.

Dünyayla meşgul olan ahiret için nasıl çalışabilir ki?

Rabbini tanıdığı halde kalıcı evi için çalışmayana şaşarım.

Amel etmeden ahireti arzulayanlardan olma. Onlar arzularının çokluğu nedeniyle tevbe etmeyi geciktirir; dünya hayatında zahitlerin sözünü söyler, ama amelde dünyaya meyledenler gibi davranırlar.

Açgözlülük ve tamah

Zillet, alçaklık ve bedbahtlık, hırsta ve açgözlülüktedir.

Aç gözlülük getirendir, götürmez; kefildir, vefa etmez.

En helak edici şey açgözlülüktür.

En kötü şey tamahtır.

Açgözlülüğü kuşanan kendini lekeler.

Tamah insana zarar verir.

Tamah zelil eder, dindarlık ise yüceltir.

Tamah şerrin başıdır.

Tamahın meyvesi talihsizliktir.

Dindarlığın başı tamahı terk etmektir.

Tamah yakîni yok eder.

Tamah dindarlığı, yalan (veya günah) takvayı mahveder.

Adalet adil

Adil ol ki hükmedesin.

En yüce bağış adalettir.

Halkın en adili kendine zulmedene karşılık insaflı olanıdır.

Gerçekten de adalet, Allah tarafından halk arasında bırakılmış bir ölçüdür. Allah onu, hakkı ikame etmekle görevlendirmiştir. Öyleyse ölçüsünde O'na muhalefet etme ve padişahlığının karşısında durma.

Kendine zulmeden, başkasına nasıl adaletli davranır?

Bineğin adalet olsun, zira ona binen padişah olur.

Âdemoğlu

Âdemoğlu ne kadar da çaresizdir; eceli gizli, hastalığı saklı, amelleri gözaltındadır. Sinek bile onu incitir, teri onu kokutur; bir boğaz tıkaması (bir damla su) dahi onun ölümüne neden olur.

Ağlamak

Allah korkusuyla ağlamak, rahmetin anahtarıdır.

Allah'a itaat edebilene ve günahlarına ağlayana ne mutlu! (Prof. Dr. Haydar Baş İmam Ali eserinden)