DÜŞMAN TAKİP EDİLİYOR: TAİF GAZVESİ.....

      Bozguna uğrayan Sakifliler, Taif’e sığınmışlardı. Daha önceden kalelerini onarmışlar, bir yıl yetecek kadar yiyecek depolamışlar­dı. Resulûllah, Huneyn’den kaçan düşmanı yakalamak için, Taif’e doğru yola çıktı. Taif’in hemen yakınında bir yerde konakladı. Or­dugâh surlara çok yakındı.

<DÜŞMAN TAKİP EDİLİYOR: TAİF GAZVESİ.....

Peygamberimiz, Taif’i kuşattı. Mancınık kurularak Taiflilerin taşa tutulması konusunu ashabıyla görüştü. Selmân-ı Farisî Hazret­leri de bu görüşteydi. Bazı Müslümanlar, debabeleri (kalın tahtadan fıçı şeklinde yapılıp üstü kalın deri ile örtülü bir çeşit seyyar siper) kullanarak kaleye yaklaşmaya çalıştılar. Ancak Sakifliler, kızgın şişler kullanarak debabeleri yaktılar ve Müslümanlardan birçoğu şehid edildi.

Resulûllah, Sakiflilerin geçimliklerini yok etmek ve onları tes­lim olmaya mecbur bırakmak maksadıyla Taif’teki üzüm bağları­nın yakılmasını emretti. Ancak, Sakifliler, kendisinden bağlarını yakmamasını istediler. Ve, “Bizi yenersen ya onları alırsın, ya da Allah rızasını ve akrabalık hakkını gözetir bize bırakırsın” dediler. Resulûllah, anne tarafından Sakiflilerle akraba oluyordu. Akrabalık hakkından kastedilen bu idi. Bunun üzerine Peygamberimiz, “Ak­rabalık hakkını gözeterek bağları bırakıyorum” buyurdu. (Vakıdî-Megazî, c. 3, s. 928)

Kuşatmanın uzadığını ve Taiflilerin imkânlarının uzun süre da­yanmaya elverdiğini gören Resulûllah, kuşatmayı kaldırmaya ka­rar verdi. Gördüğü bir rüya da, Taif’in düşmeyeceği yolunda idi. Ancak, bu şekilde geri dönmek Müslümanlara çok ağır geldi. Sa­vaşmaya teşebbüs ettilerse de çok sayıda Müslümanın yaralandığı­nı veya şehid olduğunu görünce dönüş hazırlıklarına başladılar. (Vakıdî-Megazî, c. 3, s. 937)

 

Prof.Dr. Haydar BAŞ   Rahmetenli'l-alemin cilt 2 Kitabı sayfa :  338/339

Yazıyı hazırlayan: Gökhan Demir