Bozguna uğrayan Sakifliler, Taif’e sığınmışlardı. Daha önceden kalelerini onarmışlar, bir yıl yetecek kadar yiyecek depolamışlardı. Resulûllah, Huneyn’den kaçan düşmanı yakalamak için, Taif’e doğru yola çıktı. Taif’in hemen yakınında bir yerde konakladı. Ordugâh surlara çok yakındı.
18-05-2022Peygamberimiz, Taif’i kuşattı. Mancınık kurularak Taiflilerin taşa tutulması konusunu ashabıyla görüştü. Selmân-ı Farisî Hazretleri de bu görüşteydi. Bazı Müslümanlar, debabeleri (kalın tahtadan fıçı şeklinde yapılıp üstü kalın deri ile örtülü bir çeşit seyyar siper) kullanarak kaleye yaklaşmaya çalıştılar. Ancak Sakifliler, kızgın şişler kullanarak debabeleri yaktılar ve Müslümanlardan birçoğu şehid edildi.
Resulûllah, Sakiflilerin geçimliklerini yok etmek ve onları teslim olmaya mecbur bırakmak maksadıyla Taif’teki üzüm bağlarının yakılmasını emretti. Ancak, Sakifliler, kendisinden bağlarını yakmamasını istediler. Ve, “Bizi yenersen ya onları alırsın, ya da Allah rızasını ve akrabalık hakkını gözetir bize bırakırsın” dediler. Resulûllah, anne tarafından Sakiflilerle akraba oluyordu. Akrabalık hakkından kastedilen bu idi. Bunun üzerine Peygamberimiz, “Akrabalık hakkını gözeterek bağları bırakıyorum” buyurdu. (Vakıdî-Megazî, c. 3, s. 928)
Kuşatmanın uzadığını ve Taiflilerin imkânlarının uzun süre dayanmaya elverdiğini gören Resulûllah, kuşatmayı kaldırmaya karar verdi. Gördüğü bir rüya da, Taif’in düşmeyeceği yolunda idi. Ancak, bu şekilde geri dönmek Müslümanlara çok ağır geldi. Savaşmaya teşebbüs ettilerse de çok sayıda Müslümanın yaralandığını veya şehid olduğunu görünce dönüş hazırlıklarına başladılar. (Vakıdî-Megazî, c. 3, s. 937)
Prof.Dr. Haydar BAŞ Rahmetenli'l-alemin cilt 2 Kitabı sayfa : 338/339
Yazıyı hazırlayan: Gökhan Demir