DUANIN KABUL OLDUĞU HÂLLER, DURUMLAR, ZAMANLAR III......

  Dünden devam eden

    Ezan okunurken yapılan dua, düşmanla savaşta darda kalındığında edilen dualar: Sehl b. Sa’d’dan (radiyallahu anh); “Peygamber Efendimiz buyuruyor ki: İki (dua) var ki (onlar asla) reddedilmez; ezan vakti yapılan ile düşmanla kıyasıya savaşılıp sıkıntıya düşüldüğü zaman yapılan dua.” (Mâlik, Salât 7, s. 70 ve Ebû Dâvud, 2540; Ebû Hâzım an Sehl asl-ı senedi ile tahrîc ettiler İbn Huzeyme ve İbn Hibbân tarafından da rivâyet olunmuştur. Tergîb I, 191)

<DUANIN KABUL OLDUĞU HÂLLER, DURUMLAR, ZAMANLAR III......

     Yağmur altında edilen dualar:

“Ve yağmur altında (yapılan dualar)…” (Mâlik, Salât 7, s. 70 ve Ebû Dâvud, 2540, Ebû Hâzım an Sehl asl-ı senedi ile tahrîc ettiler İbn Huzeyme ve İbn Hibbân tarafından da rivâyet olunmuştur. Tergîb I, 191)

      Secdede edilen dualar:

“Peygamber Efendimiz buyuruyor ki: Kulun Rabb’ine en yakın olduğu hâl, secde hâlidir. Onun için

(secdede) duayı çoğaltın!” (Müslim, Salât 215, s. 350; Ebû Dâvud, 875 ve Nesâî, Tatbîk 78, II, 226; İbn Vehb an Amr b. el-Hâris an Umâre b. Gaziyye an Summâ asl-ı senedi ile tahrîc ettiler)

   Rüzgârların estiği, gölgelerin çekildiği, yağmurun yağdığı ve öldürülen bir mü’minin kanının ilk damlasınının yere düştüğü vakitlerde edilen dualar:

Zeyd eş-Şehham, rivâyet eder: “Ebû Abdullah (Ca’fer es-Sâdık alyhisselâm) şöyle buyurdu: “Şu dört saatte dua etmeye bakın: Rüzgârların estiği, gölgelerin çekildiği, yağmurun yağdığı ve öldürülen bir mü’minin kanının ilk damlasınının yere düştüğü vakitlerde; şüphesiz bu vakitlerde gök kapıları açılır.” (Ebû Ca’fer Muhammed b. Ya’kub b. İshak el-Kuleynî, Usûl-i Kâfî, c.2, s.761)

    Duygulanıldığı, kalbin inceldiği zamanda edilen dualar:

Ebû Basir, rivâyet eder: “Ebû Abdullah (Ca’fer es-Sâdık aleyhisselâm) şöyle buyurdu: Biriniz inceldiği (duygulandığı) zaman hemen dua etsin. Çünkü kalp ihlâslı (samimi) olmadıkça incelmez (duygusallaşmaz).” (Ebû Ca’fer Muhammed b. Ya’kub b. İshak el-Kuleynî, Usûl-i Kâfî, c.2, s.761)

      Darda kalmadan ferahlık zamanlarında edilen dualar:

  “Peygamber Efendimiz buyuruyor ki: Kim şiddetli ve sıkıntılı hâllerinde duasının kabul edilmesini isteyip sevinç duyarsa, rahatken çok dua etsin!” (Tirmizî, 3382; Muh. b. Merzûk an Ubeydillah b. Vâkıd an Saîd b. Atiyye an Şehr b. avşeb an Ebî Hureyre senedi ile tahrîc etti)

     Selman-ı Farisî (r.a.) şöyle anlattı: “Bir kul genişlik zamanında Allah’a dua eder ise, kendi başına bir belâ geldiği zaman, melekler yüce Allah’a şöyle yalvarırlar: ‘Ey Rabb’imiz, kulun belâya uğradı.’ Ve onun hakkında şefaatçi olurlar. Allah-u Teâlâ dahi, onun şefaatini kabul buyurur. Amma darda kaldığı zaman dua eder ise ona şöyle cevap gelir: ‘Şimdi mi aklına geldi?’ Ve ona şefaat etmezler.”

  Bu mânâyı teyid eden bir âyet-i kerime Firavun’un hikâyesi (Yûnus: 10/91) anlatılırken şöyle geçmiştir: “Şimdi mi (iman ettin)! Hâlbuki daha önce isyan etmiş ve bozgunculardan olmuştun.” (Abdulkadir Geylani, Günyetü’t-Tâlibîn)

    Cuma günü edilen dualar ki, duaların kabul olduğu bu vakitler hadislerde bildirilmiştir:

Kesîr b. Abdillah b. Amr b. Avf’dan, o da babasından, o da (Kesîr’in) dedesinden, dedi ki: “Peygamber Efendimiz buyuruyor ki: Cuma’da öyle bir ân vardır ki, bir kul o ânda Allah’tan ne isterse onu mutlaka kendisine verir.’ Sordular: ‘Ey Allah Resûlü! O ân hangisidir?’ ‘Namaz kılmaya başlayıp bitinceye kadar geçen ân’ buyurdu.”( Tirmizî, 3526; el-Hasan b. Arafe an İsm. b. Ayyâş an Abdillah b. Abdirrahmân b. e. Hüseyn an Şehr b. Havşeb an Ebî Umâme senedi ile tahrîc etti)

Câbir’den (radiyallahu anh); “Peygamber Efendimiz buyuruyor ki: Cuma günü, oniki saatten ibarettir; herhangi bir Müslüman (aranan) o âna rastlayıp da Allah’tan bir şey dilerse mutlaka ona dileğini verir. Onu bilhassa ikindiden sonraki saatlerde arayın!” (Tirmizî, 3526; el-Hasan b. Arafe an İsm. b. Ayyâş an Abdillah b. Abdirrahmân b. e. Hüseyn an Şehr b. Havşeb an Ebî Umâme senedi ile tahrîc etti)

   

    Prof.Dr. Haydar BAŞ   Dua ve Zikir Kitabı sayfa : 853 /863

    Yazıyı hazırlayan: Gökhan Demir