BEDDUA II.....

Dünden devam eden

     Peygamber Efendimizin hangi durumlarda ve nasıl beddua, lânet  ettiğini hadis-i şeriflerle aktaralım: İmam Ali’den (radiyallahu anh); “Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve âlihi) Ahzâb günü (Hendek Savaşı’nda) şöyle buyurdu: Güneş batıncaya kadar bizi (ikindi) orta namazından menettikleri için Allah, onların kabirlerini ve evlerini ateşle doldursun!” (Hz. Ali’den Abîde, Yahyâ b. el-Cezzâr, Şüteyr b. Şekel gibi bir çok râvi tarafından rivâyet edilmiştir. Buhârî, Cihâd 98/1, III, 233; Tefsîr Bakara 42/1-2, V, 162; Da’vât 58/5, VII, 165; Müslim, Mesâcid 202-205, s. 436-7; Ebû Dâvud, 409; Tirmizî, 2984; Nesâî, Salât 14, I, 236 ve İbn Mâce, 684, tahrîc ettiler)

<BEDDUA II.....

    Enes’den (radiyallahu anh); “Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve âlihi), kurrâlar (Kur’ân hâfızları) öldürüldüğü zaman tam bir ay kunût okudu (öldürenlere beddua etti). O zaman üzüldüğü kadar üzüldüğünü görmemiştim.”( Buhârî, Cenâiz 41, II, 84. Bu hadisi Abdürrezzâk, no. 4029, 4963; Ahmed, III, 167, 162; Dârimî, I, 374; Buhârî, Vitr 7, II, 14; Cenâiz 41, II, 84; Cizye 8, IV, 66; Mağâzî 28, V, 44; Müslim, Mesâcid no. 301, s. 469 ve Beyhakî, II, 199; Âsım b. Süleymân an Enes asl-ı senedi ile tahrîc ettiler)

    İbn Abbâs’dan (radiyallahu anh); “Peygamber (sallallahu aleyhi ve âlihi), hiç aralık vermeden öğle, ikindi, akşam, yatsı ve sabah namazlarının ardında, son rekâtte, ‘semiallahu limen hamideh’ dedikten sonra, birbiri ardınca tam bir ay süreyle kunût yaptı. Bu kunûtunda, Süleym kabilelerinden olan Ri’l-Zekvân ve Usayye’ye beddua etti. Arkasındakiler de bu bedduasına ‘âmin’ dediler.” (Ahmed, I, 301; Ebû Dâvud, no. 1443; Taberânî, M. el-Kebîr no. 11910; İbn Huzeyme, no. 618; el-Hâkim, I, 225 ve Beyhakî, II, 200, 212; Sâbit b. Yezîd Ebû Zeyd el-Ahvel an Hilâl b. Habbâb an İkrime an İbn Abbâs asl-ı senedi ile tahrîc ettiler)

     “Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve âlihi), ikinci rekâttan başını kaldırdığında şöyle dua etti: Allah’ım! el-Velîd b. el-Velîd, Seleme b. Hişâm, Ayyâş b. Ebî Rabîa ve Mekke’deki mustaz’afları kurtar! Allah’ım! Mudar’a şiddetli sıkıntılar ver, onlara da Yûsuf’un kıtlığı gibi kıtlık ver!” (Şâfiî, Ümm VII, 155, 173; Ahmed, II, 239; Humeydî, no. 939; Buhârî, İstîzân 110, VII, 118; Müslim, Mesâcid 294/2, s. 467; Nesâî, Tatbîk 27/2, II, 201; İbn Mâce, no. 1244; İbn Huzeyme, no. 615; İbnul-Cârûd, s. 105 ve Beyhakî, II, 197, 244; Süfyân b. Uyeyne aniz-Zührî an Saîd b. el-Müseyyeb senedi ile tahrîc ettiler)

    İbn Mes’ûd’dan (radiyallahu anh); “O, aramızda uzanmış yatıyordu, bir adam ona gelip şöyle dedi:

‘Ey Ebû Abdirrahmân! Kinde’nin kapılarında bir kıssacı kıssa anlatıyor ve şunu iddia ediyor: Duhan (duman) mucizesi gelip kâfirlerin nefeslerini tıkayacaktır, mü’minleri de nezle yapacaktır.’ İbn Mes’ûd hemen doğrulup oturdu ve öfkelenip şöyle dedi: ‘Ey insanlar! Allah’tan korkun! Kim bir şeyi biliyorsa söylesin, bilmediği bir şey hakkında (konuşmasın!), ‘Allah en iyi bilendir’ desin! Allah Teâlâ Peygamber’e(sallallahu aleyhi ve âlihi) şöyle buyurmuştur: ‘De ki: Buna karşılık sizden bir ecir istemem. Kendiliğimden bir şey iddia eden kimselerden de değilim.’ (Sâd, 38/86)

     Peygamber (sallallahu aleyhi ve âlihi) insanların kendisinden sırt çevirip kaçtıklarını görünce,’Allah’ım! Yûsuf’un yedi (sene)si gibi onlara yedi (sene) kıtlık ver!’buyurdu.” (Ahmed, I, 380, 431, 441; Buhârî, İstiskâ’ 2, II, 15; İstiskâ 13, II, 19; Tefsîr Yûsuf 4, V, 217; Tefsîr Rûm 1, VI, 19; Tefsîr Duhân 2, VI, 39- 40, 3- 5, VI, 40; Müslim, Sıfâtu’lmünâfikîn 39-40, s. 2155- 6; Tirmizî, 3254 ve Taberânî, 9046; el-A’meş an Ebî’d-Duhâ an Mesrûk an İbn Mes’ûd asl-ı senedi ile tahrîc ettiler)

  

   

Prof.Dr. Haydar BAŞ   Dua ve Zikir Kitabı sayfa : 877 /887

Yazıyı hazırlayan: Gökhan Demir

 

Devam edecek