ALLAH’IN DÜŞMANLARINA MUHABBET BESLEMEK.....

  Allah (cc) insanları ve âlemleri yaratan dır. Her şey O’nun dur. Din O’nun dur. Dünya ya gelen ilk insan ve ilk peygamber olan Hz. Âdem (a.s)’dan son peygamber âlemlere rahmet Hz. Muhammed (s.a.a)’e kadar bütün peygamberlere gelen din aynı dindir. Allah (cc) gönderdiği kitapları ve peygamberleri şeytan’a uyarak kabullenmeyen dünya hayatına ve hırslarına yenik düşen kavimler Allah’ın kitaplarını tahrip ettiler peygamberlerine ya eziyet ettiler, ya da katlettiler.

ALLAH’IN DÜŞMANLARINA MUHABBET BESLEMEK.....
Mimar Gökhan Demir

ALLAH’IN DÜŞMANLARINA MUHABBET BESLEMEK.....

   Allah (cc) daha önce gelen kitapların, tahrip olduğunu da anlatan kitap ve peygamber göndererek insanları şeytanın tuzakların dan koruyarak, doğru yola yönelmesini istemiştir. Dünya ya Allah (cc) 124 bin bir rivayete göre de 224 bin peygamber göndermiştir. Kitap sayısı 10 kadar dır. Dört adeti büyük kitaplar diğerleri sayfalar halinde olan küçük kitaplardır. Allah (cc) peygamberleri yaşayan canlı numune canlı kitap olarak göndermiştir. Eğer peygamberler olmasaydı. Herkes kitabı okuyup kendi anladığı gibi din yaşamaya kalkardı halde o kitap Allah’ın kelamı olmaktan çıkar okuyup ondan istediği gibi kendince mana çıkaran insanın kitabı olurdu.

     Peygamberler Allah’ın canlı yaşayan kitabıdır. Onlarsız kitap olmaz onlar kitabı nasıl yaşamışlarsa insanların da onlara bakarak aynı şekil de yaşaması gerekir. İslam dininden önce ki dinler tahrip olmuş dinlerdir. Yüce Allah (cc) Kur’an-ı Kerim de; *‘’Allah katında din İslam’dır/Allah’a teslim olmaktır. Kitap verilmiş olanlar, kendilerine ilim geldikten sonra, aralarındaki azgınlık/haset yüzünden ihtilafa düştüler… Kim Allah’ın ayetlerine nankörlük ederse, Allah hesabı çabucak görecektir.’’ (Alimran 19) *

   ’’Yahudilerden bir kısmı, (Allah'ın kitabındaki) kelimeleri esas mânâsından kaydırıp; dillerini eğerek ve dine saldırarak, «Sözünü işittik, emirlerine isyan ettik, dinle, dinlemez olası ve râinâ (bizi gözet)» diyorlar. Hâlbuki onlar, «İşittik ve itaat ettik; dinle ve bize de bak» deselerdi bu, kendileri için daha hayırlı ve daha doğru olurdu. Fakat Allah, küfürleri yüzünden kendilerini lanetlemiştir. Artık onlar, pek azı müstesna, iman etmezler.’’ (maide 46)

    * ‘’Kim İslam’dan/Allah’a teslim olmaktan gayrı bir din ararsa artık o, ondan asla kabul edilmeyecektir. Ve o, âhirette hüsrana düşenlerdendir’’ (Alimran 85).   

   * ’’Ey iman edenler, eğer kendilerine kitap verilenlerden herhangi bir gruba boyun eğecek olursanız, sizi imanınızdan sonra tekrar küfre döndürürler. (Al-i İmran Suresi, 100) 

     Allah (cc) ayetler de İslam dininden önce gelen kitapların tahrip olduğunu tek bozulmayan dinin hak dinin İslam olduğunu beyan etmektedir. Bazı maksatlı çevrelere bu ayet  ‘’Ey iman edenler! Yahudileri ve Hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostlarıdır. Sizden kim onları dost edinirse o, onlardandır. Allah, zalimler toplumunu doğruya ve güzele kılavuzlamaz.’’ (maide 51)

    Okununca ayetin sahibi olan Allah’a direk saldıramadıkları için bu ayeti onlara okuyan insanlara siz çok katı ve toleransız insanlarsınız diyerek aslında yüce Allah’a saldırıyorlar. Allah cc yarattıklarını müsaade edin de sizden daha iyi tanısın. Müslüman insanların yaşadıkları yönettikleri ülkelerde yüzyıllardır gayri Müslüm olan topluluklar can emniyeti, mal emniyeti, namus emniyeti, din ve vicdan emniyeti altında çok rahat yaşamışlardır. Ancak Müslümanlar gayri Müslüm olan ülkelerde aynı rahatlıkta yaşayamamıştır. Bugün bu asırda dahi Müslümanları hor görüp ülkelerine dahi almıyorlar şimdi kim daha toleranslı. Müslümanlar kimsenin dini inancına karışmaz sadece gayri Müslümlere dini inancı gereği İslam’a davet ederek tebliğ yapar asla zorlamaz. Kendi dininde kalan insanların dinlerini yaşamasına asla engel olmaz. Müslüman din adamı kılığında ülkelerimize gelerek misyonerlik yaparak halkımızı imanı ile oynayarak hak yol İslam’dan çevirenlere karşı toleranslı olmamızı kimse bizden beklemesin. Buna Allah (cc) müsaade etmiyorken Allah’a imanı olan mü’min kul nasıl buna müsaade eder.      

Allah-ü Teâlâ, “Ya Musa! Benim için ne amel yaptın?” buyurdu. O da, “Ya Rabbi! Senin için namaz kıldım, oruç tuttum, zekât verdim ve Seni zikrettim” deyince, Allah-ü Teâlâ, “Namaz, senin için burhandır. Oruç, seni Cehennemden koruyan kalkandır. Zekât, mahşer günü, herkes sıcaktan yanarken, sana gölge yapacaktır. Zikir de, o gün, karanlıkta, sana nur olacaktır. Benim için ne yaptın?” buyurdu. Hazret-i Musa, “Ya Rabbi, Senin için olan amel nedir?” dedi. Allah-ü Teâlâ, “Sevdiğimi Benim için sevdin mi ve düşmanımı düşman bildin mi?” buyurdu. Hazret-i Musa, Allah-ü Teâlâ’nın sevdiği amelin, O’nun dostlarını sevmek ve düşmanlarını sevmemek olduğunu anladı. Demek ki, sevgilinin sevdiklerini sevmek ve düşmanlarına düşman olmak, sevginin alametidir. Mümtehine suresinin, “İbrahim ve ashabı, kâfirlere, ‘Biz sizden ve putlarınızdan uzağız. Siz, bir olan Allah’a inanana kadar, aramızda düşmanlık olacaktır’ dediler. Bunların bu güzel halleri, size örnek olmalıdır” mealindeki 4. âyeti gösteriyor ki, iman sahibi olmak için, bu düşmanlık şarttır ve Allah düşmanlarını sevmek, imanı yok eder. Burada anlamamız gereken, Allah’ın (c.c.) dostuna dost, düşmanına düşman olmaktır. 

  Yukarıdaki yazılı olan ayet ve hadislerin neticesine göre, Müslümanların dışında olanların tümü Allah'ın düşmanıdır. Bunlara muhabbet besleyenlerde onlar gibidir. Adam Allah'a düşman sen ise Allah'a iman ettiğini iddia ediyorsun peki bu nasıl bir iman ki Rabbine düşman olana kalbinde yer veriyor ve onunla dost oluyorsun, yetmiyor Müslüman kardeşlerini katleden bu alçaklara ya yardımcı oluyorsun, yada susarak destek oluyorsun. Senin imanın kime?