GIYBET.....

  Resulullah’ın (s.a.v) fert ve toplum eğitiminde, tevhit ve nübüvvet nuruyla hâkim kıldığı, insanlar arası ilişkileri düzenleyen köklü esaslardan biri de hüsn-ü zandır.

GIYBET.....
Mimar Gökhan Demir

GIYBET.....

  Dolayısıyla su-i zannın izalesi, insanlar arasında güven ve muhabbetin tesisine sebeptir. Böyle bir ortamda insanlar birbiri ardından aleyhte olacak söz ve hareketlerde bulunmazlar. Hatta doğru bile olsa kardeşlerinin hoşuna gitmeyen vasıfları gündem etmezler.

  Gıybet ise ahlak-ı zemimenin en tehlikelilerinden olup, mü’minlerin birbirleri hakkında razı olmayacakları söz ve işaretlerde bulunmalarıdır. Bu sebeple gıybet, iman kardeşliğini, insanlar arası sevgiyi ve itimadı zedelediğinden günah cihetiyle ‘‘ölü kardeşinin etini yemek’’le eş tutulmuştur.

  Gıybetin ruhi ve ictimai bir felaket olduğunu haber veren birçok naslar mevcuttur: ‘‘Bazınız bazınızı gıybet etmesin. Hanginiz ölü kardeşinizin etini yemekten hoşlanır? Onsan tiksininiz’’  (Hucurat 12)

 ‘‘Her Müslümanın her Müslümana canı, malı ve ırzı haramdır’’ (Müslim)

‘‘Çekmezlik yapmayın, kin tutmayın, alamayacağınız malın fiyatını yükseltmeyin, birbirinize arka çevirmeyin, birbirinizi çekiştirmeyin. Ey Allah’ın kulları kardeş olun’’ (Buhari ve Müslim)

  Nübüvvet, insanın Allah’a kulluk yolundaki gidişinde engel teşkil edecek ahlak-ı zemime unsurlarının ayıklanmasını, böylece Allah’a gidişin kolay hale gelmesini gaye edinmiştir. Bu engellerden biri olan gıybet de çok ciddi bir rahatsızlık kabul edilmiş ve tedavi yolları takdim edilmiştir. 

Kaynak:   Prof. Dr. Haydar Baş, “İslam ve Mevlana” eseri.....