‘Veren, alan O’dur’

Hayır, şer hep O’nun elindedir. Veren, alan O'dur. Sizin için kurtuluş ancak Allah'a candan teslim olmaktadır.

<‘Veren, alan O’dur’

Hakk'a yapışın. Darlıkta O'na yalvarın. Genişliğe çıktığınız zaman da, O'nu hatırlayın. Hasta olduğunuzda Allah, deyin. İyiliğe erdiğinizde O'nun yoluna koşun.
 
Hayır, şer hep O'nun elindedir. Veren, alan O'dur. Sizin için kurtuluş ancak Allah'a candan teslim olmaktadır.
 
Ruh ilâcınız ancak bu olabilir. O'nun verdiği hüküm sizi titretmesin. O hüküm üzerine de münazaa etmeyin. O'nun verdiği hüküm için kullarına şikâyet etmeyin. Şikâyet ancak belâ getirir; bunu bilin, sabırla bekleyin.
 
O'nun kudret eli altında bekleyin. Sessiz durun. Hele bir bakın; neler yapıyor, seyre dalın. O'nun, içinizde ve sizinle ne derin işleri oluyor. İşte bunu anlamaya bakın. O'nun yaptığı işlerde geniş olun. Yazar, bozar, hepsine uyun. Yapacağı işi siz değil, O bilir.
 
Allahım, bizi yüce varlığında Zatınla eyle: "Dünyada da iyilik ver... Ahirette de iyilik ver ve bizi ateşten koru." (Bakara, 201) Âmin!
 
Ey evlâd! Hani Hakk'a kulluk? Nerede o Aziz ve Celil olana ubudiyyet? Hele getir tam kulluğu! Bir defa tam manasıyla O'nun kulu olmalısın. Bütün halinde yeterlik görünmeli. Yeteri kadar kulluk et. Yeteri kadar da dünyaya çalış...
 
Sen kaçan bir kölesin. Efendine dön. O'nun kapısı önünde boynunu eğ. Emirlerine karşı tevazu göster.
 
Desinleri bırak, emirlere yapış. Dedikoduyu bir yana at; yasaklardan çekil. O'nun bütün hükümlerine boyun eğ, her emrine uysallık göster.
 
Bunlar olursa kulluk tam olur, olmadığı takdirde, hiçbir şey yerine gelmez. Efendisine kul olmak isteyen, emrini tutar. Yasak ettiklerinden kaçar. Bunları yapmayan gerçek kul olabilir mi? Olamaz.
 
Allah, yoluna girene yeter. Bunu şu Âyet-i Kerime haber verir: "Allah, kuluna yetmez mi" (Fecr/36)
 
Doğruluğa koyulan kulun kalbinde Allah sevgisi yer eder. Hak'la ülfet peyda olur. Güçlük olmadan Hakk'a yakınlık hasıl olur.
 
Hakk'ın zatından gayrı ile sohbet sana yakışmaz. Yalnız Allah'a dön ve O'ndan razı ol. Bütün halinde O'ndan hoşnut olduğunu ilân et.
 
Şu gördüğün dünya zemini ne kadar geniş, görüyorsun; yalnız senin için daralsa yine de Hakk'a darılma; başka kapı arama.
 
Bir şey yiyeceksen, onun sofrasında ye; başkasına yönelme. Musa (a.s.) peygamber gibi ol. Hak Teâlâ, onun hakkında şöyle buyurdu: "Biz, ona anasının sütünü emmeden önce, bütün sütleri haram ettik." (Kasas, 12)
 
Rabbimiz hem Aziz hem de Celildir. Her şeye sahiptir. Her yerde hazırdır. Her şeyi gözetir. En yakın olan O'dur. O'nun varlığından vareste olan yoktur. Bu hali anladıktan sonra inkâr ne kadar acıdır. Marifete erdikten sonra geri dönene yazık olur." (Abdülkadir Geylani Hazretleri, Fethur'r Rabbani eserinden) H: Akın Aydın