Şefkat ve merhamet mü’minin özelliğidir

Resûlullah’ın (s.a.a) Hz. Hüseyin’e (a.s.) olan şefkatine şahit olup şaşıran bir Yahudi’ye Peygamber (s.a.a) şöyle buyurdu: “Siz de Allah’a ve O’nun Peygamberine iman etmiş olsaydınız, çocuklara karşı şefkatli ve merhametli olurdunuz”

<Şefkat ve merhamet mü’minin özelliğidir

Bir gün Peygamber-i Ekrem (s.a.a) cemaatle namaz kılıyordu ve İmam Hüseyin (a.s) da O Hazretin yakınında idi. Peygamber (s.a.a) secdeye kapandığında, Hüseyin (a.s) O Hazretin sırtına biniyordu. Peygamber (s.a.a) başını secdeden kaldırdığında, onu tutup kendi yanına bırakıyordu. Bu durum birkaç defa tekrarlandı ve Peygamber (s.a.a) namazını böylece tamamlamış oldu.

Bu olaya şahit olan Yahudi birisi şöyle dedi: "Siz çocuklara karşı öyle davranıyorsunuz ki, bizler kesinlikle böyle davranmıyoruz."

Peygamber (s.a.a) şöyle buyurdu: "Siz de Allah'a ve O'nun Peygamberine iman etmiş olsaydınız, çocuklara karşı (böyle) şefkatli ve merhametli olurdunuz." (Bihar, c.43, s.296).

Uhud savaşında, Peygamber (s.a.a)'in fedakâr ashabından olan Sa'd b. Rabiy ağır yaralar alarak yere düştü. Savaş ateşi sona erdikten sonra Peygamber (s.a.a) şöyle buyurdular: "Sizden hanginiz beni Sa'd'ın durumundan haberdar edebilir?" Ashabdan birisi, "Ben onu aramaya gidiyorum" dedi.

Peygamber (s.a.a), bir yeri işaret ederek, "Orayı ara" diye buyurdu.

Sa'd'ı aramakla görevli olan şahıs diyor ki:

Ben Peygamber (s.a.a)'in işaret ettiği yere gittim ve Sa'd'ın ölülerin arasına düşmüş olduğunu gördüm. "Ey Sa'd!" diye sesledim. Sa'd cevap vermedi. Tekrar yüksek sesle şöyle dedim: "Ey Sa'd! Resûlullah senin halinden haberdar olmak istiyor."

Sa'd, Peygamber (s.a.a)'in ismini duyunca, yarı canı olan civcivler gibi başını yerden kaldırarak, "Doğru mu söylüyorsun, Peygamber yaşıyor mu?" diye sordu.

Ben de cevabında, "Evet, Allah'a yemin olsun ki Peygamber (s.a.a), 'Sa'd, on iki yara alarak yere düşmüştür' buyurdu" dedim.

Sa'd şöyle dedi: "Allah'a şükürler olsun ki durumum Peygamber (s.a.a)'in buyurduğu gi bidir. Peygamber (s.a.a) doğru buyurmuştur, bedenimde on iki ok yarası vardır. Peygamber (s.a.a)'in yanına döndüğünde selamımı O'na söyle ve O'nun yarenlerine de de ki: Allah'a and olsun ki (kıyamet günü), eğer siz sağ olduğunuz halde Peygamber (s.a.a)'in bedenine bir diken batarsa, Allah katında hiçbir mazeretiniz olmayacaktır."

Daha sonra Sa'd derin bir nefes çekti, öldürülen bir deve gibi kan boğazından dışarı döküldü ve gözlerini dünyaya yumdu.

Ben Peygamber (s.a.a)'in yanına dönüp Sa'd'ın sözlerini O'na ilettim. Peygamber (s.a.a) şöyle buyurdu: "Allah Sa'd'a rahmet etsin, hayatta iken bana yardımda bulundu ve ölüm anında da beni ashaba tavsiye etmektedir." (Bihar, c.22, s.62).