‘Kim bizden isterse, veririz’

Resûlullah (s.a.a) şöyle buyurdu: “Kim bizden bir şey isterse veririz, kim ihtiyaçsız olmaya çalışırsa Allah onu ihtiyaçsız kılar”

<‘Kim bizden isterse, veririz’

TÜRK-AZ HABER / DİNİ

Resûlullah (s.a.a) (bir gün) oturdukları halde birden dişleri görülür bir şekilde güldüler. Gülmesinin sebebi sorulduğunda şöyle buyurdular:

"Ümmetimden iki kişi gelip Allah Teâlâ'nın huzurunda duracaklar; onlardan biri diyecek ki: 'Allah'ım! Benim hakkımı ondan al!' Allah Teâlâ buyuracak ki: 'Kardeşinin hakkını ver!' Borçlu adam arz edecek ki: 'Allah'ım! Benim iyi amellerimden bir şey kalmamıştır (ona verecek dünyevi bir malım da yoktur).' Hak sahibi de, 'Ey Rabbim! Öyleyse benim günahlarımdan yüklensin!' diyecek."

Sonra Resûlullah (s.a.a) gözlerinde yaşlar boşanarak şöyle buyurdular:

"O gün (kıyamet günü) öyle bir gündür ki insanlar, günahlarının başka bir kimseye yüklenmesine ihtiyaç duyarlar. Allah Teâlâ hakkını isteyen kimseye şöyle buyurur: 'Gözlerini çevir, cennete doğru bir bak, ne görüyorsun?' O zaman başını kaldırıp güzel nimetleri görünce hayretle; 'Allah'ım! Bunlar kimin içindir?' diyecektir. Allah Teâlâ, 'O hakkın değerini Bana veren kimse içindir' buyurur. Hak sahibi, 'O hakkın değerini kim Sana ödeyebilir?' diye sorar. Allah Teâlâ, 'Sen' diye cevap verir. Hak sahibi, 'Ben nasıl ödeyebilirim?' diye sorar.

Allah Teâlâ, 'Ondan geçmenle (hakkını bağışlamanla)' diye cevap verir. Hak sahibi, 'Allah'ım! Ondan geçtim' der. Daha sonra Allah Teâlâ, 'Din kardeşinin elini tut, birlikte cennete gidin!' buyurur."

Bu esnada Resûlullah (s.a.a) buyurdular ki: "Takvalı olun, birbirinizin arasını bulun!" (Bihar, c.77, s.182).

Bir adam bir þey istemek için Hz. Peygamber'in yanına gitti. Oraya ulaştığında Resûlullah'ın (s.a.a) şöyle buyurduğunu duydu: "Kim bizden bir şey isterse veririz, kim ihtiyaçsız olmaya çalışırsa Allah onu ihtiyaçsız kılar."

Adamcağız Resûlullah'ın (s.a.a) bu sözünü duyunca Hazretten bir şey istemeden huzurlarından ayrıldılar. İkinci kez yine Resûlullah'ın yanına gelip bir şey istemeksizin evine geri döndü.

Üçüncü kez yine Resûlullah'tan aynı sözü duyunca bir şey istemeksizin evine geri döndü. Sonra komşusundan bir balta emanet alıp çöle çıktı, bir miktar odun toplayıp pazara götürerek bir buçuk kilo arpaya odunları sattı. Elde ettiği arpayı, ekmek yaparak ailesiyle birlikte yediler. Adam yılmadan bu işine devam etti, ilk önce bir balta satın aldı, daha sonra elde ettiği kazançtan iki genç deve ve bir köle aldı, böylece durumu düzelip zenginleşti.

Daha sonra Resûlullah'ın yanına giderek macerayı Hazrete anlattı. Resûlullah (s.a.a) onun sözünü dinledikten sonra şöyle buyurdular:

"Demedim mi kim bizden bir şey isterse ona veririz, ihtiyaçsız olmaya çalışırsa Allah onu ihtiyaçsız kılar?!" (Bihar, c.75, s.108).