TERAVİH NAMAZI…..

Teravih namazının her dört rekâtı sonunda bir miktar oturup istirahat edildiği için bu dört rekâta bir “terviha”denilmiştir.Bir teravih namazında beş“terviha”vardır.Terviha kelimesinin çoğulu ise “teravih” dir.  Teravih namazı, Ramazan ayına mahsus Ramazan ayı boyunca her gece kılınan yirmi rekâttan ibaret bir müekked sünnet namazdır.

TERAVİH NAMAZI…..
Mimar Gökhan Demir

TERAVİH NAMAZI…..

Kadın-erkek herkes için sünnet-i müekkededir. Teravih namazı-nın 20 rekât olduğu,sahabenin icmaı ile sâbittir. Peygamber Efendimiz (s.a.a.) teravihi cemaatle kıldırdıkları zaman 8 rekât olarak kıldırmışlar,ashâb da evlerinde bu namazı 20 rekâta tamamlamışlar-dır.Bu namazın cemaatle kılınması da,bir kifaye sünnettir. Peygamberimizin fiili ile sabittir.Peygamber Efendimiz,Ramazan’ın 23, 25 ve 27. geceleri mescide çıkarak sahâbe-i kirâma teravih kıldırmıştır. Her gece kıldırmamasının sebebi ise, teravihi cemaatle kılmanın vâcib olduğunun sanılmaması içindir. Bunun için bütün bir mahalle insanları, teravih namazını cemaatle kılmayıp özürsüz olarak, evlerinde yalnız başlarına kılacak olsalar, sünneti terk edip hata işlemiş olurlar. Peygamber Efendimiz (s.a.a.) iki veya üç defa mescide gelerek teravihi kıldırmış sonra da gelmeyip şöyle buyurmuştur: “Size farz olur korkusu ile gelmedim.” (Buhârî,Ezân 81/2,I,178;i’tisâm 3/2,VIII,142;edeb 75,VII,99;Müslim,müsâfirîn No.213-4,s.539-540; Ebû Dâvud,No.1447;Tirmizî,No.450;Nesâî,kıyâmu’l-leyl 1/2,III,197-8)

   Zeyd b. Sâbit (r.a.)’dan: Peygamber (s.a.a.), hurma yapraklarından bir odacık edindi.(Affân’ın rivâyetinde, “Mescidde”; Abdu’l-A’lâ rivâyetinde, “Ramazan’da” eki vardır) Orada namaz kılmak için çıktı, insanlar da O’nu takip etti. O’nun gibi namaz kılmaya koyuldular.Sonra (bir gece) yine geldiler; ancak (Peygamber) onların yanına çıkmadı.Bunun üzerine seslerini yükselttiler ve kapısına (çakıl) taşı atmaya başladılar.Onlara öfkeli olarak çıkıp şöyle dedi:“Amma da ısrarcısınız ha! Nerede ise bu namazın (teravihin) size farz kılınaca-ğını sandım.Namazı evlerinizde kılmalısınız,farz namazı dışında, kişinin en hayırlı namazı, evinde kıldığı namazdır.” (Buhârî,Ezân 81/2,I,178;i’tisâm 3/2,VIII,142;edeb 75, VII,99;Müslim,müsâfirîn No.213-4,s.539-540; Ebû Dâvud,No.1447;Tirmizî,No.450;Nesâî,kıyâmu’l-leyl 1/2,III,197-8)

  Vahyin kesilmesinden (Peygamberimi-zin vefatından)sonra vacib olma korkusu kalmadığından Hz. Ömer,teravihi cemaatle kıldırmaya başla-mıştır. Ömer b. Hattab, Ali b. Ebi Tâlib’in tavsiyesiyle teravih namazını tek başlarına kılan insanları ilk defa biraya toplayıp cemaat yapan kişi olarak görülür. Bu konu da İmam Ali (k.v.) demiştir ki: “Ömer’i Ramazan ayını ihya etmeye ben teşvik ettim. Kendisine bildirdim ki, yedinci kat semanın üstünde bir hazine var ki, ona Kudüs Hazinesi denir. Orada kendilerine Ruh denilen bir kavim oturur. Kadir gecesi olunca dünyaya inmek için Yüce Rablerinden izin isterler.Rableri de onlara izin verir.Namaz kılarken ya da yolda karşılaştıkları herkese dua ederler.Mutlaka o kimselere bereketleri dokunur. Bunun üzerine Ömer, ‘Ey Ebu’l-Hasan! Halkı namaza teşvik et de onlara bereket dokunsun’ dedi. Böylece halka teravih namazı kılmalarını emretti.” (Kenzü’l-Ummal,nr:23479)

  Bu yüzden Hz. Ali (k.v.)  Ömer’i hayırla yâd ederdi. Bir defasında Ramazan’ın ilk gecesi mescide çıktı ve kandillerin yandığını Kur’an âyetlerinin okunduğunu gördü ve “Ey Hattab oğlu! Sen nasıl Allah-ü Teâlâ’nın mescidlerini Kur’an tilavetiyle nurlandırmışsan Allah da senin kabrini öyle nurlandırsın” diye dua etti. (Kenzü’l-Ummal, nr: 23477;el-Muğni,c.2,s.169)

  Allah Resûlü (s.a.a.),insanlara kesin emirde bulunmaksızın Ramazan geceleri-ni ihyâ etmeleri için teşvik eder,şöyle buyururdu: ‘Kim inanarak, karşılığını da ancak Allah’tan bekle-yerek Ramazan gecelerini ihyâ ederse, geçmiş günahları bağışlanır.’ Peygamber (s.a.a.) vefat etti, iş (yani teravihin tek başına kılınabilirliği) Ebû Bekr’in halifeliği ve Ömer’in halifeliğinin ilk yıllarında da böyle devam etti.” (Şâfiî Sünen s.35;Ahmed,II,486;Buhârî,iman,27,I,14;terâvih 1,II,251)

  Hz. Ali (k.v.) erkeklere Abdurrahman b. Ebi Leyla’yı imam olarak tayin ettiği gibi kadınlara da Arfece’yi imam tayin etmişti. Arfece’den şöyle dediği nakledilmiştir: “İmam Ali (k.v.) halka Ramazan ayını ihya etmelerini emreder, erkekler için bir imam, kadınlar için bir imam tayin ederdi. Kadınlara imamlık yaptım.” (Abdürrezak, c.3,s152)

  Farz namazları eda etmek için vakit şart olduğu gibi vacib ve bazı sünnet namazlar (vitir namazı, teravih namazı, Cuma ve bayram namazları) için de vaktin girmesi şarttır. Teravih namazının vakti, sahih kabul edilen görüşe göre, yatsı namazından sonradır, sabah namazının vaktine kadar devam eder.Hem vitirden önce,hem de vitirden sonra kılınabilir.Fakat yatsı namazı kılınmadan teravih namazı kılınmaz;kılınacak olsa tekrarlanması gerekir.

  Teravih namazını gecenin üçte birine yahut gece yarısına kadar geciktirmek müstehabdır. Teravih namazı vaktinde kılınmazsa, vakit dışında cemaatle veya cemaatsiz kaza edilmez.Yatsı namazında cemaati terk etmiş olan kimse,Teravih ve vitir namazla-rında imama uyabilir.Bunun için bir kimse, imam yatsı namazını kıldırıp Teravih’e başlamış olduğu sırada mescide gelse,önce yatsı namazını kendi başına kılar sonra Teravih için imama uyar. Noksan kalan rekâtları da sonra kendi başına tamamlar.Ramazan ayı içinde vitir namazını cemaetle kılmak evde kılmaktan daha faziletlidir. Teravih namazını imam ile kılmayan kimse, Vitir namazını imam ile kılabilir. Sahih olan görüş budur. Fakat hem imam, hem de cemaat, yatsı namazını cemaatle kılmamış olursa,yalnız teravih namazını cemaatle kılamazlar. Çünkü Teravih’in cemaati, farzın cemaatine bağlı-dır.Teravih’in müstakil olarak cemaatle kılınması nafileler hakkındaki din esaslarına uygun düşmez. Cemaate yetişip de, imamın farzı mı, yoksa Teravih’i mi kıldığını bilmeyen kimse, farza niyet ederek imama uyar. Eğer imam farzı kılıyordu ise, uyanın da farzı sahih olur. Eğer imam Teravih namazını kılı-yordu ise,ona uyan o kimsenin namazı nafile yerine geçer.Yatsı namazından önce teravih kılınamaya-cağı için, teravih yerine geçmez. Bir imam iki camide teravih namazını ayrı ayrı tam olarak kıldırsa caiz olmaz.Bir camide bir kimsenin iki defa teravih kılması mekruhtur. Fakat bir kimse iki camide cemaatle ayrı ayrı namaz kılsa,bunda sakınca yoktur. Yalnız ikinci camide vitir namazını kılmaz.Teravih namazını kılacak kimsenin,Teravih namazına veya vaktin sünnetine veya gece ibadetine niyet etmesi ihtiyat bakımından daha uygundur.Kayıtsız olarak“namaza”veya“nafile namazına”niyet edilmesi de birçok fıkıh âlimine göre caizdir.Teravih namazının her iki rekâtında Teravih namazına niyet etmek gerek-mez. Çünkü yirmi rekâttan ibaret olan Teravih namazı bir namaz hükmündedir. Bunun için namaza başlarken yapılan niyet kâfidir.Teravih namazını, her iki rekâtta bir selâm vererek on selâm ile bitir-mek daha faziletlidir. Dört rekâtta bir selâm da verilebilir. Sekizde, onda veya yirmi rekâtta bir selâm vererek bitirmek de caizdir.Fakat böyle kılmak mekruh sayılmaktadır.Teravih namazı,iki rekâtta bir selâm verilince,tam akşam namazının iki rekât sünneti gibi kılınır. Dört rekâtta bir selâm verilince, tam yatsı namazının dört rekât sünneti gibi kılınır.Cemaatle kılındığı zaman,cemaat hem Teravih’e, hem de imama uymaya niyet eder. İmam da tekbirleri, tesmi’leri ve kıraatı âşikâre yapar.İmamın Teravih’te cemaati usandıracak miktar Kur’an okuması uygun değildir. Bununla beraber Fatiha sûresinden sonra okunacak âyetler, bir sûreden veya âyetten noksan olmamalıdır. Teravih’in ka’delerinde teşehhüdden sonra salavatlar terk edilmemelidir.Kur’an-ı Kerim,farz namazlarda yavaşça ve harfleri belirterek okunmalı. Teravih namazlarında ise, yavaş ve sür’atli okuyuş arasında bir kıraat yapmalıdır. Kıraatı ve rükünleri süratle yapmak mekruhtur.Diğer gece namazlarında sür’atle okunabilir.Fakat mânâ anlaşı-labilecek şekilde olmalı ve tecvid hatası bulunmamalıdır. Teravih namazında Kur’an-ı Kerim’in bir ayda hatmedilmesi sünnettir. Kıraatın üç kısa âyet veya bir uzun âyetle yapılması cemaatin usanmaması bakımından yeterlidir.Teravih namazında kıraatın birbirlerine denk olmasında fazilet vardır. İkinci rekâttaki kıraatın öncekinden uzun olmasında beis yoktur.İmama uyulduğu zaman cemaat kıraat etmez. Cemaatle kılınan namazlardan sabah,Cuma, bayram, teravih,vitir namazlarının her rekâtında; akşam ve yatsı namazlarının ilk iki rekâtlarında âşikâre Kur’an okumak, öğle ile ikindi namazlarının bütün rekâtlarında,akşam namazının üçüncü ve yatsının son iki rekâtlarında gizli olarak kıraat yapmak vacibdir.İmam, Teravih namazının birinci rekâtından sonra yanılarak Sünnet ve müstehab namazlar, bir özür bulunmaksızın oturularak da kılınabilir. Fakat fazilet ayakta kılınmalarındadır. Bunda âlimlerin ittifakı vardır.İmam Azam’a göre,yalnız sabah namazının sünneti bundan müstesnadır;özürsüz oturu-larak kılınmaz.Teravih namazını da özürsüz oturarak kılmak caiz ise de,kerahati vardır.Teravih nama-zında bir veya iki tervihaya yetişemeyen kimse, imam selam verdikten sonra bunları kılmakla meşgul olduğu takdirde cemaatle vitir namazını kılmayı kaçıracaksa vitir namazını kılar sonra kılmadığı teravih rekâtlarinin tamamlar.

                                             Teravih namazı nasıl kılınır?

Teravih namazının her iki rekâtında Teravih namazına niyet etmek gerekmez. Çünkü yirmi rekâttan ibaret Teravih namazı,bir tek namaz hükmündedir. Bunun için namaza başlarken yapılan niyet kâfidir. Teravih kaç selâmla kılınırsa kılınsın,iki rekâtta bir mutlaka oturarak kılınmalıdır.Eğer iki rekâttan sonra oturmayıp dört rekâtta bir oturulmuş ise,o dört rekâtlar iki rekât sayılır. Selâm verilmese bile, her iki rekât sonunda mutlaka oturulmalıdır. -Teravih namazı dörder dörder kılınıyorsa ilk oturuşta ikindi ve yatsının dört rekâtlık sünnetlerinde olduğu gibi Tahiyyat’tan sonra salavatlar da okunur. Bu, sünnet-i müekkededir. Hattâ bâzı müçtehitlere göre farzdır. Cemaat usansa bile, imam bunları terk edemez. Ayrıca üçüncü rekâtın başında da Fâtiha’dan önce yine Sübhâneke okunur.-Teravih kelime-sinde rahatlama mânâsı vardır.Bu sebeble dört rekât başında selâmdan sonra biraz oturularak rahat-lanmalıdır. Bu süre içinde isteyen kendi kendine bir şeyler okur.Yahut tefekkür eder.Yahut da tesbihte bulunur.Bunlarda, namaz kılan kimse muhayyerdir.Memleketimizde ise, ekseriya müezzinler, cema-atin da iştirâkiyle sesli olarak salavat okur, cehrî zikir yaparlar.

Kaynak: Sayın Prof.Haydar Baş Hocamızın ‘Büyük İslam İlmihali’ eserinde 'Teravih Namazı'