‘SİYASET İLE MÜNAFIKLIĞI KARIŞTIRANLAR’       

       İnsanın yaradılış gayesi Allah’a olan kulluğudur. İnsanın Allah’a kulluğunu ispat etmesidir. Bu gayeyi unutan insan hiç ölmeyecekmiş ve hiç Allah’a hesap vermeyecekmiş gibi hayat yaşar. Bu tür insanların idealleri genelde dünyada, makam sahibi, mal ve mülk sahibi olmak olur. Bu ideal uğruna önlerine gelen her engeli aşmak için sınır tanımaz olurlar.

 ‘SİYASET İLE MÜNAFIKLIĞI KARIŞTIRANLAR’       
Mimar Gökhan Demir

 ‘SİYASET İLE MÜNAFIKLIĞI KARIŞTIRANLAR’       

 Milli, Dini ve Ahlaki bütün ölçüler tamamen hiç sayılır bu tip insanların ölçüsü, nefsi arzu ve istekleridir. Nefsi arzu ve istekleri doğrultusunda ilerlerken hiç bir kuralı tanımaz hale gelirler ve yanlışını fark etse bile ısrarla aynı yanlışı savunmaya devam eder. Hataları onlara söylediği zaman asla kabul etmeyerek, yalanı başka bir yalan bahane ile kapatmaya çalışırlar. Bu tür insanlar yanlışından dönecek cesareti ve erdemi kendinde bulamayan insanlardır.  Fakat hiç düşünmezler ki bir gün babam, dedem gibi bende bu fani dünyadan göçeceğim ve huzuru mahşerde Allah (cc) önünde hesap vereceğim. Allah’a hesap verirken size sorduğu zaman neden, niçin bu yanlışları yaptın diye ne diyeceksin. Dünyada insanlara anlattığın yalan bahanelerden oluşan hikâyeleri yüce Allah’a da anlatacak mısın elbette yok. Allah’a anlatamayacaksan ve sonunda Allah’a hesap vereceğini biliyorsan neden ilk olarak kendini ve sonra insanları aldatıyorsun.

 Ülkenin vatan evlatlarını katleden, askerlerini şehit edenleri Habur’da marşlarla adeta PKK şöleniyle karşılayıp devletin savcısını, hâkimi ayaklarına getirip o hainleri serbest bıraktığında HDP hain değimliydi? HÜDAPAR bangır, bangır bağrıyor her türlü milliyetçiliği ayağımın altına aldım diyeİ Türk ve Türk bayrağına karşıyım diyor. Bu HÜDAPAR ile HDP arasında ki fark parti isimleri o kadar hainlikte birbirlerini aratmazlar ama asıl hain bunlardan biri yanında olanda şehitlerin kanını hiçe sayarak onları hainlikten çıkaranlardır.

Zinayı, domuz etini Allah’ın ayetlerine inat serbest bırakarak insanların zina etmesinin önünü açanlar yanlışlıkla seccadeye basanları mukaddesimizi kirletti diyerek saldırmaları münafıklığın zirve noktasıdır. Sanki İslam diye bir dertleri varmış gibi. Seccade yıkanır temizlenir Allah’ın ayetini inkâr etmek Allah’ın haram kıldığını helal hükmüne sokarak işlenmesi için imkân sağlamak adamı imandan eder cehennemin dibine yollar. Ben seccadeye bilmeden basan vatandaşın siyasi fikirlerini benimsemiyorum. Hak yerini bulsun kanaatindeyim.

Adını  İslam koymuş kendisi kafirle dost Müslüman'a düşman. kafir'in yanında Müslüman'a karşı. Sen mi kafirsin, kafir mi Müslüman oldu. Hiç bir bahane Müslüman olanı, Müslümana karşı kafirle beraber edemez. Ayet-i kerimede Allah c.c 'Müminler müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinmesin. Kim bunu yaparsa artık Allah’la olan bağını koparmış demektir.' (Ali-imran 28) buyurmaktadır. Münafıklık ile takiyeyi karıştırırsan kafirle dostda olursun dindaşta. Yıllardır Allah'ın dini ile dalga geçiyorsunuz dine değilde, dini kendinize uyduruyorsunuz. Elbette bunun cezası büyük olacak Allah c.c. her şeyi bilen ve hesabını mutlaka görendir. 'Allah'a karşı yalan uydurandan daha zâlim kimdir? Bunlar Rabblerine sunulurlar ve tanıklar da, “Rabblerine karşı yalan söyleyenler bunlardır” derler. Biliniz ki, Allah'ın laneti zâlimler üzerinedir.' (Hud 18) 

  Dünyalık çıkarları için insanlara batılı hak, hakkı batıl olarak göstererek, onlara bu yanlışın doğru olduğu hususunda çeşitli oyunlarla, bahanelerle süsleyerek insanları aldatmak ancak şeytanın işidir veya şeytanlaşmış insanın işidir. Bu ahlaktaki insanlara uyan ve onlara gerçekler anlatıldığı zaman, anladıkları halde inatla yanlış yapan insanı, savunmak için aynen onun kullandığı metotla yanlışın üzerini örtmeye çalışmaları onlarında aynı ahlakta olduklarını göstermektedir. ‘Ve zulüm yapanlara yakınlık göstermeyin ki, size de ateş dokunmasın. Allah’tan başka yardımcılarınız da yoktur. Sonra yardım da göremezsiniz.’ (Hud113) 

 

 “Allah’ı ve mü’minleri aldatmaya çalışırlar. Hâlbuki sırf kendilerini aldatırlar da farkına varmazlar.” (Bakara, 9).

  “Kalplerinde hastalık vardır. Allah da onların hastalığını arttırmıştır. Yalan söylemelerine karşılık onlara elem verici bir azap vardır.” (Bakara, 10).

          Kısaca şunu söylemek gerek nefsi hatalarımızın üzerini kapatmak için insanlara karşı yalandan bahaneler ile yanlışı savunmamalıyız çünkü huzuru mahşerde bu hataları Allah (cc) bize sorduğu zaman o yalan bahanelerimiz işe yaramayacaktır. O halde son nefes için yaşamalıyız. Muvakkati olarak geldiğimiz bu dünyada ebedi vatana göçeceğiz. İki gün misafir kaldığımız bu mekâna âşık olmak ve onun için geldiğimiz yeri unutmak, bizi yaradan Rabbimizi unutmak bize yakışmaz.