RESULULLAH (S.A.A) VE NECRAN HIRİSTİYANLARI - II

   (dünden devam)
Ertesi günü, üzerlerinde ruhban elbiseleri olduğu halde geldiler. Peygamberimiz Aleyhisselama selam verdiler. Peygamberimiz Aleyhisselam da onların selamlarına karşılık verdi. Sonra da, "Beni hak din ve kitabla peygamber gönderen Allah'a yemin ederim ki; bana ilk gelişlerinde İblis (Şeytan) onların yanlarında bulunuyordu" buyurdu. 

RESULULLAH (S.A.A) VE NECRAN HIRİSTİYANLARI - II
Mimar Gökhan Demir

RESULULLAH (S.A.A) VE NECRAN HIRİSTİYANLARI - II


Peygamberimiz Aleyhisselam, kendisiyle konuşan Necran Hıristiyan bilginlerinden ikisini; Seyyid (Eyhem)'le Akîb'i İslâmiyet'e davet etti.  Onlara, "Müslüman olunuz!" buyurdu.
Onlar, "Biz eskiden beri Müslümanız!" dediler.


Peygamberimiz Aleyhisselam, "Siz yalan söylüyorsunuz! İsterseniz, Müslüman olmanıza engel olan şeyleri size haber vereyim!" buyurdu.
Onlar, "Haydi getir, bildir bakalım onları!" dediler.


Peygamberimiz Aleyhisselam, "Sizin Allah'a oğul isnad etmeniz, haça tapmanız, domuz eti yemeniz, içki içmeniz sizi İslâmiyet'ten men etmiş ve ediyor!" buyurdu. 
Necranlı Hıristiyan bilginleri sözü uzatıyorlar, çoğaltıyorlar ve İsa Aleyhisselam hakkındaki inançlarını savunmaya çalışıyorlardı: "O, Allah'tır!" diyorlar ve şöyle söylüyorlardı: "Çünkü o ölüyü diriltirdi, hastaları iyileştirirdi, gaybdan haber verirdi, çamurdan yaptığı kuş heykelini üfleyip canlandırırdı. O, Allah'ın oğludur. Çünkü onun bilinen bir babası olmamıştır. O beşikte konuşmuştur! Bunu kendisinden önce hiç kimse yapamamıştır! O, üçün üçüncüsüdür! Çünkü Allah, 'Yaptık, emrettik, yarattık, hükmettik!' diyor. Eğer Allah bir olsaydı, 'Yaptım, hükmettim, yarattım' derdi. O halde, Allah üçtür; Allah, İsa ve Meryem'den ibarettir!" diyorlardı.  Ebu Harise, "Ya Muhammedi İsa hakkında sen ne dersin" diye sordu.


Peygamberimiz Aleyhisselam, "O, Allah'ın kulu ve resûlüdür!" buyurdu.
E bu Harise, "Ey Ebu'l-Kâsım! Yüce Allah, senin dediğin gibi demiyor, şöyle şöyle diyor!" dedi. Temsilcilerin en üstünü olan kişi de, "Sen ona ne için 'kuldur' diyerek hakaret ediyorsun!" dedi.
Peygamberimiz Aleyhisselam, "Evet! O, Allah'ın kuludur! Meryem'e ilkâ ettiği kelimesidir!" buyurdu.
Necran temsilcileri kızdılar, "Biz senin dediğini kabul etmeyiz! O, Allah'tır! Öyle değilse, haydi söyle, onun babası kimdir" dediler. Peygamberimiz Aleyhisselam, onlara, "Siz, sıfatları babasının sıfatlarına benzemeyen bir oğul olamayacağını biliyorsunuz değil mi" diye sordu. "Evet!" dediler.


Peygamberimiz Aleyhisselam, "Sizler, Rabbimizin hiç ölmeyen, diri, İsa'nın ise fani olduğunu biliyorsunuz değil mi" diye sordu.
Hıristiyan temsilcileri, "Evet!" dediler.
Peygamberimiz Aleyhisselam, onlara, "Sizler, Rabbimizin kendi Zâtıyla kâim olduğunu ve her şeyi koruduğunu, rızıklandırdığını biliyorsunuz değil mi" diye sordu.
Hıristiyan temsilcileri, "Evet!" dediler.
Peygamberimiz Aleyhisselam, onlara: "İsa bunlardan herhangi bir şeye malik bulunuyor mudur" diye sordu.
Hıristiyan temsilcileri, "Hayır!" dediler.
Peygamberimiz Aleyhisselam, onlara, "Hiç şüphe yok ki, İsa'ya ana rahminde dilediği gibi suret veren Rabbimiz Allah'tır. Yemeyen, içmeyen Rabbimiz Allah'tır! Sizler İsa'ya annesi (Meryem)'in herhangi bir kadının hamile kaldığı gibi hamile kaldığını, sonra onu herhangi bir kadının çocuğunu doğurduğu gibi doğurduğunu, sonra onun bir çocuğun emzirilmesi gibi emzirilip beslendiğini, sonra yiyip içtiğini biliyorsunuz değil mi" diye sordu.
Hıristiyan temsilciler, "Evet!" dediler.
Bunun üzerine, Peygamberimiz Aleyhisselam, onlara, "Hal böyle olduğuna göre, iddia ettiğiniz gibi İsa nasıl Allah veya Allah'ın oğlu olabilir!" buyurunca, Necran Hıristiyan temsilcileri susakaldılar.  
(devam edecek)