PEYGAMBER EFENDİMİZİN, EHL-İ BEYT’İN, İMAMLARIN, SALİHLERİN NAMAZI 2

Dünden devam eden

 “Sabır ve namaz ile Allah’tan yardım isteyin. Şüphesiz o (sabır ve namaz), Allah’a saygıdan kalbi ürperenler dışında herkese zor ve ağır gelen bir görevdir.” (Bakara: /2/45) Âyette geçen sabırdan maksadın oruç olduğu söylenmiştir.

PEYGAMBER EFENDİMİZİN, EHL-İ BEYT’İN, İMAMLARIN, SALİHLERİN NAMAZI 2
Mimar Gökhan Demir

PEYGAMBER EFENDİMİZİN, EHL-İ BEYT’İN, İMAMLARIN, SALİHLERİN NAMAZI 2

  Oruç ve namaz, imanı takviye eder, nefsin kibrini kırar, tembelliği ve uyuşukluğu giderir, zor işler karşısında insanı güçlü kılar. Taberânî’nin rivâyetine göre, Resûlullah (s.a.) zor bir işle karşılaşınca hemen namaz kılardı. “Ailene namazı emret; kendin de ona sabırla devam et. Senden rızık istemiyoruz; (aksine) Biz seni rızıklandırıyoruz. Güzel sonuç, takvâ iledir.” (Taha: 20/132.) 

 İmam Rıza buyurdu ki: “Resûlullah (s.a.a.), bu âyet nâzil olduktan sonra dokuz ay boyunca her gün beş defa namaz vakitlerinde Ali ve Fâtıma’nın (a.s.) kapısına gelerek şöyle buyurdu: ‘Namaza! Allah size rahmet etsin!’ Allah-ü Teâlâ, peygamberlerin evlatlarından hiç kimseye, bize ikram ettiği derecede ikram etmemiştir, peygamber ailelerinden sadece bizi has kılmıştır.” (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Rıza, s.416.)

  “Evlerinizde oturun, eski cahiliye âdetinde olduğu gibi açılıp saçılmayın. Namazı kılın, zekâtı verin, Allah’a ve Resûlüne itaat edin. Ey Ehl-i Beyt! Allah sizden, sadece günahı gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor.” (Ahzab: 33/33.)  

  “(Bu kandil) birtakım evlerdedir ki, Allah (o evlerin) yücelmesine ve içlerinde isminin anılmasına izin vermiştir. Orada sabah akşam O’nu (öyle kimseler) tesbih eder ki; onlar, ne ticaret ne de alışverişin kendilerini Allah’ı anmaktan, namaz kılmaktan ve zekât vermekten alıkoyamadığı insanlardır. Onlar, kalplerin ve gözlerin allak bullak olduğu bir günden korkarlar.” (Nûr: 24/ 36,37.) 

  Kur’an-ı Kerim’in bazı âyetlerinde, içinde sabah-akşam Allah’ın tesbih edildiği evlerin yükseltilmesine izin verildiği belirtilmiş ve şöyle buyurulmuştur: “(Bu kandil) birtakım evlerdedir ki, Allah (o evlerin) yücelmesine ve içlerinde isminin anılmasına izin vermiştir. Orada sabah akşam O’nu (öyle kimseler) tesbih eder ki; kendilerini ne ticaretin, ne de alışverişin Allah’ı anmaktan, namaz kılmaktan, zekât vermekten alıkoymadığı insanlardır. (Onlar), yüreklerin ve gözlerin (dehşetten) ters döneceği günden korkarlar.” Kesinlikle âyette geçen “buyût/evler”den maksat, camiler değildir; çünkü Kur’an-ı Kerim’de evler, camiler karşısında yer almıştır. “Mescidu’l-Haram”ın “Beytullahi’l-Haram”dan farklı oluşu, bunun en açık delilidir. Rivâyetlere göre, “evler”den maksat, peygamberlerin evleri, özellikle Hz. Resûl-i Ekrem’in (s.a.v.) ve O’nun tertemiz Ehl-i Beyt’inin (a.s.) evleridir.

  Suyûti, Ebubekir’den şöyle nakleder: “Hz. Resûlullah’a (s.a.v.) bu âyet nâzil olunca, hepimiz mesciddeydik. Adamın biri kalkarak, ‘O evler kimlerindir?’ diye sordu. O Hazret, ‘Onlar peygamberlerin evleridir’ buyurdu. Bunun üzerine ben kalkarak, ‘Acaba Ali ve Zehrâ’nın evleri de bu evlerden midir?’ diye sordum. Hz. Resûl-i Ekrem (s.a.v.) soruma, ‘Evet; onların en üstünüdür’ cevabını verdi.” (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Ca’fer, s.860; ed-Durru’l-Mensûr, c. 5, s. 203.)

  Hz. Ali, Resûlullah (s.a.a.) Efendimiz’den sonra ilk namaz kılan insandır. Enes (r.a.)’dan: “Peygamber (s.a.a.) pazartesi günü peygamber olarak gönderildi, Ali salı günü namaz kıldı.” (Tirmizî 3728; İsm. b. Mûsâ an Ali b. Mûsâ an Ali b. Âbis an Müslim, el-Melâî an Enes senedi ile tahrîc etti)

  Ali (r.a.)’dan: “Ben Allah’ın kuluyum. Allah Resûlü (s.a.a.)’in kardeşiyim. Ben Sıddîk-i Ekber’im. Kim benden sonra bunu iddia ederse yalancıdır. Ben Allah Resûlü (s.a.a.) ile namazı, halktan yedi sene önce kıldım.” (İbn Mâce 120; Muh. b. İsm. an Ubeydillah ani’l-Alâ’ b. Sâlih ani’l-Minhâl an Abbâd b. Abdillah an Ali senedi ile tahrîc etti. Sindî, Zevâid’inde şu bilgiyi vermektedir: “Bunun isnâdı sahîhtir. Râvileri güvenilir kimselerdir.) 

  Habbetü’l-Arami’den rivayetle: Hz. Ali  şöyle buyurdu: “Allah’ım! Şimdiye kadar, Peygamberinden başka benden önce Sana bu ümmetten ibadet eden hiçbir kimseyi tanımıyorum.” (Sözünü üç defa tekrarladı). “Peygamberliğin gelmesinden sonra üzerimden üç vakit geçti yedinci vakitte ben de kılmaya başladım.” (Müsned-i Ahmed b. Hanbel Habbet-ül Arami’den; Heysemi Mecma’u-Zevaid, 9/102.)

 

Devam edecek