Oruçlu iken âzâlarını koru.....

İmam Gazali Hazretleri şöyle buyurdu:

<Oruçlu iken âzâlarını koru.....



"Oruç üç derecedir:

- Avam'ın orucu

- Havassın orucu

- Hass'ul-Havass'ın orucu.

Avamın orucu:

Bu oruç, mide ve tenâsül uzvunu şehvetlerden sakındırmaktır. Yani yemek, içmek ve cinsî münasebette bulunmaktan sakınmaktır.

Havass orucu:

Kulak, göz, dil, el, ayak ve sâir âzaları günahlardan uzak tutmaktan ibarettir.

Hass'ul-Havass'ın orucu:

Kalbi, dünyevî düşüncelerden tamamen arındırıp Allah'tan başka her şeyi kalpten uzaklaştırmaktır. Böyle bir oruç Allah'tan ve kıyâmet gününden başka bir şeyi düşünmekle bozulur. Din için düşünmezse dünyayı düşünmek de bu orucu bozar. Fakat din için istenilen dünya, âhiretin azığı olduğu için dünyalıktan çıkar ve böylece bu orucun bozulmasına vesile teşkil etmez. Hattâ kalp ehli, akşam iftarda yiyeceği ve içeceği şeyleri düşünmek suretiyle fikir yürüten kimsenin hatada olduğunu kaydetmişlerdir. Çünkü bu Allah'ın fazlına güvensizlik, Allah tarafından vaad edilen rızka tam inanmamak demektir. Bu mertebe, peygamberlerin, sıddîk ve mukarriblerin mertebesidir.

Bu mertebenin sözle anlatılması mümkün değildir. Bunun tahkiki sadece amelî yönden mümkündür. Çünkü bu, himmetin bütünüyle Allah'a yöneltilmesi ve Allah'tan başka her şeyi bir tarafa itmek demektir.

Bu durum şu ayet ile ne güzel ifade edilmiştir:

"Allah de! Sonra onları bırak, daldıkları dedikodularında oynayadursunlar." (En'am/91).

Havass'ın orucu ise, sâlihlerin orucudur. Bu orucun keyfiyeti, âzâları günahtan korumakla beraber tamam olur.

- Gözü korumak:

Gözü, çirkin ve istenilmeyen şeylerden korumak, kalbi meşgul eden ve Allah'ın zikrinden alıkoyan şeylere bakmamaktır.

Hz. Peygamber (s.a.a.) şöyle buyurmuştur:

'Haram bakış, İblis'in zehirli oklarından bir oktur. Kim Allah'tan korkarak onu terk ederse, Allah Teâlâ o kuluna tadı kalbinde beliren bir iman ihsan eder.' (Hâkim, Huzeyfe'den sahih bir senedle).

Câbir, Enes'den, o da Resûlullah'tan (s.a.a.), şu hadîsi rivayet etmektedir:

'Beş şey vardır ki, oruçlunun orucunu bozar: Yalan, gıybet, nemime (kovuculuk), yalan yere yemin etmek, şehvet ile bakmak.' (el-Ezdî, Enes'den)."