Oruç, aç kalmaktan ibaret değildir

Ramazan dışında şehvetlere dalarak gündüz yenen iki öğün yemeği iftar zamanında bir arada yemekten ve bütün gün kendisini aç bırakmaktan ne fayda temin edilebilir

<Oruç, aç kalmaktan ibaret değildir

İmam Gazali Hazretleri şöyle buyurdu: "Soru: Bir kimse, karnının ve tenâsül uzvunun şehvetlerini men edip bu manalara riayet etmese dahi fakihlerin fetvasına göre orucu sahihtir. Bu hükme ne dersiniz?

Cevap: Zahire göre hüküm veren fakihler, bâtıni şartlar hakkında ileri sürdüğümüz delillerden zayıf delillere dayanacak zahir şartları tespit etmektedirler. Hele gıybet ve benzeri gibi manevi ve bâtıni şartlar karşısında onların delilleri çok zayıf kalır. Fakat zahire göre hüküm veren fakihler, ancak dünyaya sarılmış ve gaflete dalmış, halk ve avam tabakasına kolay gelen tekliflere bakarlar. Onları bunun ötesi pek ilgilendirmez. Bakışları tamamen ahiret âlemine yönelen âlimlere gelince, onlar orucun sahih olmasından, Allah nezdinde kabul edilmesini kastetmektedirler. Oruçtan; Allah'ın sâmediyyet ahlâkıyla ahlaklanmayı anlamaktadırlar.

Mümkün olduğu kadar şehvetlerden kaçınıp meleklere uymayı kastediyorlar.

Çünkü melekler şehvetlerden uzaktır. Aklın nuruyla şehvetlerini kırmaya kudretli olan bir insanın rütbesi, bu ruhtan mahrum olan hayvanın rütbesinden üstündür. Fakat şehvetlere maruz kaldığından, şehvetlerle mücadele etmek mecburiyetinde bulunduklarından, rütbeleri meleklerin rütbesinden aşağıdır.

Bu bakımdan şehvete daldıkça esfel-i safilîn'e doğru yuvarlanıp gider. Sonunda hayvanlardan daha aşağı bir duruma düşer. Şehvetleri kırdıkça a'lâ-i illiyyîn'e (yücelerin yücesine) yükseliş sonunda meleklerin ufuğuna varır. Melekler ise, manen Allah'a yakın kullardır. Onlara uyan ve onların ahlâkıyla ahlaklanan da onlar gibi, Allah'a yakınlaşmaktadır. Çünkü yakın olana (meleklere) yakınlaşan, hedefe (Allah'a) da yakınlaşmış demektir. Buradaki yakınlaşma, mekân bakımından değil, sıfat bakımındandır. Mademki, kalp erbabı ve akıl erbabı nezdinde orucun sır ve hikmeti budur, o halde şehvetlere dalarak gündüz yenen iki öğün yemeği iftar zamanında bir arada yemekten ve bütün gün kendisini aç bırakmaktan ne fayda temin edilebilir? Eğer bu hareket, herhangi bir fayda temin etmiş olsaydı, o zaman Hz. Peygamber'in 'Nice oruçlular vardır ki, oruçlarından sadece açlık ve susuzluk elde ederler' sözünün manası ne olurdu?"