MÜNAFIKLAR CEHENNEM’İN EN ALT KATINDADIRLAR.....

     Prof. Dr. Haydar Baş, “Dua ve Zikir” eserinde Münafıklar hakkında şu bilgileri veriyor: “Peygamberimiz buyuruyor ki:Münâfığın alâmeti üçtür: Konuştuğu zaman yalan konuşur, vaadettiği zaman sözünü yerine getirmez, kendisine bir şey emanet edildiği zaman emânete hiyanet eder.”

MÜNAFIKLAR CEHENNEM’İN EN ALT KATINDADIRLAR.....
Mimar Gökhan Demir

MÜNAFIKLAR CEHENNEM’İN EN ALT KATINDADIRLAR.....

  Müslim’in rivâyetinde şu cümle de eklenmiştir: “O kimse oruç tutsa, namaz kılsa ve Müslüman olduğunu öne sürse dahi münâfıktır.” (Nevevî, Riyâzü’s-Sâlihîn, Buharî ve Müslim’den)

  Bir kimse bir özür bulunmaksızın cuma namazını üç kere terk ederse münafıklardan yazılır. (Ömer Nasuhi Bilmen, 500 Hadis-i Şerif Tercümesi ve İzahı; İmam Menâvî, el-Künüzü’l- Hakâyık; İbn Mace) İbnü›l-Müseyyeb’den (radiyallahu anh) (mürsel olarak); “Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve âlihi) buyurdu: Bizimle münafıklar arasındaki fark yatsı ve sabah namazlarında görülür. Çünkü onlar bu iki vakte gelemezler.” Ya da benzeri bir rivâyet. (Mâlik, Salâtul-Cemâat 5, s. 130; an Abdirrahmân bin Harmale an Saîd bin el-Müseyyeb senediyle mürsel olarak tahrîc etti Suyûtî’nin Cemu’l-Cevâmî’sine göre bunu eş-Şâfiî ve Beyhakî,Sünen’inde; Abdurrahmân b. Harmele’den mürsel olarak tahrîc etmişlerdir)

 Ümmü Seleme’den (radiyallahu anhâ); “Peygamber Efendimiz buyuruyor ki: Ali’yi hiçbir münafık sevmez, hiçbir mü’min de Ali’den nefret etmez.” (Tirmizî, 3717; Vâsıl b. Abdila’lâ an Muh. b. Fudayl an Abdillah b. Abdirrahmân Ebî’n-Nadr ani’l Müsâvir el-Humyerî an ümmihî an Ümmü Seleme senedi ile tahrîc etti)

 “Peygamber Efendimiz buyuruyor ki: Münafıkların kendilerini ele verecek alametleri vardır: Selâmları lânettir. Yemekleri gasp ve yağmadır. Ganimetleri hile ve tuzaktır. Mescidlere ancak öğle vaktinde gelirler. Namaza ancak üşene üşene gelirler. Kibirlidirler, ne sever, ne de sevilirler. Gece odun gibi sessiz, gündüz gürültücüdürler.” (Bezzâr, Ahmed, II, 293;)

 Ebu’l-Meğra el-Hassaf, merfû olarak rivâyet eder; “Emirü’l-Mü’minîn Ali (aleyhisselâm) şöyle buyurdu. Kim Allah Azze ve Celle’yi sırrında, (kimsenin olmadığı yerde, ferdi olarak) zikrederse, O’nu çok zikretmiş olur. Münafıklar Allah’ı açıktan zikrederlerdi ama gizlice zikretmezlerdi.Bu yüzden Allah Azze Celle şu ayeti indirdi: ‘Şüphesiz münafıklar Allah’a oyun etmeye kalkışıyorlar; hâlbuki, Allah onların oyunlarını başlarına çevirmektedir. Onlar namaza kalktıkları zaman üşenerek kalkarlar, insanlara gösteriş yaparlar,Allah’ı da pek az hatıra getirirler (pek az zikrederler).’” (Nisâ: 142 /Ebû Ca’fer Muhammed b. Ya’kub b. İshak el-Kuleynî, Usûl-i Kâfî, c. 2, s. 799. an Ahmed b. Muhammed b. Hâlid an İsmail b. Mihran an Seyfi b. Amire an Süleyman b. Amr an ebu’l Meğra el-Hassaf senedi ile tahric etti )

  Âyette, “Onlar namaz kılmaz”, “zikretmezler” diye geçmiyor. “Allah’ı az zikrederler” diye geçiyor. Namaza kalkarken sanki boyunlarında yük vardır, zoraki kalkarlar. Özetle, münafık görüldüğünde iman ehli zannedilir ama değildir. Allah’ın, dikkat çektiği husus da budur. Kalbin nifaktan kurtulması için, zikrullah ile cilalanması gerekir. Allah’ın muhabbetinin o kalbe gelmesi, konması gerekir. Peygamber Efendimiz;“Hiç şüphe yok ki, şu kalpler paslanır.Ve yine hiç şüphe yok ki, onların cilası Kur’ân okumak, ölümü hatırlamak ve zikir meclislerinde bulunmaktır” (Abdulkadir Geylani, Fethu’r-Rabbanî vel Feyzu’r-Rahmânî, s. 179.) buyurdu.

  Zikrullah kalpten nifakın temizlenmesine vesile olur. Zikir kalbe konulmazsa, o zaman kalp nefsi arzuların yeri olur. Kalpten nifak temizlenmezse, münafığın varacağı yer Cenâb-ı Hakk’ın beyânıyla Cehennemdir; “Şüphe yok ki münafıklar Cehennem’in en alt katındadırlar. Artık onlara asla bir yardımcı bulamazsın.” (Nisa: 145)

  Bu durumda, kullukta yapılması gereken ne ise, kendi istek ve arzumuza göre değil Cenâb-ı Hakk’ın beyânına göre yapmaya, kul olmaya gayret göstermek lazımdır. Nifaktan, münafıklık hastalığından kurtulmak için Peygamber Efendimiz, zikir ilacını tavsiye etmiştir. Davud b. Sirhan rivâyet eder: “Ebu Abdullah (Ca’fer es-Sâdık aleyhisselâm) şöyle buyurdu:

 Resûlullah (s.a.a.) şöyle buyurmuştur: Kim Allah Azze ve Celle’yi çok zikrederse, Allah onu sever. Kim Allah’ı çok zikrederse, onun için iki berat (kurtuluş) yazılır; ateşten berat ve nifaktan berat.” (Ebû Ca’fer Muhammed b. Ya’kub b. İshak el-Kuleynî, Usûl-i Kâfî, c. 2, s. 797,)

  Enes’den (radiyallahu anh); “Peygamber Efendimiz buyuruyor ki: Kim Bana bir kez salâtü selâm getirirse Allah ona on salât eder, kim Bana on kez salât getirirse Allah ona yüz salât eder. Kim Bana yüz salât ü selâm getirirse, Allah onun iki gözü arasına ateşten ve nifaktan beraat ettiğini yazar. Kıyâmet Günü’nde ise onu şehitlerle beraber kılar.” (Taberânî, el-Mu’cemu’l-Evsat ve’s-Sağir’de Heysemî, Mecma’ X, 163)

 Abdullah b. Sinan rivâyet eder: “Ebu Abdullah (Ca’fer es-Sâdık aleyhisselâm) şöyle dediğini duydum: Resûlullah (s.a.a.) buyurmuştur ki: Bana salât getirirken sesinizi yükseltin çünkü Bana salât getirmek nifakı ortadan kaldırır.” (Ebû Ca’fer Muhammed b. Ya’kub b. İshak el-Kuleynî, Usûl-i Kâfî, c. 2, s. 799. an Ahmed b. Muhammed b. Hâlid an İsmail b. Mihran an Seyfi b. Amire an Süleyman b. Amr an ebu’l Meğra el-Hassaf senedi ile tahric etti)

 Nifaktan münafıklık hastalığından kurtulmanın çaresini, ilacını Peygamber Efendimiz Allah’ı zikir olarak tarif ettikten sonra, münafıklık hastalığından kurtulmak isteyene Allah’ı çokça zikretmekten başka tedavi yoktur.