İSLÂM’IN İLK DÖNEMLERİNDEKİ İTİRAZLAR IV.....

Dünden devam eden…                                          

    Müşrikler, Allah'ı kabullenmekle beraber bu inançlarında samimi değildiler. Allah'a şirk koşar ve putları ilahlaştırırlardı. Kur'an onların bu yaptıklarını kınıyor ve onlara şöyle hitap ediyor:

İSLÂM’IN İLK DÖNEMLERİNDEKİ İTİRAZLAR IV.....
Mimar Gökhan Demir

İSLÂM’IN İLK DÖNEMLERİNDEKİ İTİRAZLAR IV.....

"İnsanın başına bir sıkıntı gelince Rabbine yönelerek O'na yalvarır. Sonra Allah ona kendinden bir nimet verince, önceden yalvarmış olduğunu unutur. Allah'ın yolundan saptırmak için O'na eşler koşar. (Ey Muhammed!) De ki: küfrünle biraz eğlenedur; çünkü sen, muhakkak cehennem ehlindensin.” (Zümer: 8)

"Müşriklerin yalvarmakta oldukları (putlar) kendilerine hiçbir şey yapamazlar. (Onların o putlar karşısındaki durumu) iki avcunu suya uzatıp (ayakta durarak suya eğilmeden) suyun ağzına erişmesini isteyen kimse gibidir. Halbuki su ağzına erişmez. Kâfirlerin duası ancak bir çıkmazdır.” (Rad: 14)

"İyi bilin ki göklerde ve yerde ne varsa yalnız Allah'ındır. (O halde) Allah'tan başka ortaklara tapanlar neyin ardına düşüyorlar! Doğrusu onlar, zandan başka bir şeyin ardına düşmüyorlar ve onlar sadece yalan söylüyorlar.” (Yunus: 66)

"Ey insanlar! Size bir misal verildi; şimdi onu dinleyin: Allah'ı bırakıp da yalvardıklarınız (taptıklarınız) bunun için bir araya gelseler bile bir sineği dahi yaratamazlar. Sinek onlardan bir şey kapsa bunu ondan geri de alamazlar. İsteyen de aciz, kendinden istenen de!” (Hac: 73)

"Allah, geceyi gündüzün içine sokar, gündüzü de gecenin içine sokar; güneş ve ayı emri altına almıştır. Her biri belirtilmiş bir süreye kadar akıp gider. İşte (bütün bunları yapan) Rabbiniz Allah'tır. Mülk O'nundur. O'nu bırakıp da kendilerine taptıklarınız ise, bir çekirdek kabuğuna bile sahip değillerdir."

"Eğer onları (putları) çağırırsanız, sizin çağırmanızı işitmezler. Faraza işitseler bile, size cevap veremezler. Kıyamet günü de sizin ortak koşmanızı reddederler. (Bu gerçeği) sana, her şeyden haberi olan (Allah) gibi hiç kimse haber veremez." (Fâtır: 13-14)

"Allah'tan başka kendilerine ne zarar, ne fayda vermeyen şeylere tapıyorlar. Ve: "Bunlar Allah indinde bizim şefaatçilerimiz" diyorlar. De ki: Siz Allah'a göklerde ve yerde bilmediği bir şeyi mi haber vereceksiniz? Haşa O, onların ortak koştukları şeylerden münezzeh, Subhan ve çok yücedir." (Yunus: 18)

Müşrikler sırf zanla ve vehimle hareket ettiklerinden, cansız olan putlara "şefaat etme" vasfı ve görevi yakıştırıyorlardı. Allah'ın yarattığı ve fakat hayat vermediği cansız varlıklara da yine hayal ve vehimleriyle türlü ilâhî sıfatlar ilave ediyorlardı. Müşriklerin bu şekilde ne kadar anlamsız bir inanca ve ne büyük bir sapıklığa düştüklerini bu âyet-i kerimelerden anlıyoruz.

Kur'ân-ı Kerîm sıhhatli bir tevhidi, gerçek Allah inancını ayetleriyle çarpıcı bir şekilde ortaya koyarken, onların bu iflas etmiş mantık ve inançlarını ise şöyle eleştiriyor:

"De ki: Allah'a ortaklık atfettiğiniz şeyleri bana gösterin. Hayır muhakkak aziz ve hakim olan O Allah her şeyi hikmetle idare edendir." (Sebe: 27)

"Alemlere uyarıcı olsun diye kulu Muhammed'e Furkan'ı indiren, göklerin ve yerin hükümranlığı kendisine ait olan, hiç çocuk edinmeyen, mülkünde ortağı bulunmayan, her şeyi yaratıp ona bir nizam veren ve mukadderatını tayin eden Allah, yüceler yücesidir."

"(Kâfırler) O'nu (Allah'ı) bırakıp, hiçbir şey yaratamayan, bilakis kendileri yaratılmış olan, kendilerine bile ne zarar ne de fayda verebilen, öldürmeye, hayat vermeye ve ölüleri yeniden diriltip kabirden çıkarmaya güçleri yetmeyen tanrılar edindiler." (Furkân: 1-3)

 

Allah (cc) İnancını Özetleyen İhlâs Suresi

Ebu'l-Âliyye tarikiyle, Ubeyy b. Ka'b'dan ve Şâbi yoluyla Câbir'den şöyle rivayet edilmiştir. Müşrikler: "Rabbinin nesebini bize açıkla" dediler. İkrime'den bir rivayete göre de: Müşrikler Allah'ın elçisine, Rabbinden bize haber ver, Rabbinin ne olduğunu ve neden yaratılmış olduğunu bize tarif et" dediler.

Bunun üzerine İhlas Sûresi nazil oldu. (Elmalı M. Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'ân Dili, c. X, s. 58)

"De ki: Allah birdir, O Samed’dir. (Hiçbir şeye muhtaç değildir. Her şey O'na muhtaç ve varlığını O'na borçludur.) Doğurmamış ve doğurulmamıştır. Ve O'nun hiçbir dengi yoktur." (İhlas Suresi)

Devam edecek