İSLAM HAKK’TIR

      ''Hakk; Hakikat, gerçek, değişmez, ezeli ve ebedi düsturlar manzumesi demektir. Zaman ve mekanın değişmesiyle herhangi bir değişikliğe uğramaz.” (Bkz. Rûgıb el-Isfahani, el-Müfredat, hak maddesi).

İSLAM HAKK’TIR
Mimar Gökhan Demir

İSLAM HAKK’TIR

"... Allah'ın kanununda asla bir değişiklik bulamazsın." (Ahzab: 62; Fetih: 23.)

Zaman ve mekânla değişen eşya ve olaylar, kabuk mesabesindeki vasıtalar ve detaylardır. Öz, mana, fıtrat değişmez. O halde fıtratı esas alan ve insan fıtratına hitap eden İslam elbette ki değişmeyecektir.

"... Allah'ın kanununda asla bir değişme bulamazsın Allah'ın kanununda kesinlikle bir sapma da bulamazsın." (Fatır: 43)

Keza, ilm-i ezeli ve ebedisiyle, sanat ve kudretiyle, Lâtif ve Habîr sıfatlarıyla Cenâb-ı Hakk'ın ezeli ve ebedi eseri olan İslam elbette ki zaman ve mekân kayıtlarına bağlı olarak değişmeyecektir.

Bunun pratik anlamı ise şudur: İslam'ın bir kısmı, hatta bir ayeti bile değiştirilemez. Değil bir ayet, Kur'an'ın bir kelimesine itiraz etmek veya inanmamak küfrü gerektirir:

"... Yoksa siz kitabın bir kısmına inanıp bir kısmını inkar mı ediyorsunuz? Sizden öyle davrananların cezası dünyada ancak rüsvaylık; kıyamet gününde ise, en şiddetli azaba itilmektir. Allah sizin yapmakta olduğunuzdan asla gâfil değildir.” (Bakara: 85).

Cenâb-ı Hakk'ın ism-i şeriflerinden biri de "Hakk"tır.

Allah (c.c), ‘Hakk' olduğuna göre bu isminin tecellisi gereği, O'nun dini olan İslam da haktır ve hakikattir.

İslam'ın Kaynağı Vahiy'dir

Vahiy kelimesi sözlükte, gizli konuşmak, ilham etmek, emretmek, ima ve işaret etmek, fısıldamak, seslenmek gibi birçok manaya gelir. (Lisânu'1-Arab, c: XV, s:379-382)

Istılahi olarak vahiy: Allah Teâlâ'nın emir ve yasaklarını Peygamberlerine; rüya, ilham, kitap ve melek gibi vasıtalarla bildirmesidir. Bu tanımdan anlaşılmaktadır ki; dinin kaynağı vahiydir, akıl değildir.

Bununla birlikte akıl gerçek hüviyetini İslam'da bulmuştur. İslam, akla büyük önem vermiş, onu fazilet ve terakkinin temeli, hakikati bulmanın vasıflarından biri ve mükellefiyetin sebebi saymıştır. Ancak aklın 'selîm' vasfına kavuşup, akl-ı selim olması, vahyi kaynak kabul edip onun ışığını almasıyla mümkündür. İslam, akl-ı selime büyük önem vermekle beraber, rehbersiz mücerret akılcılığı da reddetmiştir.

Bilindiği üzere İslam'da bilginin vasıtaları; sadık haber, akl-ı selim ve hiss-i selim (beş duyu) olmak üzere üçtür. Sadık haber, vahyi esas alır; aklın ve beş duyunun önderi ve rehberidir. Bu yönüyle sadık haber hidayette kalmanın gereği ve teminatıdır.

Dinin kaynağının vahiy olması, onu vaz'edenin Allah olduğunu ifade eder. İslam'ı vaz'eden Allah'tır. Resûl-i Ekrem (sav) ise Cenâb-ı Hakk'ın emir ve talimatıyla İslam'ı tebliğ etmiştir:

"Sana emrolunanı açıkça söyle ve ortak koşanlardan yüz çevir." (Hicr: 94)

"Ey Resûlüm, doğrusu sen, her sevdiğine hidayet veremezsin! Fakat Allah, dilediği kimseye hidayet verir ve hidayete kavuşacak olanları, O, daha iyi bilir." (Kasas: 56).

"O (Kutlu Elçi Hz. Muhammed), arzusuna göre konuşmaz. O'nun (bildirdikleri) kendisine vahyolunandan başkası değildir. " (Necm: 34).

 

Kaynak eser: DİN TAHRİPÇİLERİNE KUR'AN-I KERİM'İN CEVABI PROF.DR.HAYDAR BAŞ