İnsan, bilgi kıtlığında yolunu sapıtır.....

Bir kalp ki hem Hakk’ı, hem de halkı sever; o sıhhat bulamaz. Bir kalp ki, içinde hem dünya sevgisini hem de âhiret sevgisini tutmak ister, o da sağlık bulamaz

<İnsan, bilgi kıtlığında yolunu sapıtır.....

TÜRK-AZ HABER / DİNİ

Bir kalp ki hem Hakk'ı, hem de halkı sever; o sıhhat bulamaz. Bir kalp ki, içinde hem dünya sevgisini hem de âhiret sevgisini tutmak ister, o da sağlık bulamaz.

Kalp, Hak sevgisi ile dolar, dış yüzünü halka yöneltirse, o olur. Halkın iyiliğini düşünerek merhamet için kalbin onlara yönelmesi, ülfet etmesi olabilir, caizdir.

İnsan, bilgi kıtlığında yolunu sapıtır. Allah'ı bilmeyen ve O'na cahil olan, nifak yoluna sapar, gösteriş yapar. İlim sahibi bunları yapmaz. Ahmak olan Allah'a isyan eder; aklı başında olan Hakk'a tâat kılar.

Dünyayı toplamak için hırsa kapılan, gösteriş yapar. İçinde olanın gayrini gösterir. Hırsa kapılmayan, dünyalık emellerini kısan, onun yaptığını yapmaz; gösterişe kapılmaz. İçinde ne varsa onu gösterir.

İman sahibi, farzları eda ederek Hakk'a yaklaşır ve nafile yoluna girerek kendini sevdirir.

Allah'ın öyle kulları vardır ki, önce farz ibadeti yaparlar, sonra, "Bu da bize farzdır. Çünkü o nafile ibadetleri yapmaya gücümüz var...

Sonuna kadar ibadetle uğraşmamız gerek, çünkü zamanımız bize onların yapılması gereğini bildirdi" derler.

Nafile diye bir şey bilmezler, hepsini yapmanın farz olduğunu bilip söylerler.

Allah'ın sevgili kullarını uyandırıcı vardır; hata anında uyandırır. Muallimleri vardır; bilmediklerini onlardan öğrenirler. İlim vasıtalarını Hak Teâlâ onlara öğretir.

Peygamber (s.a.v) Efendimiz şöyle buyurur: "İman sahibi bir dağ başında dahi olsa, Allah onun bilmediklerini öğretmek için, bir bilgin gönderir."

Sâlih kişilerin sözlerini ezber edip kendi sözün gibi halka yutturma. O söz ancak bir emanettir. Emanete hıyanet etme. Emanet mal saklı tutulmaz. Elinde malın varsa harca, emanet şeyi kendine mal etme.

Pamuk tarlanı elinle ek, elinle sula. Çalış, büyüt. Sonra bak, İplik yap, libas edip giy. Başkasının malı ile sevinme, gayrının libasını giyip böbürlenme. Sana ait olmayan bir sözün kendine ait olduğunu iddia edersen o büyük insanların gönlü kırılır, sana darılırlar.

Yaptığın bir iş yoksa sözün de yok sayılır. Her şey yapılan işle ölçülür. Allah, şöyle buyurur: "Yaptığınız işlere göre cennete giriniz." (Nahl, 32)

Hakk'a karşı marifet sahibi olmaya gayret ediniz. Marifet, Hak'la gizlilik âlemine geçmek sayılır.

Ayrıca O'nun kader, kudret ve ilim âlemine ermek demektir. Daha açık tâbirle, onun fiil tecellisi ve hükmü altında yokluğa geçmek sayılır.

Sözlerine dikkat et. Kalbinde olan diline gelir. Dil, kalbin tercümanıdır; Kalp ki, karışıktır, sarf edilen söz, bazen iyi olur, bazen de kötü.

Hiçbir şeyi değiştirmeye gücün yetmez. Ama işler elinde olmadan değişir. Kalbin sağ olmasına çabala. Kalbin karışık durumu geçerse, dil sağlam konuşur.

Kalp, şirk gidince iyileşir. Şirke düşünce de halka uyar. Şekli değişir. Güzelliği gider. Dürüst yol alamaz; ayağı tökezler. Konuşulan sözleri alır, kendininmiş gibi satar; yalan söyler. Kalpten konuşanların sözünü yalandan alır, kendininmiş gibi nefsini aldatır; sözünü yalan ederek konuşturur.

Büyüklerin bir kısmı, kalpten konuşur. Bir kısmı da iç âlemine dalarak konuşur. Bazı şaşkınlar ise, nefsine, şeytanına ve şahsî arzularına uyarak konuşur.

Allah'ım, bizi sana inananlardan eyle; münafık kılma." (Abdülkadir Geylani Hazretleri Fethu'r Rabbani eserinden)