İlminin gereğini yapmayan dünyalık âlimlerle oturmayınız’.....

Ey içi dışına uymayan münafık! Allah yeryüzünü senden temiz kılsın. İçinin bozukluğu yetmiyor mu? 

<İlminin gereğini yapmayan dünyalık âlimlerle oturmayınız’.....

"Ey içi dışına uymayan münafık! Allah yeryüzünü senden temiz kılsın. İçinin bozukluğu yetmiyor mu? Herhalde yetmiyor. İlim adamlarını, veli kulları ve iyileri kötülemek hevesindesin.
 
Onların manevî varlığına diş geçirmekle eline ne geçer? Sen ve senin yarenlerin yakında ölecek. Etlerinizi, kurtlar didecek. Dilinizi parçalayacak. Sinirlerinizi tahrip edecek. Kemiklerinizin bir yanından girip öbür yanından çıkacak.
 
Yer, sizi sıkacak. Zeminine çekecek. Bir aşağı, bir yukarı çevirecek. Allah'a karşı iyi düşünceye sahip olmayana felah yoktur. Salih kullar için yersiz düşünceyi kalbinde besleyen necata eremez. Onlara karşı engin gönül taşımayan, perişan olur.
 
Allah, bağlılığı ve çözülmeyi onlara verdi. Yâni: Velîlere. Sema onlar için yağmur yağdırır. Yer, bitkisini onlar için bitirir. Bütün halk onların manevî himayesine muhtaçtır. Onlar, birer birer dağlar gibidir. Âfetler, onları yerinden oynatamaz. Musibet, onlara tesir etmez. Allah'ı Tevhid ile bilirler. O'ndan razıdırlar. Bu hâlleri sarsılmaz. Hem kendilerine, hem de başkalarına, iyilik ederler.
 
Tevbe ediniz. Allah'tan hatalarınıza özür dileyiniz. O'nun manevî huzurunda daima dua edin; niyaza durun. Sizin yaptığınız işler nedir? Keşke bulunduğunuz garip hâli bir bilseydiniz.
 
Siz edebli olmalısınız. Sizden öncekiler öyleydi. Siz de, onlar gibi olunuz. Geçmiş büyüklere nisbetle siz mertlikten mahrumsunuz. Cesaretiniz yok. Erliğiniz ölmüş. Kahramanlığınız yok. Bahadırlığınız, nefsiniz emir verince geliyor.
 
Tabiî heva ve arzunuz, size bir emir verince hemen cesaretiniz toplanıyor. Böyle olmaz. Asıl kahramanlık hakkı yerine getirmektir. Hakkı sahibine teslim etmek, büyük kahramanlıktır. Bunu yapmaya bak.
 
Hakîm ve yüce bilgi sahiplerine kötü gözle bakmayınız. Onların sözü şifadır. Ağızlarından çıkan her kelime, bir vahy meyvesidir. Aranızda artık peygamber yoktur. Boşuna, uymak için peygamber aramayın. Peygambere gönülden bağlı bulunanlara uyarsanız, Peygamber'e (s.a.a.v) uymuş olursunuz. Onları görünce ellerine yapışın. Onlar peygamberler gibidirler.
 
Mütteki ve kötülüklerden çekinen bilgi sahipleri ile sohbete devam ediniz. Onların hoş sohbeti olur; ruhunuzu bereket kaplar.
 
Bilgisinin gereğini yapmayan dünyalık âlimlerle oturmayınız. Onların konuşmasında uğursuzluk vardır.
 
Takva ve bilgide senden ileri olanlarla yaptığın sohbet hoştur; huzur bulursun. Takvası olmayan, ayrıca bilgiden de mahrum yaşayanla oturup kalkman, sana felâket ve belâ getirir.
 
İşleri Allah için yap. Yaptığın işlerde Hakk'ın gayrini gözetme. Her şeyini O'na bırak. Başkasına bir çöp bile terk etme.
 
İşleri Allah'ın gayri için yapmak, küfür yoludur. Allah rızası için verilmeyen nesne, riyakârlıktır. Bu anlattıklarımızı yapmayan, sözlerimizi anlamayan, boş bir hevese kapılmıştır. Yakında ölüm gelir, bütün heveslerin kırılır; önce onları düzeltmeye koyul.
 
Yazık sana, Rabbin tarafına geç. Başkalarından kesil. Peygamber (s.a.a.v) Efendimiz: "Rabbinizle aranızda olan bağları devam ettiriniz, saadete erersiniz" buyurur.
 
Rabbinizle aranızda bulunan yolları ayıklayınız; huzur bulursunuz. Salih kulların kalbini kazanırsanız, rahata erersiniz." (Abdülkadir Geylani Hazretleri, Fethur'r Rabbani eserinden) H: Akın Aydın