HZ. PEYGAMBERİN NEZDİNDE EHL-İ BEYT II.....

Dünden devam eden                          

      Sünni Buhari’de şu rivayet vardır: “Resûlullah (s.a.v.) bir gün Hz. Ali (a.s.), Hz. Fâtıma (a.s.), Hz. Hasan (a.s.), Hz. Hüseyin (a.s.) ile oturduğu bir sırada buyurmuştur ki: “Allah’ım bunlar Benim Ehl-i Beyt’imdir. Allah’ım! Onlarla düşman olana düşman ol, onlarla dost olana dost ol!” (Buhari, Tarihu’l-Kebir, c. 2,  s. 166-167 )

HZ. PEYGAMBERİN NEZDİNDE EHL-İ BEYT II.....
Mimar Gökhan Demir

HZ. PEYGAMBERİN NEZDİNDE EHL-İ BEYT II.....

    Sünni Tirmizi’nin Sünen’inde, Hz. Ali (a.s.) Resûlullah’tan şöyle buyurmuştur: Bir gün Hz. Peygamber (s.a.v.) ciğerimin köşeleri Hasan ile Hüseyin’in ellerinden tutarak şöyle buyurdu: “Beni, bu ikisini, bunların babalarını ve analarını seven, kıyamette Bana ait derecenin yakınında bizimle beraber yerleştirilecektir.” (Sünen-i Tirmizi, c. 2, s. 215)

        EHL-İ BEYT’TEN MAKSADIN  RESÛLULLAH’IN EŞLERİ DE OLDUĞU İDDİASI

    Resûlullah (s.a.v.)’in hadislerinde sabittir ki, Ehl-i Beyt; Hz. Fâ- tıma, Hz. Ali, Hz. Hasan, Hz. Hüseyin ve Resûlullah’tır (s.a.v.). Ancak farklı eserlerde, Ehl-i Beyt’in kapsamına Resûlullah (s.a.v.)’in eşleri ve hatta Hâşimoğulları’nın dahi dahil olduğu iddiaları vardır.

Tathir ayeti sadece Resûlullah (s.a.v.), Hz. Fâtıma (a.s.), Hz. Ali (a.s.), Hz. Hasan (a.s.), Hz. Hüseyin (a.s.) hakkında nâzil olduğu ile ilgili hadisleri daha önce vermiştik. Peygamberimizin (s.a.v.) hanımlarından, ayetin evinde nâzil olduğu Ümmü Seleme ve Hz. Aişe, Ehl-i Beyt denilince bu 5 kişi ile sınırlı olduğunu defalarca vurgulamışlardır.  

    Sünni İbn Kesir-i Şafii, Hz. Aişe ile ilgili şu rivayeti aktarır: İbn Hatim der ki: “Bana babam Avam ibn Havşeb’den nakletti ki, onun amcası şöyle demiş: Babamla beraber Hz. Aişe’nin yanına gittik. Ben O’na Hz. Ali (a.s.)’dan sual ettiğimde Hz. Aişe dedi ki: ‘Sen Bana insan- ların arasında Resûlullah (s.a.v.)’in en çok sevdiği birinden sual ediyorsun. O’nun nikahı altında Peygamberin (s.a.v.) kızı vardı ve O Peygamber (s.a.v.) insanların en sevgilisi idi. Ben Hz. Peygam- berin (s.a.v.) Ali’yi, Fâtıma’yı, Hasan ve Hüseyin’i çağırıp üzer- lerine elbisesini attığını, sonra ‘Allah’ım Benim evimin halkı işte bunlardır onların eksikliğini gider ve onları tertemiz kıl’ diye dua ettiğini gördüm.’ Hz. Aişe der ki: Ben Hz. Peygambere (s.a.v.) yaklaşıp, ‘Ey Al- lah’ın Resulü! Ben Senin evinin halkından değil miyim?’ dedim. Hz. Peygamber; ‘Sen bir kenara çekil çünkü Sen Benim için seçil- mişsin’ dedi.” (İbn Kesir, c.12, s. 6524)

    Ümmü Seleme ise farklı rivayetlerde, Tathir ayetinin kendi evinde indiğini ancak Resûlullah (s.a.v.)’in kendisini tıpkı Hz. Aişe’ye dediği gibi, örtünün altına almadığını belirtmiştir. Ebu Bâsir, İmam Sâdık (a.s.)’dan sahih bir hadisle şöyle nakletmektedir: İmam-ı Sâdık (a.s.) şöyle buyurmuştur: “(Allah, yalnız siz Ehl-i Beyt’ten…) ayeti indiği zaman Ali, eşi ve çocukları Ümmü Seleme’nin evinde idiler. Peygamber (s.a.v.) onları bir parçanın altına alarak arz etti: ‘Allah’ım! Her peygamberin nübüvvetinin terazisi olan seçkin zümreden özel yakınları vardır. Bu terazi Benim nübüvvetimin içinde bu seçkin Ehl-i Beyt’imin dışında hiç kimse değildir.’ Ümmü Seleme (a.s.) dedi ki: ‘Ey Allah’ın elçisi, yalnızca bu birkaç kişi mi? Yoksa Ben Senin Ehl-i Beyt’inden değil miyim?’ şöyle buyurdu: ‘Benim Ehl-i Beyt’im ve nübüvvetimin terazisi Ali, Fâtıma, Hasan ve Hüseyin’dir.” Ancak; Emirü’l-Mü’minînin, “Onların tutumu neticesinde, biz tamamen halkın hafızasından silindik” (İbn-i Ebi’l-Hadid, Nehcü’l-Belağa Şerhi, c. 9, s. 28-29)

   

Devam edecek