Halkı doğruya çağırırlar ama kendileri kaçarlar.....

Allah'ın hükümlerini bilirler; o varlık sahibinin zatından tamamen gafil gezerler. İnsanlara iyiliği söyler, fakat kendileri yapmazlar.

<Halkı doğruya çağırırlar ama kendileri kaçarlar.....

İçin dışın bir olmalı. Her şeye uyar ol. İsyan bayrağını yırt. Muhalefet sıfatını bırak. Sükût yoluna gir. Küfrü bırak. Daima Hakk'ı an. Hayır düşün. Şer yollarını bırak, hatâ görme.
 
Kalbinde Hakktan başka biri olsa, yıllarca Hakk kulluğuna koyulsan faydasızdır. Bin yıl ateş üstünde Hakk'a ibâdet etsen, kalbinle de başkasını görsen ve başkasından bir şeyler beklesen hayır yoktur: Saadet Allah sevgisi ile başlar. Kula gönül kapıldığı an, her şey bitmiş olur.
 
Hakk'tan başka her şeyi yok bil. Dış hâlinle eşyadan uzak durman ve iç âlemini onların peşinde sürüklemen neye yarar?
 
Allah kalplerde olanı bilir. Bunu biliyor musun? Kalbinde başkası var, dilinde tevekkül, ne demek? Bu hâlin seni utandırmaz mı?
 
Ey evlat! Allah'ın hilmine güvenme. O'nun tutuşu şedittir. Bir tutarsa yıkılırsın. Şu cahil bilginler, seni aldatmasın. Onların cümle bilgileri aleyhlerine çıkar. Lehlerine hiçbir iyilik bulunmaz.
 
Allah'ın hükümlerini bilirler; o varlık sahibinin zatından tamamen gafil gezerler. İnsanlara iyiliği söyler, fakat kendileri yapmazlar.
 
Bir şeyin kötü olduğunu söyledikleri zaman kendilerini sorumsuz görürler. Halkı doğruya çağırırlar; ama kendileri kaçarlar. İşleri Hakk'a isyan ve O'na çıkıştır. Bir kişiyi ele alır, onun hatalarını sayar dökerler…
 
Allah'ım, bana tevbe yolunu göster, onlara da göster. Hepimizi Peygamber (s.a.a.v) uğruna bağışla. Babamız İbrahim Peygamberin yoluna ilet. Allah'ım, bizi birbirimize düşürme, birbirimize faydalı olalım. Cümlemizi rahmet deryana daldır. Âmin!..
 
Ey evlat! Hak Teâlâ hem yüce hem de celallidir. O'nu iyi iste. İyi dilemeyi bilmiyorsun. İraden, O'na karşı sıhhatini yitirmiş. Hakk'ı arayan başka dâvayı bırakmalı, iki dâvayı bir arada yürütmek kolay olmaz.
 
Hakk'ı istiyorum, deyip başkasının peşinden koşan, isteğini iptal etmiş olur. Halk arasında dünyayı isteyen çoğaldı. Bu âlemin ötesini isteyen azdır.
 
Tam ve doğru olarak Hakk'ı talep eden azdan daha azdır. Onların azlığı pahalı cevherin azlığından da ileridir. Her şey parçalanır ve tahlil edilirse, onların içinden belki bir tane çıkar.
 
Her kabile o zatı kendine mal etmek ister. Onlar yer derinliğinde saklı olan değerli madene benzerler. Yeryüzünde onlar sultandır. Kulları ve bölgeleri onlar kucaklar. Onların hürmetine belâ kullara gelmez. Onların gönlü hoş olsun diye yağmur yağar. Sema onlar için bereket yağdırır. Yer onlar için nebat bitirir.
 
Onlar bir çağlayan gibidir. İlk devirlerinde, bir dağdan öbürüne geçerler. Yerlerinde oturamazlar; coşar, taşarlar. Bir diyardan öbürüne; ondan da başka yana... Her nerede tanınacak olurlarsa hemen orayı bırakıp giderler. Bu durum onların devamlı hâlidir.
 
Tabiî, sebepsiz değildir; bu yaptıkları işle kötü şeylerin kendilerinden uzak durmasını temin ederler. Kalpleri çağlayan olur.
 
Hak katından gelen askerler, onları muhafazası altına alır. Onların her biri Hakk tarafından esirgenir. Her çeşit ikramı görür; kötü şeylerden esirgenirler. Sonunda da halka gönderilirler.
 
Halk onların emri altındadır. O büyüklerin her biri kendi çapında bir idarecidir. Bunlar, aklın ötesinden gelen emirle olur. Akıl burada yol bulamaz. Akıl ve mantık burada biraz durgun gözükür. Aslında hem akıl çalışır hem de mantık; ama yolun aslına ermeyenler için böyle denir.
 
O büyükler halk için birer doktor sayılır. Zaten hakikî varlığı sezemeyen herkes birer hastadır. Kendini az hasta sayan onların peşine koşmalıdır.
 
Yazık sana... Onlardan olduğunu iddia ediyorsun. Göster alâmetini? Bilelim. Lâf çokluğu burada iş görmez. Hakk'a yakın olduğuna delil göster. Onlar hem Hakk'a yakın hem de lûtfa ermiş kişilerdir.
 
Sende bunlar var mı? Ne arasın? Hak katında hangi dereceye sahipsin? Makamın nedir? O yüce divanda ismin ne? Nasıl lâkap almışsın? (Abdülkadir Geylani Hazretleri, Fethur'r Rabbani eserinden) H: Akın Aydın