Gönlünü, aklına hakim kıl.....

Mümkün mü ki bir insan işlediği bir suçun vebalini, zararını anlamasın. Mümkün değil, biliyor.

<Gönlünü, aklına hakim kıl.....

Muhterem Hocam! Kulluk; daha çok bir takım arzuların gemlenmesi ile ilgilidir. Çünkü bir şeyin doğru olduğuna inanmak onu yaşamaya yapmaya, yetmiyor. Daha çok hisler devreye girdiği için bunu yaşamaya engel oluyor.
 
Tabii siz çok şeyin doğru, faydalı olduğunu bilirsiniz. Ama uygulamaya geçiremezsiniz. Çok şeyin de yanlış olduğunu görürsünüz, aklen bunu bilirsiniz, ama o yanlışı yaparsınız.
 
Mümkün mü ki bir insan işlediği bir suçun vebalini, zararını anlamasın. Mümkün değil, biliyor. Ama bildiği halde niçin bunu yapıyor? Onu, ona sürükleyen bir duygu var. İnsan bir duygu seli içinde. O duygu selini müspete tebdil etmesinin adı dindarlıktır.
 
Yani insan o duygu selini ahlak-ı zemimeden kurtarıp ahlak-ı hamideye tebdil edecek, o duygular içerisinde aklını değerlendirecek, kullanacak. O zaman o insan, hakikaten akl-ı selim sahibi insan olur. Aklını kullanan insan olur. Gönlünü aklına hakim kılan, gönül ile akıl arasında ciddi bir irtibat kuran, o ahlak-ı zemimeyi ortadan çıkartıp ahlak-ı hamide ile aklına güzellikler gösteren insan olur. İşte erdemli, olgun insan olmak budur. Bugün hepimizin ihtiyacı bu modele, bu olgunluğa, bu kemaledir.
 

 
Toplumun ihtiyacı, çevrenin ihtiyacı, cemiyetin ihtiyacı, hatta bütün dünyanın ihtiyacı bunadır. Bu erdemli insan, bu olgun insanın olmadığı yerlerde siz, asayişi hiç bir zaman bulamazsınız. Huzuru da bulamazsınız. Saadeti de bulamazsınız. Adaleti de bulamazsınız.
 
Bugün dünyanın hemen hemen her yerinde, her toplulukta, insan haklarından bahsedilir. En çok insan haklarından bahsedilen topluluklarda bir de bakarsınız ki insan hakları en fazla o topluluklarda ihlal edilmiştir.
 
Yani bu haklardan anlamadıkları, bilmedikleri için mi bu ihlaller vardır? Yok. Çok iyi bilmelerine rağmen, işin laf boyutunu çok iyi yapmalarına rağmen, o hakları hayata geçirecek özveri sahibi insan olamamışlardır. Yani işin hayvani boyutundan maalesef kurtulamamışlardır.
 
İnsan hakları ihlallerinin sebebi
 

 
Dedik ya; "Bugün insan haklarının ihlal edildiği dünyada en fazla insan haklarından bahsedilir." Nedendir? İnsan haklarını bilmediklerinden dolayı değil. İç tabiatlarındaki bu duyguları aşamadıkları ve o fena duyguların esareti altında akıllarını yönlendirdikleri için, maalesef büyük imkanlara sahip olmalarına rağmen, istenilen neticeyi elde edemiyorlar.
 
Devletler Hukuku'nun geçerli olduğu bölgelerde, diplomasi gece gündüz çalışıyor. Ama bir santimetre ileriye gittiğini göremiyorsunuz.
 
Bakıyorsunuz, hakikaten o insanlar, doruk noktada diplomat, uluslararası kişilik sahibi kimseler. "Bu nasıl bir neticedir, bunun altındaki gizli nükte nedir? diye hayret ediyorsun. Şudur; "Sen inkar ediyorsun, münkirsin. Onun için sen insanlığa hak ve hukuk kazandıramazsın.
 
"Efendim! Bilmem hangi devletin başı." Hiç fark etmez! Değil mi ki o insan iç tabiatında ahlak- ı zemimesini, hayvani duygularını aklına hakim kılmıştır, o, isterse dünyanın başvekili olsun. Bütün dünya devletlerinin başbakanı olsun. O, dünyayı idare ediyor ama onu idare eden duygular, maalesef işte bu anlattığımız duygulardır. Dolayısıyla onun terbiye olması, tezkiye olması lazımdır." (Prof. Dr. Haydar Baş, Hikmetin Sırları eserinden) H: AknAydn